Zıtlar isim değiştirmiş

Tony Abbott & Julia Gillard

Kamuoyunda çokça tartışılan birçok popüler iç ve dış hadisenin hayhuyunda çarpıcı bazı olaylar kaynayıp gidiyor.

Geçen hafta, ilk İngiliz yerleşimcilerinin Avustralya’ya ulaştığı 26 Ocak 1788’in 224. yıldönümünde başşehir Canberra’da “Avustralya ulusal günü” kutlamaları kapsamında bir programa katılan Avusturya Başbakanı Julia Gillard’a ve yanındaki anamuhalefet lideri Tony Abbott’a yönelik tepkiler ve tartışmalar bunlardan biri.

İki asırdır İngiltere genel valisi üzerinden İngiliz Kraliyeti güdümündeki koskoca kıt’anın yerlilerinden iki yüz kişilik kızgın Aborjin’in programın yapıldığı restoranın camlarına vurarak “Utan!” ve “Irkçılık!” sloganlarıyla protestoları karşısında korumaların güçlükle arabasına ulaştırıp uzaklaştırdıkları bayan Gillard’ın ayakkabısının tekinin olay yerinde kalması, medyada “Avustralya Başbakanı göstericilere papuç bıraktı” benzeri başlıklarla magazinleştirildi.

Oysa ibret verici ve dikkat çekici olan, ülkenin asıl sahibi Aborjinlerin, İngiliz yerleşimcilerinin hiçbir anlaşma yapmadan ve yerli halkın olurunu almadan emr-i vaki ile kıt’a adaya çıkmalarının bir işgal olduğu ve bunun “bayram, kurtuluş-kutlama günü değil, işgal günü” nitelemeli infiâllerine karşı, Başbakan ve “örtülü İngiliz mandacıları”nın “işgal günü”nü “büyük önem taşıyan bir gün” yorumuyla işgale medhiyeler dizmeleri. (Ki, daha önceki Avustralya Başbakanı, Aborjinlere yapılanlardan dolayı resmen özür dilemişti.)

Bugün olup bitenler, Bedüzzaman’ın, “Şimdi bazı hakaikte (hakikatlerde) bir inkılâb var. Ezdad (zıtlar) isimlerini değiştirip mübâdele etmişler (yer değiştirmişler.) Zulme adâlet, cihâda bağy, esârete hürriyet nâmı veriliyor” tesbitlerinin haklılığını bir defa daha gündeme getirmekte. (Eski Said Dönemi Eserleri, Tulûat, 574)

Zira “zıtların mübâdelesi” çarpıtması sonucu, psikolojik saldırılarla, medyatik dezenformasyon bombardımanıyla bir tür “mankurtlaşma”yla beyinler de âdeta işgal edilip esir alınmakta, kitleler yönlendirilmekte. Avustralya’da olduğu gibi, ecnebilerin onbinlerce kilometre uzaktan okyanusları aşıp işgal ederek zorla uhdelerine aldıkları ülkeyi “istilâ günü” “millî gün” olarak ilân edilip iki asrı aşkındır kutlanmakta!

“Alçak siyaset”in fitnekârlığı…

İşgal ve sömürüye direnişin “isyankârlık”la ithamı fitnekârlığı günümüzde de her türlü vasıta ile dayatılmakta…

Büyük bir bölümü çocuk, kadın ve yaşlı olan iki milyon insanın katledildiği, yüzbinlerce çocuğun öksüz ve yetim bırakıldığı, dört milyon insanın baskı ve zulümden kaçıp göç ederek yurtsuz-evsiz kaldığı Irak işgalinin “özgürleştirme” paravanında yapılması ve bir milyon insanın öldürüldüğü Afganistan’ın işgaline “kurtarma operasyonu” denilmesi bunun birer misâli.

Kısacası, İngilizlerin Avustralya’ya çıkışından İstanbul’u işgaline, Amerikalıların Irak ve Afganistan’ı işgalinden “Büyük Ortadoğu Projesi” hedefindeki 22 İslâm ülkesi arasında “barış ve özgürleştirme operasyonu”na giriştiği her ülkede zulme “adâlet” maskesi takılmakta. Bir milletin topyekûn esâret altına alınmasına “özgürlük” yalanı uydurulmakta.

Bundandır ki Bediüzzaman, bu saptırmayı, “alçak siyaset” olarak tanımlamakta. “İ.G.Z.” şifresiyle deşifre ettiği “İngiliz siyaseti”nin “hassa-i mümeyyizesini (ayırt edici özelliğini)”, fitnekârlık, ihtilâftan istifade, menfaat yolunda her alçaklığı irtikâp etmek, yalancılık, tahripkârlık, hâriçte menfilik” olarak takbih etmekte. (a.g.e., 575)

Özetle, çarpıtma devam etmekte. Bediüzzaman’ın tâbiriyle bir asır önce “Anadolu’ya hücum eden ‘İ.G.Z.’nin bu ezlem (çok zâlim) düsturu”yla ecbeniler bugün de saldırmakta; bütün İslâm âlemine…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*