Sonunda bu da oldu. Diyanet bir genelge yayınlayarak dedi ki: “Cami ve mescitlerde Cuma namazı ve vakit namazlarında cemaatle namaz kılınmayacak. Cenaze namazları namaz vakitlerinden önce, fazla kalabalık oluşmasına meydan verilmeden kılınacak.”
Aslında koronavirüs musibetinin ortaya çıktığı günden beri maalesef beklenen birşeydi bu.
Cuma’ların iptali ve vakit namazlarının camilerde cemaatle kılınmaması için Dünya Müslüman Âlimler Birliğinin ve Ezher’in bu yönde verdikleri fetvalar ve Almanya’da DİTİB’e bağlı camilerde başlatılan uygulamayla eşzamanlı olarak burada da Cuma ve cemaate “ara verildi.”
Gerekçe makul ve mantıklı görünüyor.
Koronavirüs salgınının yayılmasını önleme amacıyla alınan bir tedbir söz konusu. Bu açıdan tartışmaya da, itiraza da mahal yok.
Ama kader cihetiyle bakıldığında, tarihte herhalde ilk defa yaşanan bu durumla ilgili olarak söylenmesi gereken bazı şeyler var.
Meselâ onlardan biri herhalde şu olmalı:
“En iyi cemaat cami cemaatidir” iddiasıyla seslendirilip gündeme getirilen “cemaatleri tasfiye” projesi ve camileri, Cuma hutbelerini, teravih namazlarını dahi siyasete alet etme cinayeti, koronavirüs musibetiyle dizginlenmiş oldu. Kaderin adaleti bunların devamına böyle bir virüsün eliyle takoz koydu.
Camilere siyaset fitnesi sokulduğu ve hutbeler de bu fitneye alet edildiği için artık Cuma namazı için dahi camiye gitmekten vazgeçenlerin sayısı hiç de azımsanamaz.
İfade edilmesi gereken bir diğer husus:
Cemaatle namaz kılmak için illâ cami ve mescit şart değil, çünkü hadis-i şerifte buyurulduğu gibi yeryüzü bir mescit. Namaz kılacak cemaatin Diyanet tarafından görevlendirilen maaşlı bir imama da ihtiyacı yok; ehil olan herkes kıldırabilir. Cuma namazının en önemli şartlarından biri ise hür olmak.
Haddizatında cemaatle namaz, Hz. Peygamberin (asm) savaşta bile terk etmediği, şeair mesabesindeki çok kuvvetli bir sünnet.
Diyanet eliyle şimdilik camilerde “ara verilse” de, neyse ki bu sünneti muhafaza ve idame ettirecek cemaatler hâlâ var. Şükür ki var. Ümmet adına bu şeaire yine onlar sahip çıkacak…
Gerekli sağlık tedbirlerine riayet ederek…
Benzer konuda makaleler:
- Sabah namazı mü’mini test ediyor
- Camilerde 12 ay Kur’ân öğretilecek
- Allah bir daha böyle bir Ramazan yaşatmasın
- Belediye Meclisinin Ezan Kararı
- Namaz kılanın orucu, namaz kılmayanın orucu…
- Dünyadan duâ yağdı
- Zuhr-i âhir namazı
- Cuma namazı hürriyeti…
- Kur’ân’ı güzel okumak…
- Bayram coşkusu her yerde
1959 Kütahya doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Fakülteye girdiği yıl Yeni Asya Yayınlarında çalışmaya başladı. Yayınevinin çıkardığı çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. Bu görevini sürdürürken, 1984-92 yılları arasında, aylık Köprü dergisinin sorumluluğunu üstlendi. 1988 yılı başından itibaren yayına başlayan Bizim Aile dergisinin kurucu editörü oldu. 1992 yılından bu yana Yeni Asya Gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı görevlerini yürütüyor.
İlk yorum yapan olun