Eserleriyle yaşayan lider: Demirel

Bir vefat yıl dönümünde daha rahmetle andığımız İslâmköylü Süleyman Demirel’i en güzel şekilde anlatan şey, aslında onun imzasını taşıyan eserlerdir. Özetle, ülkenin kalkınmasında, milletin refaha kavuşmasında ve istihdam kapasitesinin artmasında hâlâ ayakta olup hizmet sunmaya devam eden Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna uzanan otoyollar, köprüler, barajlar, hava meydanları, okul binaları, üniversite kampüsleri, sanayi tesisleri, alüminyum fabrikaları, dünya çapında üretim yapan demir-çelik tesisleri, vesaire… Sayıları o kadar çok ki bunların, isimlerini saymakla bitiremezsiniz.

Hem de, bunların hemen tamamı devlet imkânlarıyla ve millî bütçe kaynaklarıyla yapıldı. Yani “Yap-İşlet” modeli gibi hazinenin imkânlarını başka şirketlere boca eden ve on yıllarca sürüp giden ödemelerle maliyeti 5-10 misline çıkaran, dolayısıyla nesillerin geleceğini dahi ipotek altına sokan öyle şaibeli modellerle falan değil…

Evet, bir insanı, hele ki bir idareciyi tanıtan ve yaşatan onun imzasını taşıyan eserleridir. Fatihler, Selimler, Süleymanlar, Sinanlar da öyle değil mi?

Burada yazacaklarımız, bazı kimselerin husûmet ateşini alevlendirebilir. Demirel’e düşmanlıkta sınır tanımaz nankörleri çatlatma derecesine getirebilir. Bunların hiçbiri zerre umurumuzda değil. Biz bildiğimizi ve inandığımız gerçekleri söylemeye devam ederiz. Başkasının hatırı için, hak ve hakikat olan bir şeyi gizleme, perdeleme, yahut eğip bükme cihetine gitmeyiz.

Bu önemli hatırlatmadan sonra konuya devam edelim.

Cumhuriyet tarihi içinde, en çetin sıkıntı, engel ve meşakkatlere mâruz kaldığı halde, vatan ve millet menfaati için en çok hizmet eden, en çok eserin vücuda gelmesine öncülük eden devlet ve siyaset adamlarının başında Süleyman Demirel gelir. Uzun yıllar hiç kesilmeden devam eden hem çalışkanlığı ve gayreti, hem zekâ ve hamiyeti, hem inancı ve dirayeti itibariyle bu böyledir.

Bu noktada onu daha iyi anlamak ve bir mukayese imkânını bulmak için, onu yaşıtlarıyla ve özellikle aynı devrede siyasetle uğraşan rakipleriyle, emsâlleriyle ve muarızlarıyla da karşılaştırmak lâzım. İşte, bunlardan birkaçına kısaca bir bakalı.

İsmet İnönü: Ona Millî Şef denildi. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptı. Elli sene boyunca siyasetin zirvesinde bulundu. Boğaz Köprüsü’ne şiddetle karşı çıktı. Peki, bugün için iftihar edebileceğimiz kaç eseri var veya ortada hangi eseri var?

Bülent Ecevit: Ona dürüst lider denildi. Birkaç kez Bakanlık ve Başbakanlık yaptı. Anarşistler, hırsızlar, kapkaççılar için af çıkarmanın dışında, orta yerde kaç eseri var, hangi eseri var?

Necmettin Erbakan: Ona “Mücahit Erbakan” denildi. Uzun yıllar iktidar ortaklığı yaptı ve Başbakanlık makamında bulundu. Temelsiz temel atmaların dışında, vatanın ve milletin menfaatine sunduğu yaşayan kaç eseri var, hangi eseri var?

Alpaslan Türkeş: Milliyetçi olarak tanındı. Defalarca hükümet ortaklığı yaptı. Sağ-sol çatışmasını körüklemek, milliyetçilik adı altında ırkçılık damarlarını depreştirip vatan evlâtlarını kutuplaştırmaktan başka hangi esere imza attı? Ortada kaç tane eseri var?

Bunlara ilâve edebileceğimiz daha başka isimler de var. Ancak, şimdilik gerek yok.

Öte yandan Süleyman Demirel’in bu milletin dini, diyaneti ve mâneviyatı yolunda yaptığı hizmetleri de var. Ancak, bir köşe yazısı çerçevesinde bunları sıralayarak zikretmek mümkün olmaz.

Dolayısıyla, son birkaç cümle ile şimdilik nokta koyalım.

Birincisi, maddî-manevî pekçok hizmetine rağmen, bazı kimselerin siyasî taassup ve tarafgirlikle Demirel’e öylesine düşmanca bir tavırla yaklaşıyor ve öyle ağır hakaretlerde bulunuyor ki, cidden ahiretlerini yaktıklarından endişe ediyoruz.

İkincisi, başkası ne derse desin, Üstad Bediüzzaman’ın “İlim şehidi” sâdık talebesi Hafız Ali’nin şahsında İslâmköy’e olan takdir ve teveccühü, bizim açımızdan içinde hikmetli başka mesajları da barındırıyor.

Kastamonu Lâhikası’nda yer alan bir ifadeleri şöyledir: “Ben İslâmköyünü Nurs Köyü gibi biliyorum; o hocalara da akrabam nazarıyla bakıyorum. Evet, onların insafı ve Risâle-i Nur’a karşı dostluklarıyla, Nur fabrikası o köyde dağdağasız teessüs etti tahmin ediyorum. (Age: 155)

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Allah’tan korkun açıkça İslamiyet ve memleketimiz aleyhinde sayısız muzır işlerinden sonra bunları nasıl yazabilirsiniz. Nasıl bir muhakeme hakikatin zıddına bu denli inanır ve savunur şaşkınım. Rabbim bizi istikametten şaşırtma.. Amin

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*