Rahmet ayına girerken

Sonsuz şükrederek yeni bir manevî kazanç ve bereket ayına kavuşmanın ve ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz elhamdülillâh.

Dile kolay; bir Müslüman için hakkında bin ay kadar bir netice ve meyve verecek “Leyle-i Kadir” gibi insanlık için paha biçilmez bir günü ve ânı içerisinde barındıran mübarek Ramazan, inşaallah, İslâm âlemi ve bütün inananlar için saadetli bir bayramı ve çok kıymettar manevî hizmet faaliyetlerini de beraberinde getirir.

Şuurlu Müslümanlar ve inananlar olarak hep birlikte bu Ramazan-ı Şerifte, Ehl-i Sünnetin selâmet ve necatı için pek çok duâ edelim ve bu duâları da mümkün mertebe kabul şartlarına uygun yapmaya çalışalım. Resmî ve şuursuz, şekilde duâlar değil; hasbî, ihlâslı, huşu ve en kalbî bir şekilde yapmaya gayret edelim.

Ramazan-ı Şerif; bütün ulvî his ve duyguların iştahlandığı teyakkuzda olduğu bir zamandır.

Ramazan-ı Şerif; özellikle Nur Talebeleri dairesi için feyz, gayret, yardım, Kur’ân Hatmi, manevî kazançların hissedarlığının zirve yaptığı bir aydır.

Ramazan-ı Şerif; Kur’ân, Cevşen, Hadis-i Şerif kitaplarının, Risale-i Nur Külliyatının sayfaları arasında çok zevkli ve hazzına doyum olmayan bir manevî seyahattir.

Ramazan-ı Şerif; Kâinatın yaratılış gayesi, süsü ve neticesi olan gerçek kazancın elde edildiği mutlu anların özü ve hasadıdır.

Ramazan-ı Şerif; imanın şahlandığı, kemâle yöneldiği, kalbin mutmainliğinin yüceldiği erişilmesi zor zaman şeridinin adıdır.

Ramazan-ı Şerif; gerçek beratın, terhisin alınabileceği en uygun ve münasip aydır.

Ramazan-ı Şerif; içinde bütün insanlığın en kârlı ve erişilmesi imkânsız bir gece olan “Leyle-i Kadri” barındıran idrak edilmesi çok zor bir zaman dilimidir.

Ramazan-ı Şerif; her mü’min hakkında bin aydan daha hayırlı olma potansiyelini taşıyan bulunmaz bir servettir.

Ramazan-ı Şerif; Cenâb-ı Hakk’a niyazın, münâcatın, yalvarmanın, kulluğun, ibadetin en makbul ve yakın olduğu andır.

Ramazan-ı Şerif; tam olarak kıymetini idrak etmek şartıyla herbir günü bir Leyle-i Kadir hükmüne geçeceği, rahmet-i İlâhiyeden ümit edilecek bir kudsî programdır.

Ramazan-ı Şerif; Kur’ân’ın, Sünnet-i Seniyyenin, Risale-i Nur’un, Nurun müştak ve has talebelerinin herbirinin, her günde cüzlerle haşir-neşir olmayı en büyük saadet bildiği zamanın adıdır.

Ramazan-ı Şerif; her gününde, binlerle, milyonlar hatme-i Kur’âniye yapılarak çok geniş meclislerin, kâinatı ihata eden o büyük dairenin oluşturduğu ve o kudsî hatmeyi yaparak Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinden tevfik niyaz edildiği kudsiyetin ismidir.  

Ramazan-ı Şerif; Kur’ân-ı Azîmüşşân ve Mucizü’l-Beyânın, Hizbü’l-Ekberü’l-Âzam’ın, Cevşenü’l-Kebir’in, Resâilü’n-Nur’un kâinat bostanında bülbüller gibi samimî gönüllerde şakıdığı andır.

