Ahmet Gümüş Ağabey Hakk’a yürüdü…

Ahmet Gümüş Ağabey son şahitlerden, Üstadın yanında bulunmuş, Zübeyir Ağabeyle beraber Kirazlı Mescid Sokakta kalmış bir ağabeyimiz. Aynı zamanda babamla aynı köyden ve akrabalıkları da olan bir ağabeyimiz. Genç yaşlarımızda Risale-i Nurlarla müşerref olunca onunla, babamla beraber gittiğimiz köyünde tanıştık (muhtemelen 1971) ve bizim Risale-i Nur talebesi olduğumuzu öğrenmesiyle çok sevinmişti.

Onunla birçok defalar, daha ziyade İstanbul’da olmak üzere, görüşmüştük. Bir müddettir izini kaybetmiştim, fakat devamlı da araştırıyordum “Acaba nerede?” diye. Sonradan Gaziantep’te olduğunu öğrendim ve 2011 senesinin ilkbaharında yaptığımız Şam ziyareti öncesi, misafir olduğumuz Gaziantep’te, muhterem Celal Sağır Ağabeyle onu ziyaret ettik ve bir de röportaj yaptık. Fakat vakit darlığından konuşmamızı tam bitirememiştik. Tabiî orada üzüldüğümüz bir şeyle karşılaştık. Ahmet Ağabeyin gözleri, geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı görmüyordu.

Hani Üstad Hazretlerinin “Mevlânâ bu zamanda olsaydı Risaleleri yazardı…” dediği sözleri aktaran da Ahmet Ağabeydir. İşte bu muhterem ağabeyimizin oğlu Said, geçtiğimiz Cuma günü beni arayarak “Osman Ağabey, babam kalp krizi geçirdi, hastaneye kaldırdık, yoğun bakımda” dedi. Biz de muhtelif ağabey ve kardeşlerimize bildirdik, duâ etmelerini istedik. Duâ ettik, bu dâvânın çok çilesini çeken bu ağabeyimiz hakkında hayırlar diledik.

Fakat 12 Ağustos Pazar sabahı (dün) bizi arayan Said kardeş, Ahmet Ağabeyin vefat ettiğini bildirdi. ”Allah rahmet eylesin” dedik, üzüldük. Yani, öyle bir günde vefat etti ki; hem mübarek Ramazan, hem de Üstad Hazretlerinin vefat gününden bir gün önce. Enteresan şeyler bunlar. Yine bazı yerlere haber ettik. Ondan kalan bir çok hatıra var. Bunlardan birisini nakledeyim, ”Bir gün Bekir Berk ağabey Süleymaniye’ye, Ahmet Ağabeye telefon etmiş, ‘Ahmet kardeş acele gel ‘diye, o da hiçbir şey sormadan bir hizmet var diye hemen gitmiş, Bekir Ağabey ona ‘Kardeş, şu çöpler birikmişti onları bir dök’ demiş. O da dökerek gelmiş ve nasıl bir haz almıştı hizmet yaptığından dolayı.” Yani, bunlar öyle insanlardı işte.

Evet, onunla alâkalı yazılacak, anlatılacak çok şey var. Allah nasip ederse yaptığımız röportajı da en kısa zamanda sizlere takdim edeceğiz. Ona taziye ve dua makamında bu yazıyı yazdık. Rabbim, Ahmet Gümüş Ağabeye rahmet eylesin, makamı cennet olsun, kabri pür-nur olsun, akraba ve dostlarının da başı sağ olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*