Hükûmetin daireleri içinde en ziyade hürriyetini muhafaza etmeye ve tesirat-ı hariciyeden en ziyade bîtarafâne, hissiyatsız bakmakla mükellef olan, elbette mahkemedir. (…)
Adliye memurları, hissiyattan ve tesirat-ı hariciyeden bütün bütün âzâde ve serbest olmazsa, sureten adalet içinde müthiş günahlara girmek ihtimali var. Hem, canilerin, kimsesizlerin ve muhaliflerin dahi bir hakkı var. Ve hakkını aramak için, gayet bîtarafâne bir merci isterler. (…) Evet, hâkim ve mahkeme tarafgirlik şaibesinden müberra ve gayet bîtarafâne bakması birinci şart-ı adalet olduğuna dair binler vukuat-ı tarihiyeden, Hazret-i Ali Radiyallahü Anhın hilâfeti zamanında bir Yahudi ile mahkemede beraber oturmaları ve çok padişahların adi adamlar ile mahkeme-i adalette görülmesi gibi çok hadisat-ı tarihiye var…
B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 243
***
…Şimdiki hafiyeler eskilerden beterdirler. Bunların sadakatine nasıl itimad olunur? Adalet onların sözlerine nasıl bina olunur?
B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 72
***
Adliyede; adalet hakikati ve müracaat eden herkesin hukukunu bilâtefrik muhafazaya, sırf hak namına çalışmak vazifesi hükmettiğine binaendir ki; İmam-ı Ali (ra), hilâfeti zamanında bir Yahudi ile beraber mahkemede oturup, muhakeme olmuşlar. Hem, bir adliye reisi, bir memuru kanunca bir hırsızın elini kestiği vakit, o memurun o zalim hırsıza hiddet ettiğini gördü. O dakikada o memuru azletti. Hem çok teessüf ederek dedi: “Şimdiye kadar adalet namına böyle hissiyatını karıştıranlar pek çok zulmetmişler.
B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 577
***
Hazret-i Ömer, hilâfeti zamanında, adi bir Hıristiyan ile mahkemede birlikte muhakeme olundular. Halbuki o Hıristiyan, İslâm hükûmetinin mukaddes rejimlerine, dinlerine, kanunlara muhalif iken, mahkemede onun o hali nazara alınmaması açıkça gösterir ki; adalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz, hiçbir tarafgirliğe kaymaz. Bu, din ve vicdan hürriyetinin bir ana umdesidir ki, komünist olmayan Şarkta, Garbda, bütün dünya adalet müesseselerinde câri ve hâkimdir.
B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 668
LÛGATÇE:
azletmek: görevden almak.
bilâtefrik: ayırt etmeksizin.
hafiye: gizli polis, ajan, istihbaratçı.
tesirat-ı hariciye: dış etkiler.
Benzer konuda makaleler:
- Allah, hâkimleri hakikî adalete muvaffak etsin
- Mahkeme hissiyatsız bakmakla mükelleftir
- Adalet müessesesi tarafgirlik şaibesinden müberra olmalı
- Mahkeme tarafgirlik şaibesinden müberra olmalı
- Adalete hislerini karıştıranlar zulmederler
- Hukukta şah ve gedâ birdir
- Said Nursî’den hukuk dersleri
- Risâle-i Nur’da yargı bağımsızlığı
- Demokratlık ve adalet
- Adliyede, adalet hakikati hükmetmeli
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun