Yeni şeyler anlatacak değiliz. Hepimizin okuduğu veya duyduğu şeyler… Üzerinde duramadığımızdan bağlantılarını kuramadığımız hadiseler… Parçalarını biraraya toplayamadığımızdan mahiyetini bilemediğimiz mozaikten şeyler gibi.
BOP diye kısaltılan Büyük Ortadoğu Projesinin aslında bir Amerikan yapımı olmadığını herkes bilemeyebilir. 11 Eylül hadisesinde yaşlı ve boş gözlerle etrafını süzen Bush´un iradesiyle oluşmuş bir hadise hiç değil. Nasılki 11. Eylül ihtilaliyle Bush, ekibi eski komünistlerce teslim alındıysa, BOP`u da yine Cumhuriyetçiler kucaklarında bir gayr-ı meşru bebek olarak gördüler. Bu çocuğun asıl sahipleri din, insanî değer ve hürriyetlerle arası hoş olmayan Yeni Muhafazakârlardı. Yani, Neoconlar… Batı Dünyası, dinsizlerin projelerini ilk olarak dindar bir başkanın kucağında görüyordu. Proje insan hakları, hürriyetler, demokrasi ve batı tarzı yaşam gibi sloganlarla süslenirken, İslâm ülkelerinin idarecileri teker – teker New York ve Washington´a çağrılarak, projenin asıl mahiyeti birebir anlatılıyordu. Zaten bir çok İslam ülkesi istibdat belasıyla buna çoktan teşneydi. Fas´tan Java´ya kadar… 11 Eylül´ü hazırlayanlar, hem Marakeş´te ve hem de Jakarta´da bu projenin ayaklarını bir – kaç seneden beri hazırlıyorlardı. Burada ahmakların hayırsever zengini Soros´un 11 Eylül öncesi çalışmalarına dikkat gerekiyor… Malazya´nın ikinci adamı Enver İbrahim´in iftira ile hapsedilmesi; Fas´daki hadiseler ve eski İstanbul belediye başkanının ala yû vala ile makamından ayrılarak saray ceza evine gidişi BOP`un ön hazırlıklarıydı.
BOP`un mimarı Wolfowitz mütemadiyen İslam dünyasında M. Kemal´lerin hasretini çekiyordu. Yine Selanikli bir Kemal olan Kemal Derviş´in Türkiye`ye gönderilişi de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Neoconlar, İslâm dünyasına “M. Kemal modelini” giydirmek için büyük hazırlıklar yapmışlardı. Okullardaki müfredatlardan camilerdeki hocalara kadar… 28 Şubat`la 12 Eylül´ün zincirleri pekiştirilince hakikaten Türkiye şimdilik güzel bir modeldi. M. Kemal`in zamanı el vermişti, inkilaplarını kan ve göz yaşıyla beton sütunlar halinde dikmişti Anadolu´ya… Neoconlar ürkütmeyeceklerdi… Yavaş yavaş… Yerli taşeron firmalar önde yürüyeceklerdi… Burada birinci vazife yine Türkiye´ye düşüyordu.
Bush´un Amerika´nın en dindar başkanlarından birisi olduğundan kimin şüphesi var ki… Fakat icraatlar Neoconlara aitti. Bush yalnızca başında bulunuyor, kafa sallıyor ve bir iki beylik beyanatla işi geçiştiriyor, Yeni Dünya da, Eski Dünya´ya Yeni Dünyayı aratmayacak boyutta… tabi ki BOP ve dinin hayatın dışına itilmesi meselesinde… kamusal alanın global dinsizlere teslim edilmesi meselesinde… Erbakan´ın şakirtleri ve hatta müridreleri ki Türkiye´de din ve dindarlık onlardan sorulmaz mıydı? onların samimiyet, sadakat ve iyi niyetlerinden kimin şüphesi olabilirdi ki… Fakat manzara Yeni Dünya´nın manzarası… 28 Şubat´ın din düşmanlığı kalkışmasının giderek derinlere inmesi ve çekirdeğe yaklaşan dehşetli çürüme ve bozulma… AKP heyetinin tam zıddına dolu dizgin bir tatbikat var Türkiye´de… Diyanet başkanının beşinci seferi olmuş Neoconların çadırına… Neoconlar İslam ülkelerine emrediyorlar: İmamlarınızı Türkiye imamları gibi yetiştireceksiniz!… Bardakoğlu geriniyor, M. Aydın yalnızca asık suratıyla yetiniyor, bugün.
Ak Partili vekiller ara sıra isyanlari oynamak istiyorlar, bir yerlerden bir ses ve bir kaç işaret ve herkes yerine oturuyor… Perdenin arkasında kim var?
Zavallı eğitim bakanı… Selaniklilerin hizmetindeki Erdoğan´ın önünde hüsranı yaşıyor. Teziç, Hanedanın gücünü, kuvvetini ve haşmetini doğulu bakana sadistçe tattırıyor. Herşeye rağmen bakan Hanedana biat yarışında geri kalmak istemiyor… BOP havzasındaki Türkiye´de “Ak! Ak!” diyerek rey verenler şokta… 370 kişinin hipnotizesini belki de millet olarak ilk defa yaşıyoruz. Muhalefet lideri, hükümeti beyaz Türklere teslim olmakla suçluyor. Halkın kaçta kaçı beyaz Türkleri tanıyor ki? Şunun tanımını millete anlatmak gerekmez mi? AB karma komisyonu başkanı kadar hakperest olsalar siyasetçilerimiz, BOP havzasında Türkiye heba olmayacak. Milletin malı harac mezat Türkiye karşıtlarına verilmeyecek. Daha doğrusu, Türkiye´yi Türkler idare edecek… Fakat nerede?
BOP havzasındaki Türkiye´nin siyasetçileri BOP taşeronluğuna o kadar teşneler ki, güyâ BOP´un yüzünü müsbet mecraya çevirecekler. Türk kadının iffetine musallat Soros´un önünde el – pençe divan durarak ve İstanbul´un merkezinde “plaj” adı altında çıplaklar kampı açarak, İslam ülkelerine hüsn-ü misal olacaklar… Peh!… Bardakoğlu tam bardakoğlu… Camilerde cemaate M. Kemal sevgisi aşılamak için proje hazırlıyormuş. M. Kemal´in camiyle Kur´ân ve İslam´la başının hoş olmadığını bile bile… İslam dünyası “tek adamlıktan” kaçarken bizimkiler ellerinde M. Kemal büstü ile onların peşine düşmüşler… Evet ağlanacak hâlimize güleriz bugün… BOP havzasındaki film devam edeceğe benziyor… Başka manzaraları başka zamanlarda paylaşmak dileğiyle…
Benzer konuda makaleler:
- İsveç´te Fittja Ulu Camii törenle açıldı
- Avrupa, doğru İslâmı tanımıyor
- El Buti: Bediüzzaman’ın müjdeleri hakikat oldu
- İslâm, kadına hakkını veriyor
- İslâm dünyasının bahtının miftahı
- BOP Eşbaşkanı Amerika ile savaşıyor mu?
- Katar merkezli neocon siyasetler ve Türkiyemiz
- Neoconlar Siyasal İslam üzerinden AB´ye hücum ediyorlar…
- Neocanlar dünyayı felâkete sürüklüyor
- Her şeyimizi Kur´ân´a borçluyuz
İlk yorum yapan olun