Zamanın ezberini bozan dahi

Gerek Risâle-i Nur külliyatıyla, gerekse tüm hayatıyla klasik din alimi kalıplarının dışına çıkan Bediüzzaman, eğitimden sosyal hayata, siyasetten iman hizmetine kadar pek çok alanda ezber bozmuştur.

Bu anlamda; fen ve din ilimlerinin bir arada okutulduğu Medresetüzzehra” projesini, “fotografik hafızası” ile ciltlerce kitabı çok kısa bir sürede hıfzetmesini, sürekli medrese değiştirmesini, diğer hocaların ve de medrese talebelerinin aksine asla zekât ve hediye kabul etmemesini; “cihad” meselesine bakışını, çeşitli boykotlara katılan aksiyoner yönünü, konuştuğu herkesin seviyesine göre hitap etmesini; “dindar cumhuriyetçilik” kavramını, 1. Dünya Savaşında mağlûp olmamızı açıklarken getirdiği yorumu; esma-i hüsna endeksli kâinata bakışını, İslâmın üzerindeki asırlardan beri gelen tozları silkeleyerek aslına döndüren “saykakül İslâm” anlayışını, “tevhid”e yaptığı vurguyu, Risâle-i Nur için söylediği “Dâvâ değil, dâvâ içinde bürhan” sözünü örnek gösterebiliriz.

Genç Yaklaşım dergisi de Mart sayısını Bediüzzaman Said Nursî’nin bu yönlerine ayırmış.

Yusuf Sönmez, “Zamanın ezberini bozan dahi” derken yukarıdaki gerçeklere işaret ediyor. Sönmez, Bediüzzaman’ı şu cümlelerle anlatıyor: “Şu âleme sanki başka bir asırdan gelmişti, sanki başka bir âlemin adamıydı o. Duruşu, bakışı kıyafeti ve tavrı başından beri başkaydı. Ahir zamanda Asr-ı Saadeti arayan bir kalp duruyordu zamanın aynasında.”

Murat Çiftkaya, Said Nursî’nin “Başarısının sırrı”nı sepetinde arıyor, “Sonsuz âleme göç ettikten sonra ardında bıraktığı ve (bir-iki kıyafet, termos, tesbih, namazlık ve saat gibi bütün “mal-mülkünün”) sığabildiği sepetinde!”

Ömer Faruk Uysal, Bediüzzaman’ın nelere muhalefet edip, nelere etmediğini özetlerken, o­nu kendi dar dünyalarına sıkıştırmaya çalışanları da ifşa ediyor.

Veli Sırım, Said Nursî’nin vefat ettiği gün yağan çamurdan yola çıkarak, bir tarih gezintisine çıkarıyor okuyucuları.

Hürmet Cesur Kaplan, Üstad Bediüzzaman’ın kıyafetlerini, Gökçe Ok, eğitime getirdiği yenilikleri anlatıyor.

Sadık Yalsızuçanlar ise, Risâle-i Nur ve zikir konusunu ele almış.

Figen Arbak ve Nurkan Tezer, genç kızların penceresinden bakmış Said Nursî’ye.

Kapak dosyası dışında Muhammet Örtlek’in “Küreselleşme hastalıkları”, İsmail Benek’in “Gelişme yolculuğu” yazılarını ve Prof. Dr. Mehmet Kaplan’la Çanakkale üzerine yapılan söyleşiyi de unutmamalı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*