Zübeyir Gündüzalp’ten başarıya götüren altın prensipler…

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin mühim bir talebesi olan merhum Tahiri Mutlu Ağabeyin, Üstad Bediüzzaman’ın ‘Kainata değişmem’ dedikleri değerli talebeleri merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey hakkındaki tesbitleri son derece manidardır: “Bütün sır ondadır. Ne sır varsa, neyi bilmek istiyorsanız ona soracaksınız. Şimdi Üstad demek Zübeyir demek, Zübeyir demek Üstad demektir. Onun söylediklerini her zaman not alın, bir nüsha da bana verin” demiştir.(1)

Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin, Risale-i Nur’dan ilhamla kaleme aldığı, ilim ve hikmet dolu önemli ölçü ve prensiplerden bazıları:

*Herşeyini “bugün” bilmek.

*Gençlikte insan ne ile meşgul olursa, istidatları onda inkişaf eder.

*Dehâ dikkati değil, dikkat dehâyı verir.

*Az yemeye dikkat. Dolu mide dikkati ref eder (kaldırır). Tefekkür, şükür hisleri kalkar. İnsanı kasavet bağlar.

*Dâimâ azimli olmak.

*Himmeti dağıtmamak.

*Bilseniz ki, gayret ne kadar kıymettardır; bir dakika boş durmazdınız.

*Yaptığın işi bütün mevcudiyetinle, hayatın ve mevcudiyetin ona bağlı imiş gibi yap.

*Her an muvaffak ve muzaffer olacağım cehdi içinde olmalısın. Bir işi bitirmeden başka bir işe el atmamalısın.

*Bir yerde devamlı kalmak gaflet verir.

*Yüksek yerlerin hafıza üzerindeki tesiri büyüktür.

*Ezberlemek hafızayı açar.

*Yatarken imanî bahisleri okumak.

*Bütün tehlike okuyamamaktan çıkıyor.

*Okuyamamaktan kork.

*Harfi harfine kitabî ol.

*Tenkit için okur, istifade edemez. Başkası için okur, istifade edemez. Kendi nefsi için okur, istifade eder.

*Hizmet için değil, nefsimi ıslah için okumalıyım.

*180 değil, 1080… (defa okunsa yine az.)

*En mühim iki şey: (1) okumak; (2) uhuvvet (kardeşlik) ve ihlâs (samimiyet) dairesinde hizmet.

*İstidatları inkişaf ettirmek için çok okumak.

*Daima okumak.

*Dem ve damarlarımıza karışacak derecede okumak.

*Az da olsa devamlı okumak.

*Okumak, yazmak, dinlemek, susmak.

*Satır satır, kelime kelime okumak.

*Hizmet hizmet derken şahsî dersini unutanın hizmeti muvakkat olur.

*Şimdi oku, kabirde okuyamazsın.

*Hususî okumanı terk etme.

*Büyük zatların sözünde bazan yetmiş mânâ bulunur.

*Herşey, her mesele okumakla halledilir. Zira eserlerde hepsi var. Fakat insan görmüyor.

*Oku, oku; her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur’ân’la temizlensin.

*Gençlikle insan ne ile meşgul olursa, istidatları onda inkişaf eder.

*İnsanın kırk yaşına kadar istidatları ve kabiliyetleri alışkanlık haline gelir.

*Tuğlaları üst üste koymak tekrar değil, tesistir.

*İnsan kalben ne düşünürse, kendisi odur.

*Meseleyi düşünmeli, fakat üzülüp gam ve keder içinde kalmamalı.

*Düşünmek, muhakeme ve muhasebe etmekle üzülmek, birbirinden farklı olan hallerdir.

*Düşünmek demek, meselenin neden ibaret olduğunu tesbit ettikten sonra lâzım gelen tedbirleri sükûnetle almak demektir.

*Dehâ dikkati değil, dikkat dehâyı verir.

*Zihindeki menfî fikirleri çıkartmak, bedendeki urları çıkartmaktan daha mühimdir.

*Nefis öldürülürse tarikatın yoludur. Bizde nefis ile mücadele etmek var.

*Nefis bizi kötülüğe sevk etmek ister. Aklımıza fena şeyler gelir. Onlar terakkimize vesiledir.

*Meşakkat bizim gıdamızdır.

*Üç şey kalbe nasihat tesir ettirmez: uyku sevgisi, rahat sevgisi, taam sevgisi (hadis meali).

*Okumak, okumak, okumak…

*Yine okumak. Okumaktan yorulunca ne okuduğunu okumak. Veya kitab-ı kebir-i kâinatı okumak.

*İnsan yaşlandıktan enaniyet gençleşir. İnsan yaşlandıkça imtihan şiddetlenir.

*Yetişmeye muhtaç olduğun şuurunu muhafaza et. Mevzu hakkında fazla mâlûmatın olsa da, sus.

*Sana, bana, ona faydalı ise, konuş.

*Konuşmamak zararlı ise konuş. Fakat ihtisar et. Tafsilâta geçme.

*Kim ne çekerse dilinden çeker.

*Her sohbette müstemî (dinleyici) ol. Dâimâ, “Öğrenmeye, yetişmeye muhtacım” diye dinle.

*Kendinizden bahsetmeyiniz. Sizi dinleyene bahsettiğiniz şeyler onu ilgilendirsin.

*İlk adım, az konuşmaktır. Sizi dinleyen kimseye onu ilgilendiren şeylerden bahsetmektir.

*Karşınızdakini konuşturunuz, dilini çözünüz. Onun sevdiği mevzulardan bahsediniz.

*Düşün, söyle. Evvel düşün, sonra söyle. Muhakemsiz sözler kırıcı ve dağıtıcıdır.

*Önlerine çıkan insanlara sırlarını söyleyen, hoşsohbet değildir. (2)

Dipnotlar:
1- Zübeyir Gündüzalp, İ. Kaygusuz s. 354
2- Altın Prensipler ( Yeni Asya Neşriyat )

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*