Risâle-i Nur, materyalist fikirleri parça parça ediyor
Hakkı Yavuztürk kimdir?
Hakkı Yavuztürk, 1934’de Kemaliye’de doğdu. Sağlık memurluğu yaptı ve bu alanda emekli oldu. 1952’de Risâle-i Nur’u okumaya başlamış; Bediüzzaman’ı müteaddit defalar ziyaret edip, dersinde bulunmuştur. 5 Ocak 2007’de vefat eden Yavuztürk’ün kabri, Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
BİR HATIRASI:
Hakkı Yavuztürk anlatıyor:
Çok içtimaî ve dinî kitaplar okumuştum. Sağlık Okulu ikinci sınıfına, yani Lise 2’ye gitmekle beraber, merak saikasıyla çeşitli mütalâalarım vardı. Fakat, Risâle-i Nur bahisleri onların hiçbirine benzemiyordu. Meselâ, Gençlik Rehberi’nin bir bölümünde, şöyle deniliyordu:
“Kastamonu’daki lise taleberinden bir kısmı yanıma geldiler. Bize Hâlıkımızı tanıttır, muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar, dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusiyle mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlık’ı tanıttırıyorlar. Allah’tan bahsetmeyen muallimleri değil, onları dinleyiniz.”
Bunlar bambaşka bir izah şekliydi. Fenlerin, ilim derslerinin kendi hususî dilleriyle Allah’tan bahsetmesi hakikatı, müsbet ilimlerle, imanı birleştiren yeni bir bakış açısı getiriyordu. Hazret-i Üstad, her Risâlesinde ayrı ayrı mevzulara temas ederek, bu zamana kadar yazılagelen dinî eserlerden çok farklı izahlar yapıyordu. Bütün bunlar, bizler üzerinde bambaşka manevî bir bomba gibi tesirler yapıyor, mektepte fikrimize yerleştirilmek istenen materyalist fikirleri parça parça ediyordu, diyebilirim… Evet, bekliyorduk ki, yanlış bir lâiklik anlayışı neticesi, ‘Allah’tan bahsetmeyi’ ilericilik ve medeniyetçiliğe zıt sayan öğretmenlerimizin bize devamlı maddecilik telkin eden bunaltıcı havasından kurtulabilelim. Nasıl her fen, her ders, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedermiş, öğrenelim. (…)
Meselâ, bir gün Onuncu söz adlı Haşir bahsine âit bir meseleyi okuyorduk. O teşbihli ve fevkalâde mantıklı ve güzel izahlı Risâleyi okurken, o kadar tesiri altında kalarak dinliyorduk ki, “Âdeta Roma’yı istilâ ederek, Arşimed’i çalışma yerinde yakalayıp öldürmek veya tevkif etmek isteyen askerlere, onun ‘dairemi bozmayın’ dediği meşhur tarihî olay misâli, etrafımızda olup bitenlerden habersiz, bütün benliğimizi veriyorduk” dersem mübalâğa etmiş sayılmam…
(Son Şahitler, c. 4, s. 427)
Benzer konuda makaleler:
- Vefatının üçüncü yılında rahmetle andığımız Hakkı Yavuztürk:
- Bediüzzaman bütün âleme ders vermiştir
- Vefatının 4. yılında HAKKI YAVUZTÜRK’ü rahmetle anıyoruz
- Bediüzzaman gençlere seslenmiş
- Bir bilim adamı tipolojisi olarak Hawking ve zavallı inancı
- Nurculuk alet edilemez
- Bediüzzamanın eğitim modeli içinde Kastamonu örneği
- Meleklerin ve ruhların sür’ati
- Hakkı Yavuztürk’ü rahmetle anıyoruz
- Bediüzzaman’da eğitim
“Asrın müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin telif ettiği Risale-i Nur’ların medyadaki katıksız dili olmaya özen gösteren Yeni Asya, sağduyulu çizgisinden ödün vermeden ‘doğrunun yanında haklının sesi’ olarak milletimizin gönlünde taht kurmuş bir misyon gazetesidir.”
İlk yorum yapan olun