Yaz günü Temmuzda, hava niye serin böyle?

Evet, Rabbimizin merhametini, biz aciz kullarına olan lütf-u ihsanını gördünüz mü? Dikkat ederseniz, yaz mevsimlerine denk gelen her Ramazan geldiğinde genelde böyle olur.

Rabbimizin taahhüdünde ve O’nun rızası için tutulacak oruçlara kolaylık olsun diye, her Ramazan başlangıcında böyle lûtfeder Rabbimiz. Hava unsuruna, ona müeekkel melâikeye emreder. Onlar da, yaz günü Temmuz sıcağı da olsa, emre âmâde olur, bir serin rüzgâr ile o kavurucu sıcakların hüküm süreceği mevsimin birden değişir.

Bu hâli, iki yaz Ramazan mevsimi yaşayan bizler hep müşahede ettik. Özellikle bizim batı bölgelerinde, bu aylarda hava sıcaklıkları normalde 37-38 derece olması lâzımken, şimdi bakıyoruz da, Ramazan başladığından bu tarafa, çok fazla bir kavurucu sıcak görmedik. Dediğimiz gibi bu, tamamen Rabbimizin oruç tutan kullarına bir ihsanıdır. Ve hep, bu yaz Ramazanlarının başlangıcında başta bazı gençler olmak üzere bize soranlara “Korkmayın, oruç Rabbimizin taahhüdünde olduğundan, orucunuzu rahat tutarsınız” diyorduk.

Geçen seneki Ramazan’ı, bizim çocukların isteği üzerine, havanın sıcak olma ihtimaline karşı, adeta sıcaktan kaçmak için daha serin bir iklime sahip olan Erzurum’da geçirmiştik. Bu sene de gitmeye niyetlendik ama olmadı. Ve bu sene eve klima taktırdık ki, “Çocuklar Ramazanda kolay oruç tutsunlar” diye. Ama Rabbimizin havayı böyle serin yapmasından dolayı klimayı doğru-dürüst kullanmadık bile!

Vallahi, ben bu hâle şaşırıyorum—ki sizlerin de birçoğu şaşırıyordur sanırım. Mevsim yaz, ay Temmuz. Kavurucu sıcakları beklerken, sanki tabii bir klima çalışıyor ve her taraf güllük-gülistanlık. Böyle bir vaziyette nasıl oruç tutulmaz, nasıl Rabbimizin rızasını tahsil için gayrette bulunmayız?

Ve tabii, bu mübarek ayın hürmetini tutmayıp, nefsine mağlup olarak ehl-i sıyama muhalefet edenlere de acımak lâzım.

Öte yandan, oruç tutmadığı halde, oruç tutanların gözü önünde Ramazan’a hürmetsizlik edenlere de Allah selâmet ve hidayet versin. Kardeşim, tutmayabilirsin, tamam bir şey demiyoruz elbette, diyemeyiz de. Hem hasta olabilirsin, güçsüz olabilirsin, inançsız da olabilirsin. Ama oruç tutmadığını böyle âleme ilân edercesine, inadına inadına göstermenin manâsı ne? Yani biz oruç tutmakla bir şey kaybetmediğimiz gibi, sizler de tutmamakla kazanmış olmazsınız. Aksine tutanlar Allah’ın ikramıyla ebediyen kazanırken, kasten tutmayanlar ebediyen kaybediyorlar.

Allah, bir İslâm beldesi olan bu vatanda; şuursuzca ve kasten hareket edip, ehl-i sıyama, oruç tutanlara ve dolayısıyla Ramazan’a hürmetsizlik edenlere, basiret ve hidayet nasib etsin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*