“Kur’ân öğreniminden niye rahatsız olalım” denilmişti, ama…

12 Haziran’da yapılacak seçimlere adım adım yaklaşıyoruz. Meydanlarda siyasetçiler milletin oyunu alabilmek için olmadık vaatlerde bulunuyor. Televizyon ekranlarında, gazete sütunlarında liderlerinin birbirine karşı yaptığı suçlamaları izliyoruz.

Siyasette kutuplaştırıcı kavga devam ederken, ülkenin ve milletin birçok sorunu da çözülmeyi bekliyor. Okulların tatil olmasına da 3 haftalık bir süre kalmışken 12 senedir çözüm bekleyen Kur’ân kurslarına yaş sınırlaması, bu sene de görülen o ki uygulanmaya devam edecek. 5. sınıfı bitirmeyen çocuklar yine bu anlamsız yasağa bir anlam veremeden camilerin kapısından ağlayarak geri dönecekler.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, camilerde açılan yaz Kur’ân kurslarına katılabilmek için ilköğretim 5. sınıfı bitirme şartı aranmasına “Anayasaya aykırıdır” demesiyle konu tekrar gündemimize oturdu. Görmez, “Kısa süre içinde bu yanlışlıktan vazgeçileceğini bekliyoruz. Konuyla ilgili hazırlıklarımız var ancak tabii ki, daha önceden alınmış bir karar var. Bu kararın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Alınan karar anayasal bir karar değildir. Bu bir yorumdur” diyerek meselenin bam teline dokundu.

* * *

10 Haziran itibariyle yaklaşık 15 milyon öğrenci yaz tatiline girecek. Tatilin başlamasıyla birlikte on binlerce öğrenci camilerde açılacak yaz Kur’ân kurslarına gidip Kur’ân-ı Kerim’i ve dinî bilgileri öğrenecek. Ancak yine bu öğrencilerden kanuna göre yaşı tutmayanlar camilerin kapısından çevrilecek. Çünkü mesele halen halledilmiş değil.
Tayyip Erdoğan’ın Haziran 2005’te Beyrut’a yaptığı bir geziden dönerken gazetecilere uçakta, “Kur’ân kursları için yaş sınırı konulmasına karşıyım. Ben de 7 yaşında Kur’ân kursuna gittim. Bir çocuğun Kur’ân’ı öğrenmesinin ona getireceği olumsuz ne olabilir? Burada bir yaş sınırı getirildiği zaman öğrenme kolay olsun diye değil, tam tersine bunun önünü nasıl keseriz; bu anlayışla getirildi. Bırakalım kitabını, Kur’ân’ı öğrensin. Bu durumdan niye rahatsız olalım? Bırakalım rahat rahat öğrensin. Tommiks-Teksas okumaya hiç kimse mani olmuyor ama kendi kitabını öğrenmesine niye mani oluyoruz?” demişti.
Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik de, önceki yıl okulların açıldığı günlerde yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilât Yasası ile yaz Kur’ân kurslarındaki yaş sınırlamasını kaldırmayı planladıklarını belirtmiş ve “Bu konudaki kısıtlamanın doğru olmadığı inancındayız” demişti.
Yaz Kur’ân kursları 22.06.1965 tarihli 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa uyarınca açılıyordu. Ancak yasaya 22.07.1999 günlü, 4415 sayılı yasayla eklenen ek 3. maddede, Kur’ân ve anlamını öğrenmek ve dini bilgiler almak isteyenlerden ilköğretimi bitirenler için Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Kur’ân kursları açılacağı, ayrıca, 5. sınıfı bitirenler için tatillerde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetiminde yaz kursları açılacağı kuralı getirilmişti. Geçtiğimiz yıl “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 1 Temmuz’da kabul edildi. Kanundaki birçok madde değiştirildiği halde Kur’ân kurslarına yaş sınırlaması ile ilgili maddeye dokunulmadı. Hem de Erdoğan ve Çelik’in üstte yazdığımız sözlerine rağmen…
Bu konu siyaset meydanlarında pek dile getirilmiyor. Sadece bir parti seçim beyannamesine aldı. O parti de, koalisyon olduğu dönemde bu yaz Kur’ân kurslarına yaş sınırlamasını getiren parti olduğu için, samimî olduğunu düşünmek hayli zor.

* * *

Geçtiğimiz yıllarda yapılan araştırmalarda toplumdaki yozlaşma, televizyon ve internetteki zararlı yayınlardan bir nebze olsun korumak için velilerin çocuklarını bu kurslara göndermek istedikleri yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştı. Yaş sınırının başladığı 1999 yılı baz alınarak hazırlanan araştırmalarda, Kur’ân kurslarına ilginin üç kat arttığı söylenmişti.
Bütün bunlar karşısında insanın aklına çeşitli sorular takılıyor. Eğitim çevrelerinin ve Diyanet’te örgütlü sendikaların açıklamalarına göre, bilimsel verilere, pedagojiye uymayan bu yasağın sürdürülmesinin kime ne faydası var? Neden 12 yıl geçmesine rağmen çözülemiyor?
Görmez’in dediği gibi yasak anayasaya da aykırı ise, insan hak ve hürriyetlerine, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne uygun değilse neden geçen yıl kanun değiştirilirken bu saçma yasak kaldırılmadı. Anlayan varsa açıklasın…
Yasağı kaldırmayanlara, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 no’lu Ek Protokolünün 2. maddesindeki “Devlet din eğitimi ve öğretimi sahasında üstleneceği vazifelerin ifasında bulunmalı ve bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi akidelerine göre temin etmek hakkına riayet etmeli…” ifadesini ve anayasanın 24. maddesinde “küçük çocukların, velilerinin iznine bağlı olarak her türlü dini eğitimi alabileceği”ni öngördüğünü hatırlatalım…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*