Zalim hükümdara ders

Moğolların meşhur zalim hükümdarlarından Hülagü nereden aklına geldi ise bölgenin önemli âlimleriyle görüşmek ister.

Korkudan veya başka sebeplerden dolayı meşhur âlimlerden kimse hükümdarın bu görüşme isteğini kabul etmeyince, genç bir âlim olan Kadıhan bu görüşmeyi kabul eder. Yanına bir deve, bir keçi ve bir horozla beraber hükümdarın karşısına çıkar.

Zulmü ve zorbalığı ile maruf hükümdar genç âlimi kibirli ve gururlu bir tavır ile; “Benim ile görüşmek için seni mi buldular?” demiş. Genç ve cesur Kadıhan; “Görüşmek için boylu boslu, iri yarı birini istiyorsan, işte sana bir deve getirdim. Yaşlı, sakallı birisini istiyorsan sana bir keçi getirdim. Sesi çok gür çıkan birisini istiyorsan işte sana bir horoz getirdim. Bunlardan hangisini tercih ediyorsan görüşebilirsin” deyince hükümdar aynı zamanda âlim olan bu genç hocanın ciddiye alınacak bir âlim olduğunu anlar.

Zalim hükümdar Hülagü; “Söyle bakalım, beni bu makama getiren nedir?”

Kadıhan; “Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Cenab-ı Hakk’ın verdiği nimetlerin kıymetini bilemedik. Zevk sefaya daldık. İşi ehline veremedik. Yüce Allah da bize verdiği nimetleri almak üzere senin gibi zalimleri gönderdi” der.

Hülagü; “Söyle bakalım beni buradan kim gönderebilir?”

Kadıhan; “O da bize bağlı… Kendimize gelip, ne kadar kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetlerin kıymetini bilirsek, işte o zaman sen buralarda duramazsın” cevabını verir.

Evvelâ genç Kadıhan’ın zulmü ile nam salan Hülagu ile hangi sebep ile olursa olsun görüşmeyi göze alamayan ve dolasıyla zalim hükümdarın yaptıklarına seyirci kalanların tavrı calib-i dikkattir.

Hülagü’nun “beni bu makama getiren nedir?” şeklindeki sualine Kadıhan’ın; zalim idarecilerin durup dururken meydana çıkmadıklarını söyleyip, kendilerine verilen nimetlere karşı hamd ve şükür etmek yerine küfran-ı nimette bulundukları için Cenab-ı Hak insanları yaptıklarından vazgeçirmek ve terbiye etmek için aynı adalet olarak bazı zalim idarecileri onlara musallat eder.

Hz. Peygamber’in (asm); “Toplumlar idarecilerinin yolundadır” şeklindeki tesbitlerini tastik ve te’yid ediyor. Yine Hz. Peygamberin (asm); “Ne zaman topluluklar zalime taraftar olur, onu destekler ise Cenab-ı Hak o zalimi onlara musallat eder” şeklindeki tesbitlerini de dikkate almak lâzım. Bu meyanda Üstad Bediüzzaman’ın; “Cehalet ile bir millet hakkını hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti de müstebit eder” tesbitleri de geçmişten günümüze baktığımızda zalim idarecilerin iş başına gelmelerinde hakkının hukukunun farkında olmayan toplumların önemli payının bulunduğunu unutmamalıyız.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*