Ramazan’da amellerin sevabı bire bindir

altYedinci Nükte

Ramazanın sıyamı dünyada ahiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mâl, bire bindir. Kur’ân-ı Hakîm’in, nass-ı hadis ile, her bir harfinin on sevabı var, on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte her bir harfin on değil, bin ve Âyete’l-Kürsî gibi âyetlerin her bir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır.

Evet, her bir harfi otuz bin bâkî meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî Şecere-i Tuba hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâkî meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır.

İşte, gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki, bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla.

İşte, Ramazan-ı Şerif, âdeta bir ahiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hâsılat için gayet münbit bir zemindir. Ve neşv ü nema-i a’mâl için bahardaki mâ-i nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resmigeçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan, yemek-içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtına ve malâyani ve hevaperestâne müştehiyata girmemek için, oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut ahiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi âyinedarlık etmektir.

Evet, Ramazan-ı Şerif, bu fânî dünyada, fânî ömür içinde ve kısa bir hayatta bâkî bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder, kazandırır. Evet, bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semeratını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur’ân ile, bin aydan daha hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kàtıadır.

Evet, nasıl ki bir padişah, müddet-i saltanatında, belki her senede, ya cülûs-u hümayun namıyla veyahut başka bir şaşaalı cilve-i saltanatına mazhar bazı günleri bayram yapar. Raiyetini o günde umumî kanunlar dairesinde değil, belki hususî ihsanatına ve perdesiz huzuruna ve has iltifatına ve fevkalâde icraatına ve doğrudan doğruya lâyık ve sadık milletini has teveccühüne mazhar eder. Öyle de, Ezel ve Ebed Sultan’ı olan on sekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelâl’i, o on sekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlişanı olan Kur’ân-ı Hakîm’i, Ramazan-ı Şerifte inzal eylemiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlâhî ve bir meşher-i Rabbânî ve bir meclis-i ruhânî hükmüne geçmek, mukteza-i hikmettir.

Madem Ramazan o bayramdır; elbette bir derece süflî ve hayvanî meşagilden insanları çekmek için, oruca emredilecek. Ve o orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani, muharremattan, malâyaniyattan çekmek ve her birisine mahsus ubudiyete sevk etmektir. Meselâ, dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla, ona oruç tutturmak; ve o lisanı, tilâvet-i Kur’ân ve zikir ve tesbih ve salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek; meselâ gözünü namahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmek gibi, sair cihazata da bir nevi oruç tutturmaktır. Zaten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile ona tatil-i eşgal ettirilse, başka küçük tezgâhlar kolayca ona ittiba ettirilebilir.

Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektub, İkinci Risale, s. 474 – 475

LÛ­GAT­ÇE:
meşher: Teşhir yeri, sergi.
nass-ı hadis: Hadisin delili.
neşv ü nema-i a’mâl: Amellerin gelişip büyümesi.
Samediyet: Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığı halde her şeyin Kendisine muhtaç olması.
savm: Oruç.
uhrevî: Ahiretle ilgili, ahiret için.
cihazat-ı insaniye: İnsanın cihazları.
hüccet-i kàtıa: Kesin delil.
meşher-i Rabbânî: Rabbanî teşhir yeri, İlâhî sergi.
muharremat: Haram olan şeyler.
semerat: Meyveler, neticeler.
tazammun: İçine alma.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*