İşte millî mutabakat

“Başörtüsüne Özgürlük” için Ankara’da buluşanlar “millî mutabakat”ın ne demek olduğunu da göstermiş oldu. Mitingde konuşan Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, “Bu ayıp, tektipleşirmeye çalışanların ayıbıdır. Bu ülkenin başörtüsünden başka sorunları da var. Ama başlarını açmaya zorlananlar varsa problem bitmemiş demektir. ‘Devletin milleti’ anlayışı artık çok gerilerde kaldı. Devlet milletiyle barışmak zorunda” dedi.

İnanca Özgürlük Platformu tarafından organize edilen “Beyaz Buluşma” için Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nı dolduran o­n binlerce insan başörtüsüne özgürlük istedi. Mazlumder Genel Başkanı Ayhan Bilgen, mitingde yaptığı konuşmada, “Bu ayıp tektipleşirmeye çalışanların ayıbıdır. Bu ülkenin başörtüsünden başka sorunları da var, ama başlarını açarak gözyaşlarını içlerine akıtarak, okula girmek zorunda kalmışlarsa sorun bitmemiş demektir” dedi.

Başlarını açmayanların için de sorunun çözülmediğini, meydandaki topluluğunda bunu gösterdiğini söyleyen Bilgen, “Bu millet birbiriyle, birbirlerinin tercihleriyle bir sorunu yok. Ama sorun bu ülkeyi yönetenlerin milletin farklı değerleriyle ilgili sorunudur. o­nlara tahammülsüzlüğüdür. Halkın değerlerini içlerine sindirememişlerdir. Bizi korkularla terbiye etmeye çalışacaklarını sanıyorlar ama avuçlarını yalayacaklar” diye konuştu.

DEVLET MİLLETLE BARIŞMALI

“Devletin milleti” anlayışının artık çok geride kaldığını vurgulayan Bilgen, “Millet devletle barışacak değil, bu ülkenin devleti milletiyle barışmak zorunda. Ya barışacak ya da Hitit medeniyetinin gittiği yere gidecek” şeklinde konuştu.

Bilgen, “Birileri düğmeye bastı” iddialarına cevap vererek “Buzağının altında öküz arıyorlar. Bu milletin bir tek düğmesi vardır. O da vicdanıdır. Hiç kimse o düğmeye basamaz” dedi.

Halkın içinden çıkanların, halkın sorunlarını çözmekle de sorumlu olduklarını kaydeden Bilgen, şöyle konuştu:

“Eğer çözemeyecekseniz çekilin aradan da bu ülkede kim seçilirse seçilsin aynı adamların yönettiğini biz de bilelim. Tek parti dönemi de dahil olmak üzere bu ülkenin parlamentosundan kadınların kıyafetiyle ilgili tek bir karar geçmemiştir. Eğer ortada yasak yokken yasak uygulanıyorsa suç işlenmektedir. Bu yürütmenin irade zaafıdır. Ama bu halk hükümet değil parlamento seçti. CHP’ye de bir çift sözüm var. Eğer sosyal demokratsanız, Avrupa’da sosyal demokratların durduğu yere bakın. Eğer sosyalistseniz İsrail’deki sosyalist partililere, başlarındaki kippalara bakın. Eğer dünyaya bakma niyetiniz yoksa kendi tabanınıza bakın. Biliyorsunuz ki illerde ilçelerde insanlar 30’lardan 40’lardan kalma tercihlerle CHP’lilik yapıyorlar. CHP tabanının bile yüzde 60’ı başörtüsü serbest olsun diyor…Birileri yıpranacak diye özgürlüklerimizden vazgeçemeyiz. Beyaz Yürüyüş’e de devam edeceğiz. Bu millet hakettiği özgürlüğü elde edinceye kadar çalışmaya devam edeceğiz.”

BAŞÖRTÜSÜ İSLÂMÎ YAŞAYIŞIN SEMBOLÜDÜR

Ak-Der Başkanı Havva Kaplan da “Ankara’da toplanmakla yıllardır devam eden zulme sessiz kalmamak ve haksızlığa karşı mutlaka karşı konulması gerektiğini bizlere hatırlatan düstura sahip çıkmak için yürüyoruz” dedi.

Kaplan, Türkiye’de yıllardır devam eden başörtüsü yasağının, 28 Şubat sürecinden en ağır şekilde devam etttiğini, ilköğretimden üniversiteye kadar, kızların başörtülü oku yamadıklarını, çalışma hayatında bulunan yüzlerce başörtülüleri işlerin atıldıklarını belirterek, “Bunları yapanlar hep başörtüsünün siyasal simge olduğundan dem vurmuşlardır. Bu gerçeği yansıtmamaktadır. Başörtüsü İslâmî yaşayışın sembolüdür.Bu süreç, öncelikle bu yasağı Türkiye’de tam anlamıyla gerçekleştirmek, daha sonra bütün dünyaya yaymaya yöneliktir” şeklinde konuştu. İslâmî yaşayışın sembolü başörtüsü ile yaşamanın hakları olduğunu, üniversiteler ve okulların milletin olduğunu, dile getiren Kaplan, “Bu ülke bizim. Ülkemize hep birlikte sahip çıkalım, kenara çekilmeyelim” dedi.

Hukukî değil idarî

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu da kamusal alanla ilgili tartışmalarının ve bu kavrama dayanan tezlerin yasağı haklılaştıracak bir hukukî zemine varılmasını sağlamayacağını belirterek, “Bütün gürültü patırtıya rağmen, başörtüsü takanlarla ilgili işlemler, hep, hukuki değil idarî işlemler olagelmiştir. Başörtüsü kullananlar hukukî bir tatbikata maruz bırakılmamış idarî müeyyidelerle çözüm o­na cezalandırılmıştır. Bu dahi, hukuk sistemimiz de başörtüsü yasağına bir temel bulunmadığının ispatıdır” dedi.

“İnanca saygı, başörtüsüne özgürlük”

Sabah erken saatlerinden itibaren meydanı dolduran katılımcılar, “Başörtüsü hakkımız engellenemez”, “Baskıya hayır, eğitime özgürlük”, “Başörtüsü o­nurumuz koruyacağız”, “İnanca saygı, başörtüsüne özgürlük, lütuf değil, özgürlük”, “Allah’ın emri yasaklanamaz”, “İşte toplum, işte uzlaşma”, “Asıllar burada vekiller nerede”, “Vekiller susarsa, millet konuşur”, “Zulme karşı direneceğiz”, “Baskıya hayır, eğitime özgürlük” sloganları attılar.

Ayrıca mitingde, “”Haydi kızlar okula başörtülüler nereye”, “Oğlumu vatana şehit verdim, kızımı üniversiteden atsınlar diye mi?”, “Zalimler için yaşasın cehennem”, “Örtünmek Allah’ın emridir”, “Düşünce ifadeye özgürlük hemen şimdi herkes için”, “Taa Viranşehir’den Bumin’e selamlar”, “Alma mazlumun ahını çıkar sandıkta” ve “Geleceğimizi YÖK edemeyeceksiniz” yazılı pankartlar açıldı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*