Yiğitlerin, serdarların şehri

İnsanları hayatında etkileyen, hayallerini süsleyin, kalbini heyecanlandıran olaylar, kişiler, mekânlar ve makamlar vardır. Unutulmaz hatıralarla gönlümüzde, ruhumuzda ve benliğimizde yer eden; mübarek ve kahraman bir avuç insanın cansiperane say-ü gayretleriyle Kur’ân hizmetinde gösterdikleri cesaret, çalışkanlık ve fedakârlıklarla tarihe geçtiği yerlerden biri de Isparta ve Barla’dır.

Kur’ân nurunun, İslam şuurunun ve iman hakikatlerinin tulu ettiği mübarek mekânlar bu serhat şehrinde, hatıralarıyla “Isparta Kahramanları” olarak yâd edilmektedirler. Taşıyla toprağıyla mübarek addedilen buralar, nice adsız kahramanların, serdarların, yiğitlerin canıyla, malıyla ve bütün varlığıyla yaptıkları mücadele ile küfr-ü mutlaka meydan okuduğu yerlerdir.

Barla eserlerin telif edildiği, insanlığın imdadına Kur’ân ve iman hakikatlerinin gönderildiği manevi merkez. Asrın sahibi, zamanın güzeli, gönüller sultanını misafir eden Barla ve oradaki bahtiyarların ihlâsla yaptığı hizmetler, çalışmalar ve kahramanlıklar Risale-i Nur’da muhtelif yerlerde sena ile sitayişle anılmaktadır.

Ahirzaman dehşeti içersinde küfrün insanların kalplerini, akıllarını ve vicdanlarını zehirleyen cereyanlarına, sinsi ifsat komitelerine karşı çelik yürekli insanların mücadelesi gerekiyordu. Kur’ân’ın çağımıza sunduğu hayattar iksirler, insanlık âleminin imdadına Barla’dan dalga dalga yükselerek; Eğirdir, Bedre, Kuleönü, İslamköy, Sav, Çamdağı velhasıl Isparta’nın her mekânından dünyaya yayılmıştır.

Onlarca isimsiz kahramanın, saff-ı evvel ağabeylerin her türlü zulme, yokluğa ve imkânsızlıklara karşı geliştirdikleri metotlarla, kurdukları santralle, Nur ve Gül Fabrikası sistemleriyle İslâm’ın hayattar meşalesini aşkla, şevkle, heyecanla omuzlarında şerefle taşımışlardır. Adeta karınca gibi gece gündüz demeden çalışarak, çabalayarak muhtaç gönüllere ulaştırmışlardır.

Nice zahmetlerle yapılmış hizmetlerin, yaşanmış hayat hikâyelerinin, destansı kahramanlıklarını ifade temek, söylemek, anlama ve anlatmak acizliği içerisinde; hislerin, duyguların, heyecanların coşkulu esintilerini aşk halesi terennüm dizelerinde arayalım:

Yıldızlardan savrulur marifet ışıltıları
Şirin kar tanecikleri gibi hutbeleri
Her yerde deka-i sanat hakikatleri
Çam Dağında Seyda’nın anlattıkları
Mana-i harf iksiri, heceler satır satır
Zemin yüzüne doğru hikmeti yansıtır
Her Mektubu aşk damıtır ufuklarda
Bahar bir deste gül, yer sofrasında
Risaleler çiçek tarlası tefekkürlere
Yerden göğe, hayalin gittiği yere

Şamlı Hafız’ın elinde harfler dokunur
Hasan Feyzi’nin şiirlerinde okunur
Hasret kokar Barla’nın bahçelerinde
Tuba-i hakikatin binlerce meyveleri
Aşk kıvılcımı bulan nur postacıları
Gönül ateşine pervane olup yandılar
Çiçeklerde arılar gibi zemini dolandılar
İşitmiş asumandan her şeyin hutbesini
Sessiz çığlıklarla konuşan kâinatın sesini
Mahlûkat mana dolu, mektuptur her biri
Seherde göklerden akar nur huzmecikleri
Yıllar geçse, asırlar eskise nurlar kalacak
Hakikatler Kur’ândan zahir, kucak kucak
Risale-i Nur ümit verdi hakka muhtaçlara
Şu zamanın zulmet ateşinde kalmış açlara
Herbiri meçhulde abide olmuş mübarekler
Isparta Kahramanlarına nazır gökte melekler

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*