Ey bizi nimetleri ile perverde eden Sultanımız! Bize tattırdığın bu güzel sohbetleri, dünyanın her tarafındaki yaşayan insanlara da tattır, bu lezzeti bizden ebeden aldır…
Bozyazı’ya Ali Ferşadoğlu Ağabeyimizin gelmesiyle bahar geldi, adeta çiçek açtı. Yazarımız, kadınlara yönelik “Aile Hayatı ve Hukukunun Manevi Dinamikleri” konulu seminer verdi. Ağabeyimiz anlatıyor, bizler dinliyoruz… Sohbetin güzelliği ve akıcılığı bizleri o kadar çok etkilemişti ki, her kelimede, her cümlede yeni şeyler bulabiliyorduk. Rabbimizin bizlere bahşettiği, görmemizi istediği o kadar çok hakikat vardı ki, bunlardan sadece bazılarına değinme şansımız olmuştu. Gönül her daim devam etmesini, sürüp gitmesini, hep daha fazlasını istiyor sohbetlerde.
Allah’ım da bize bu duyduklarımızla yaşamamızı nasip eder inşaallah…Yazarımız Ali Ferşadoğlu ile birlikte sohbetimiz başlamıştı. Bizlere asıl yurdumuzun Cennet olduğundan, ilk ailenin Cennette kurulduğundan ve deccalizmin fırtınalı günlerinden bahsetti.
Günümüzün en büyük sorunu olan televizyonun zaman hırsızı olduğunu, çocuklarımızın elimizde kumanda değil, kitap görmesi gerektiğini dile getirdi.
Ailenin sevgi üreten laboratuvar olduğunu, çocuklarımızı muhakkak sabah namazına kaldırmamız gerektiğini söyledi.
Ağabeyimiz, konuları öyle güzel örneklerle açıklıyordu ki akılda kalmamasına imkân yoktu. Bunlardan sadece bir kaçını kaleme almaktan üzüntü duyuyorum. Keşke bütün herkes bu hakikatleri duyabilse ve hayatına yeni şeyler katabilse diye aklımdan sohbet boyunca geçirdim.
Yine yazarımız, “Allah insanı her daim imtihan eder: Varlıkla, yoklukla, hastalıkla, sağlıkla, komşusuyla, anne, babası ve kardeşiyle… Okullardaki imtihanlarda kopya çekmek yoktur, olmaması gerekir; fakat Allah’ın imtihanında kopya çekmek mümkün, Peygamber Efendimizin (asm) nasıl yaşadığını, aile hayatının nasıl olduğunu öğrenerek, bilerek ve okuyarak kopya almamız gerekir” dedi.
Anne ve babanın görevinin çocuklara iman hakikatlerini öğretmek, onlara ismini vermek, hayatını kazanabileceği bir meslek sahibi yapmak ve evlendirmek olduğunu abla ve kardeşlerimize anlattı.
Kur’ân-ı Kerîm’de iman hakikatlerini anlatan binlerce âyet olduğunu, Allah’ın sonsuz ismi olduğunu belirterek, nefsimizi, neslimizi terbiye etmemiz gerektiğini dile getirdi.
“Sence(!), bence(!)” şeklinde değil; “Kur’ânca, Peygamberce” demek gerektiğini söyledi.
Anlatılan hakikatler olunca insan bunlardan lezzet alıyor. Bu sohbetler Bozyazı’mızda yapılırken Gazetemizi okurkenki düşüncelerim geldi aklıma; şevkle okuduğum, yazarımız Ali Ferşadoğlu Ağabeyimizin “Bir gün olur da Bozyazı’ya gelir mi ki?” diye düşüncelerim aklıma geldi. Allahım nasip etti ve ağabeyimiz geldi. Allah, ondan ebeden razı olsun.
Dâvetimize icabet eden kardeşlerimiz de farklı yerlerden (Diyarbakır, Mardin, Isparta) öğrenci, memur olarak burada oldukları için ayrı bir güzellik kattılar. Cevval, Çalışkan, Kaplan kardeşlerimizden Ayşe Kaplan’a da Nur hizmeti ve yeni başladığı gıda mühendisliği işinde başarılar diler, tebrik ederiz. (Bir taraftan sevindik iş hayatı için, bir taraftan da üzüldük. Yaptığı dersler ve anlatımlarıyla farklı ufuklar açıyordu). Yine sosyal medya ve mahallî internet haber sitesinde Seher Vakti köşesinde yazarlık yapan Seher Şengül kardeşimizin, iman hakikatleri konusundaki duyarlılığı ve neşriyat hizmetine katkılarından dolayı ayrıca tebrik ederiz.
Üstadımın dediği gibi; “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.” Bu hizmette uzak yakın demeden Risale-i Nur eczanesinde çalışan herkesten Allah ebeden razı olsun.
Benzer konuda makaleler:
- Mustafa Ekmekçi ağabeye ziyaret
- Ya Umeyr! Ne oldu senin nugayr?
- Ahmet Gümüş Ağabey Hakk’a yürüdü…
- Ağabeyimiz Halil Demir Hakk’a yürüdü
- İnsanlık Hz. Peygamberin (asm) ahlâkına muhtaç
- Gençlik iftarı ve Nurların neşri
- Yardımlarla kardeşliğimiz pekişti
- Konya Nur talebelerinin Bozyazı’da kâinatı ve Risale-i Nur’u okuma programı
- Bediüzzaman, 100 yıl önce Medresetüzzehra için çalıştı
- Özgün ve üzgün
İlk yorum yapan olun