Ramazan-ı Şerif; bir sene ve zaman diliminde hem âlem-i İslâm, hem Risale-i Nur şakirtleri, hem de insaniyet ailesi için gayet ehemmiyetli, pek çok kıymetli olan bir fırsatın adıdır.

Ramazan-ı Şerif; özellikle Risale-i Nur şakirtleri için, “iştirâk-i a’mâl-i uhreviye düstur-u esasiyeleri” sırrınca, her birisinin kazandığı miktar, herbir kardeşlerine aynı miktar defter-i a’mâline geçmesi, o düsturun ve rahmet-i İlâhiyenin muktezası olabilecek bir haysiyeti taşıyan bir müjdeci hükmündedir inşallah.

Ramazan-ı Şerif; kudsî dairede sıdk ve ihlâsla giren ve girecek olanlar için kazançları pek azim ve küllî olacak önemli bir fırsatın ta kendisidir.

Ramazan-ı Şerif; Risale-i Nur’un sadık şakirtleri arasından birisinin Leyle-i Kadrin hakikatini ve Ramazan’ın yüksek mertebesini kazanması ile umum hakikî sadık şakirtlerin o hazineye sahip ve hissedar olmalarının mümkün olduğu hakikatinin vüs’at-i rahmet-i İlâhiyeden çok kuvvetle ümit edildiği kudsî bir zamandır.

Ramazan-ı Şerif; yine “iştirâk-i a’mâl düstur-u esasiyle, herbir has kardeşin kırk bin dili bulunan bir melâike hükmünde, kırk bin dillerle, yani kardeşlerin adedince manevî dilleriyle ettikleri ve edecekleri duâlar, rahmet-i İlâhiye nezdinde makbul olmasını, o lisanlar adedince, Cenâb-ı Erhamürrâhimînden niyaz edilen bir mutlu andır.

Ramazan-ı Şerif; manevî hediyelerin çok güzel nüshalarının “bayramı bayram” yapan bir küllî rahmet hazinesiyle coştuğu ve sevinçlerin en manalısını bağrında saklayan çok değerli bir hazinedir.

Ramazan-ı Şerif; hediyeleşmenin zirve yaptığı andır.

Ramazan-ı Şerif; Cennetü’l-Firdevsin misafirlerine hazırlık yaptığı mutlu sonun başlangıç noktalarından birisidir.

Ramazan-ı Şerif; açlığın, gönül tokluğu ve tevekküle dönüştüğü mutlu zamandır.

Ramazan-ı Şerif; nimeti, nimet bilip idrakine varıldığı, küfran-ı nimet ve şükürsüzlükten uzaklaşıldığı andır.

Ramazan-ı Şerif; yardımlaşmanın, aciz ve zayıflığı idrakin, manevî ve uhrevî sa’y ve çalışmaların, İslâmın en büyük esaslarından olan zekâtın bütün yönleriyle anlaşılıp icra edildiği andır.

Bu Mübarek Ramazan-ı Şerifin hürmetine; Cenab-ı Erhamürrâhimîn’in; İslâm dünyasına rahmetiyle muamele etmesini, insanlık ailesine de hikmetiyle muamele ve hidayet vermesini niyaz edelim.

Ve yine bu Mübarek Ramazan-ı Şerifin hürmetine; Rahmeten lil-Âlemîn olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ümmetine rahmetiyle imdat eylemesini niyaz edelim. (Amin.)

Bizi bu sene de Ramazan gibi böyle mübarek bir nimete ve âna ulaştıran Cenâb-ı Hakk’a, kâinatın zerratı adedince ve şehr-i Ramazan’ın dakikalarının âşireleri sayısınca hamd ü sena ediyoruz.

Elhamdülillâhi hâzâ min fadli Rabbî!

NOT: Bugün  (27.6.2014 Cuma teravih namazı ile), idrakiyle şeref duyacağımız; ayların sultanı “Şehr-i Ramazanınızı” tebrik eder, bütün inananlara ve insanlığa huzur, barış ve saadet getirmesini Rabb-i Rahimden niyaz ederim. N. E. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*