EURONUR ÖZEL

Yaz Programı

Özel Makale /yaz

Haziran ayı itibarı ile yaz ayları başlamış oldu. Yazın yapmayı düşündüğümüz faaliyetleri yapabilecek miyiz belli değil. Dünyada esen savaş rüzgarları ve bundan kaynaklanan ekonomik belirsizlikler hareket alanımızı hayli daraltmış görünüyor.

Akaryakıt fiyatlarının şimdiden yükselmeye başlaması, her şeyde fiyatların yükseleceğini gösteriyor. Sadece emekli maaşı olan emeklilerimizin bulundukları yerden kıpırdamaları çok zor. Onlar için en güzel yaz faaliyeti, okumayı düşünüp erteledikleri kitapları okumak. Bilhassa Risale-i Nur külliyatını belirli bir program dahilinde okuyup tamamlayabilirler.

Şahsi okumaların önemi tartışılmaz. Bu yaz, bu tür okumalara ağırlık vererek birçok ince ve hikmetli konuyu kendi dünyamızda anlayabiliriz. Derslerde de bunları pekiştirip saff-ı evvel Nur Talebesi ağabeylerimizin saffına katılabiliriz.

Yaz Aylarını Verimli Geçirme Yolları

Emeklilerimiz için bu yaz aylarını fırsata dönüştürmek mümkün. Yoksa günler su gibi akıp sonbahar ve kış aylarını birdenbire karşımızda bulacağız.

Öğrencilerimiz zorlu bir eğitim yarışından yeni çıktıkları için, onları çok sıkıştırmak doğru değil. Daha çok zihinlerini dinlendirici faaliyetlere yönlendirmek isabetli olur.

Ancak insan tembelliğe meyilli olduğu için rölantiye aldıkları zihinlerini istop ettirmek de doğru değil. Hani avuçtaki serçe kuşu misali. Çok sıkıp öldürmek olmaz. Serbest bırakıp uçup gitmesine izin vermek de olmaz. Orta kararlı tutmak gerekir.

Gelir durumları müsait olanlarımız için bu yaz ayları sıla-i rahim için altın bir fırsat. Ömür sermayemizin ne zaman tükeneceğini bilmediğimizden bu mühim ibadeti fırsatını bulduğumuz anda yerine getirmemiz gerekiyor.

Bu ibadette kendimiz için ne kadar faydalar bulunduğunu yaşayanlar bilirler. Hiç ummadığımız güzellikler bu ibadette bizleri bekliyor. Bu güzellikleri yaşamaktan kendimizi mahrum etmeyelim.

Zaten ömür dediğimiz kum saatine benziyor. Malum kum saatinin üç bölümü vardır. Birisi üst bölüm, ikincisi alt bölüm, üçüncüsü de ortadaki kumun aktığı orta bölüm.

Üst bölüm ömrümüzün kalan kısmı. Burada ne kadar kum (dakika) bulunduğunu bilemiyoruz. Son kumlar da kalmış olabilir. Daha kumumuz da olmuş olabilir.

Alt kısım, ömrümüzün geçmiş gitmiş bir hayal olmuş kısmı. Burada dakikalar içinde sarılı bulunan amellerimiz hesap gününde açılmayı bekliyor.

Orta kısım ise, şu an yaşamakta olduğumuz müstakbelden maziye akıp giden kumların geçtiği ince kısım. Burada trafik çok yoğun, akış devamlı ve hiç kesinti yok.

Dikkatli bakıldığında bu kum saatinde üç mühim hakikat hükmediyor. Birincisi üsteki kumlar sürekli azalıyor. İkincisi bu kumların ne zaman biteceğini kimse bilmiyor. Üçüncüsü ve en önemlisi ise bu kum saati kimse için ters çevrilmeyecek.

Hal böyle olunca bu yaz aylarının kumlarının içine çok güzel ameller sarıp alt tarafa gönderelim ki, ahirette açıldığında hem bizim yüzümüzü güldürsün hem de şiddetli mesuliyetten kurtulalım.

“Kitapları konmuştur. Artık o mücrimleri içindeki günahlarından dolayı titrediklerini görürsün. Derler ki: Yazıklar olsun bize! Bu kitaba ne olmuş! Ne küçük ne büyük hiçbir günah bırakmamış hepsini saymış. Bütün amellerini hazır bulacaklar. Rabbin kimseye zulüm etmez.” (Kehf Suresi, 49)

On Üçüncü Şua’dan Hayat Dersleri

Yukarıdaki yazının derunini daha iyi kavramak için On Üçüncü Şua‘yı dikkatle okumak gerekiyor.

Bu Şua’da Üstad hazretleri Denizli hapsinde en sıkıntılı günler geçerken talebelerine yazmış olduğu kısa mektuplar ile öyle hakikatli dersler veriyor ki; ömür sermayesi nedir ve nasıl değerlendirilir çok güzel anlatıyor. Böylece hapishane bir Nur Medresesine dönüyor.

Bu Şua aynı zamanda ehli dalalet ile manen mücahedenin eşi benzeri olmayan misalleri ile dolu. Mutlaka okumak lazım.

Benzer konuda makaleler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu