Yerinde müridane irtibat

Bir önceki yazıda Nur dairesi içinde zuhûr eden “müridane irtibat” hastalığı cümlesinden seyyar ve seyyah kısmının muhtemel zararlarına dikkat çektik.

Bu yazıda ise, yerinde, sabit duran, mahallî, lokal bir vaziyet arz eden “müridane irtibat”ın muhtemel tehlikeleri üzerinde durmaya çalışalım.

* * *
Nur Külliyatının muhtelif eserlerinde, lâhika mektuplarında aşağıdaki husus gayet vâzıh ve son derece açık bir şekilde mükerreren ifade ediliyor ki: “Mesleğimizin esası uhuvvettir. Peder ile evlât, şeyh ile mürid mabeynindeki vasıta değildir. Belki hakîki kardeşlik vasıtalarıdır. Mesleğimiz Halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder.” (Hizmet Rehberi, s. 82)

Bu hususun bir şifâlı ilâç gibi tekrar be-tekrar nazara verilmesinin sebebi, ihtiyaca binaendir.

Demek, bu zamanda tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık var ki, ilâcı, reçetesi de ona göre çok miktarda hazırlanıp takdim edilmiş.

İşte, bu amansız hastalık, maalesef bizim bünyemize de bulaşmış olup tesirini icra ediyor. Yer yer ciddî mânâda nifaka, iftiraka, ihtilâfa sebebiyet veriyor.

Bu fecî tehlikenin mutlak sûrette farkında olup, kâmilâne bir tedbir ve teyakkuz hali içinde hizmetimizi idame ettirmemiz icap ediyor.

“Daire içinde mürşit” meselesi

Müridane-mürşidane irtibat, Nur dairesine girmeden önce hidayete vâsıl olanlar için söz konusudur. Bu durumdaki kimseler, daire içinde de eski mürşitlerinin muhabbetiyle kalıp hizmet edebilir.

Önceden şeyhi/mürşidi olmayanlara ise, sonradan hariçte mürşid aramalarına izin, ruhsat verilmiyor, belki daireye bir daha kabul edilmiyor.

Zira, “daire içinde”ki mürşid, hariçteki “mum ışığı”na nisbeten güneş gibidir. Güneşi bırakıp mum ışığına gidilmez. Gidilmesi akıl kârı değil.

Daire içindeki güneş-misal mürşid ise, bir şahs-ı vahid değildir ve olamaz. Kimin haddine düşmüş, bu mânâda (yani güneş gibi) bir mürşid vaziyetini takınmak?

Kaldı ki, Nur dairesi içinde mürşidâne, pederâne vaziyet takınmak kat’i sûrette yasaklanmış, men’ edilmiş. Cevazı, ruhsatı yoktur bunun. (Lem’alar, s. 170)

Acaba, bunu görmeyecek, bilmeyecek, anlamayacak ne var ki, bazı ihvanlar hâlâ “daire içinde”ki mürşidden bir şahs-ı vahid mânâsını çıkarma sevdâsına düşüyor?

Daire içinde şahıs peşinde koşma, şahıs etrafında toplanma, bir şahsı baş tâcı etme yolu açık veya buna ruhsat verilmiş olsa, acaba seksen parçaya bölünme yolu da açılmaz mı? Her şehirde bir şahıs, her vilâyette bir mürşid zuhûr edip kabil-i iltiyam olmayan bölünmelere, ihtilâflara, iftiraklara, inşikaklara sebebiyet verilmiş olmaz mı?

Acaba, bu dehşetli “ihtilâf û tefrika” vebâlinin altına kim girebilir?

Allah muhafaza, adamın âhretini yakar, böylesi bir şenaat.

Acaba, Nurun şahsiyet-i mâneviye dairesi içinde mündemiç olan Ferîd/Ferdiyet makamı,  üstad-ı küll, Kevser-i Kur’âniyeden nebeân eden havz-ı kebir, sahabe mesleği, isar hasleti, hıllet meşrebi, haliliye ve uhuvvet ve fena fi’l-ihvan mesleği…, (Şuâlar, s. 282) bütün bunlar bize yetmiyor mu ki, tutup ayrıca bir şahsın müridi, kölesi, yahut talebesi olma zaafına düşüyoruz?

Acaba, meşveret ve şûrâya tabi olmak, yüz binlerce kardeşin duâsına, hasenatına, teveccühüne, muhabbetine mazhar olmak bize yetmiyor mu ki, tutup fâni şahıslara perestiş veya biat etme vartasına düşüyoruz?

@salihoglulatif’ten
Mahallî seçim, adlî operasyon, fâcia, musîbet dahil, böyle her vak’ayı referandum havasına çevirmek, sosyal-siyasî fay hattını germek demektir. Bu fay hattı aynı minvâl üzere gerilmeye devam ederse içtimaî zelzele kaçınılmaz olur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*