Yeni Asya hep haklıydı, bugün de

20. Asır başlarında boy gösterdiği o günlerden bu güne görüldü ki basın; hayatı, siyaseti ve hâdiseleri şekillendirmede, toplumu yönlendirmede, bilgilendirmede çok mühim bir rol üstlenmekte.

Bediüzzaman bu konuda “Gazetelerin aldatmalarıyla meşrû bilerek, buradaki görenek ve âdete binaen cereyan-ı umumîye kapılan safdillerin”1 derken, zararlı tarafını ele alırken öte yandan çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerle isyan eden 30 bin insanı yola getirmesi, Hutuvat-ı Sitte ve Tanin Gazetesi’nde yayınladığı makaleler ile de İngilizlerin İstanbul’u işgâlden def etmeye vesile olmasını da nazara verir. Yani kötüye kullanıldığında insanları zehirlediği gibi, diğer yandan hakkın hatırı gözetildiğinde vatan müdafaası gibi kudsî hizmetleri de var ve oluyor.

Cumhuriyet döneminde tek partiye hizmet ederken, Demokratlardan sonra nisbeten sağ basınla doğru dürüst haberler de alınabiliyordu.

Darbelerle birlikte bir ikisi hariç vesayetten kurtulamıyor, çoğu düzenin askeri oluyordu. Bir kısmı ise bir müddet direnseler de ihlâsla yola çıkmadıklarından dünyaya yenildiler. Her şeye rağmen basın belirleyici rol oynuyor, iktidarları değiştirecek potansiyeli buluyorlardı. Bunu bilen kimi iktidarlar, ana akım medyayı ulûfelerle kendilerine bağlıyorlardı. Açık söylemek gerekirse Demokratlar bu mevzuda kabiliyetsizler! Aslında hürriyetçi olduklarından basını hür bıraktılar. Fakat ne yazık ki o hürriyet! (vesayetle) her defasında onların başını yiyordu.

Durum bu minvalde düşe kalka giderken, AKP Türkiye’sinde tamamen iktidar cephesine geç(ir)ildiler. İlk zaman zevkle yapılırken sonradan biat etmeyen kesime çökülüp susturulduğundan yüzde 90 oranında (havuz) oldular. Böylelikle pastaları da pay ettiler. İş maddeye dönmüştü; ne kadar biat, (ekmek) o kadar menfaat (köfte) gördüler. Yeni Asya gibiler de hakları olan ilânları kesilerek dolaysıyla cezalandırıldılar. Biat, öyle bir hâl aldı ki yalan-yanlış-iftira kampanyalarıyla toplumu manipüle ederek tuhaf bir taraftar inşasında mühim rol aldılar.

Yapılan istatistiklerde iftira, çarpıtma ve yalan haberler her şeye rağmen belgelenip, her bir organ tazminatlara mahkûm edildi. O listede malûm medya ilk onda, Yeni Asya ise en sonda oldu hep. Yani koca bir senede sehven yazılan belki bir adet bilgi düzeltmelerdi. Bu onlar için utanç tablosu iken, bizim için bir şeref tablosu oldu elhamdülillah.

Talimatla öyle manşetler atıldı ki, o gazeteler aynısını harfi harfine kopyaladılar. Hem de hakikatleri milletten gizleyerek.

Geminin battığı ve karaya oturduğu hakikatını milletten saklayarak hiçbir yanlışa itiraz etmedikleri gibi, o yanlışlara itiraz edenlere saldırıp, taraftarları da saldırttılar.

YENİ ASYA VAZİFESİNİ YAPTI

Ne kadar saklanırsa saklansın er ya da geç ortaya çıkmak gibi huyu olan hakikatlar, bir tripot bir kamerayla, bizim zekâtını yazabildiğimiz, çürümüşlük ve kokuşmuşluk gün yüzüne çıktı. Görüldü ki o destekler boşa değilmiş. İşin içinde kendilerinin de olduğunu birbirlerini suçlayarak bir bakıma itiraf ettiler.

Gelinen noktada; biz, pis ve derinliklerdeki karanlık işlerden anlamayız. Ancak prensiplerle hareket ettiğimizden irşad ve ikaz vazifemizi yaptık, yapıyoruz.

Risale-i Nur’u kendine yol haritası belirleyip, sadâkatle bağlı olanlar inşaallah kıyamete kadar vartaya düşmeyeceklerdir, bu yol haritasının pusulası olan Yeni Asya, herkesin siyasete daldığı bir ortamda irşad vazifesini hakkıyla yaptığı bir kere daha tescillenmiştir.

Herkesin alkışladığı ve rakiplerin dışlandığı zaman biz dedik ki; bu iktidar yanlış gidiyor. Çünkü din namına konuşulsa da dine ters icraatlar yapılıyor. Zira aldığımız dersler bize neyin doğru, neyin yanlış olduğunu apaçık gösteriyor:

1. Din adına siyaset yapılmamalı, zira en başta din zarar görür ve karşı siyaset din aleyhine geçer.

2.”Riyaset-i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyim” (Tek adam rejimi.)

3. Kuvvet kanunda olmalı.

4. Parlamenter sistem

5. Hür basın

6. İfade hürriyeti

7. Hükûmet ele bakmalı, kalbe değil.

8. Suçun şahsîliği (yapanı bulmalı, çevresini, partisini ya da aşiretini cemaatini değil)

9. Saltanat ve debdebe batırır. (İtibardan tasarruf)

10 Liyakat.

İlaahir… İşte bizi haklı çıkaran bunlar. Filmin sonunda değil, başında söyledik..

Dipnot:

1. Bediüzzaman Cevap Veriyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*