Avustralya’daki gerçek demokrasi ve İslâmî faaliyetler

Avustralya ziyaretimizin ikinci haftasında daha önceden buradaki dostlarımızın ortaklaşa hazırladığı program ve plân üzerine Sydney ziyareti ve programımız başladı. Kara yoluyla bin kilometreyi bulan mesafeyi uçakla bir saatte kat ederek Sydney’e ulaştık.

Cuma günü ulaştığımız Sydney Havaalanında grubumuzu oradaki şahs-ı manevî adına çok değerli, akademisyen, şuurlu, samimî bir Nur hadimi ve sarsılmaz bir Yeni Asya taraftarı olan Halil Bey kardeşimiz karşıladı. Daha sonra onun mihmarlandığında ilk önce kalacağımız otele sonra da Türklerin yoğun olarak yaşadıkları Auburn semtindeki, merkezî bir yer olan dershanemize gittik. Burada çok hamiyetkâr ve gayretli hanım bacılarımızın hazırladığı ikramdan sonra gece geç vakitlere kadar ders, sohbet, hatıra, soru-cevap şeklinde sohbetimiz devam etti.

Cumartesi günü; 2000 yılına damgasını vuran Sydney Olimpiyatlarının yapıldığı muhteşem bir yerleşim plânı ve çevre güzelliği olan “Sydney Olimpiyat Parkını” gezdik. Kısa bir şehir turundan sonra akşam geç saatlere kadar yine buradaki dershanemizde ders, hizmet ve Avustralya, Türkiye ve dünyada gelişen hizmetlerimiz konusunda bir ufuk turu yaptık.

Pazar günü ”İstanbul Boğazını” andıran muhteşem manzaralı denize nazır bir parkta cemaat olarak topluca kahvaltılı piknik organizesine katıldık. Oradaki dersimizde; Sözler’den Otuz İkinci Söz’den, hadis-i şerifte zikredilen dünya ile ilgili bölümdeki dünyanın üç yüzünün mahiyetini, bunların nasıl anlaşılıp kavranması lâzım geldiğini müzakere ettik. Allah’a iyi bir kul olma ve dünyanın geçici güzelliklerinin esiri olmamanın yollarını birlikte vurgulamaya çalıştık.

Buradaki hizmetlerimiz Melbourne’daki kadar geniş ve kapsamlı değil. Ama istikbal için ümit vaad ediyor inşallah. Buradaki az sayıdaki ailelerden, en başta hanım kardeşlerimizin gayretleri, ilerisi için oldukça ümit verici. Çeşitli kademelerde haftada beş defa yaptıkları dersleri inşaallah kısa zamanda çoğaltmalarını, çevre ile özellikle gençlikle olan ilgilerini arttırarak devam ettirmelerini birlikte müzakere ettik.

Melbourne’daki muhteşem tesislerden tatil ve bayramlarda faydalanan buradaki Nur hadimleri Sydney’e de bir tesis kazandırmak için gayret gösteriyorlar. Cenâb-ı Hak yardımcıları olsun. Bu diyar-ı gurbette manevî cihad gerçekten çok kıymetli ama çok zor.

Avustralya Yeni Asya Nur Cemaatinin Türkiye’deki hizmetlere olan ilgileri cemaatin şahs-ı mânevîsine olan bağlılıkları, istikamet ve sebattaki kararlılıklarını takdir etmemek mümkün değil. İnşaallah bu gibi ziyaretlerle daha sıkı ilişkiler ve hizmet değişim ve yardımlaşmasıyla bu birliktelik, yardımlaşma ve dayanışmanın çok daha iyi yerlere geleceğine ve burada yepyeni ve güzel hizmet hamleleri başlatacaklarına inancımızın tam olarak kuvvetlendiğini belirtmek isterim.

Hürriyet fikrinin en geniş ve mükemmele yakın tatbik edildiği bu ülkede minarelere yasak yok. Ülke genelindeki hemen her camide minare var. Sadece ezan hoparlörle okunamıyor. İnşaallah yakında o da gerçekleşir. Sydney’de Auburn olarak bilinen semt Türklerin en yoğun yaşadığı semt. Burada iş yerleri, marketler, haftalık çıkan bir gazete dâhil Türkiye manzarasını aratmayan bir durum mevcut. Auburn bölgesinin Türkler açısından iftihar edilecek en önemli hadisesi buradaki Gelibolu (İngilizcesi Gallipoli) adlı muhteşem caminin olmasıdır. Bu mabet ülkemiz, milletimiz ve ecdadımızın bu alandaki, inanç sağlamlığı, gelenek ve dinî şeâirlere bağlılığını göstermesi bakımından önemli bir simge. Burası bütün Müslümanlar için hem bir ibadethane, hem de bir manevî merkez konumunda.

Manzarası ve fıtrî güzelliği bakımından Sydney, gerçekten dünyanın en önemli şehirlerinden müstesnâ bir şehir. Altı milyona yaklaşan nüfusuyla bu ülkenin yedi eyaletinden birisi. İngiliz ve Batı edebiyatının tesiriyle buradaki insanların güzel san’atlara karşı ayrı bir ilgisi var. Dünyaca meşhur ve örneği olmayan “Opera House (evi), köprüsü, denizi, parkları”yla gerçekten şahane ve görmeye değer bir şehir.
Kültürel ve sosyal yaşantısıyla İngiliz sisteminin kurduğu bu ada devlette tam bir Amerikan hayranlığı olduğunu öğreniyor ve görüyoruz. Amerikan hegemonyası; ekonomik, askerî ve siyasî gücüyle dünyanın birçok yerinde olduğu gibi maalesef burada da ağırlıklı olarak kendisini hissettiriyor. Özellikle gençler arasında maalesef dünyevî, sefih bir yaşantı mevcut. Bu sefih ve ahlâkî çöküntünün en büyük tehlikesi de maalesef buradaki Müslüman ailelerin çocuklarını ve gençlerini tesir altına almasıdır. Bu şartlarda ailelerin maalesef çocuklarına sahip çıkma ve kontrol etme tehlike ve riski büyük.

Anzaklar arasında Gelibolu ve Türklerin çok özel bir yeri var. 25 Nisan günü Anzak günü olarak kutlanıyor. İngiliz oyunu ile ta buralardan Çanakkale’ye savaşa götürülüp masum insanlar olan Türklere karşı savaştırılan bu insanlar şu anda Türklerin dostu ve milletimizi çok takdir eder bir konumdalar. Hâlâ İngiliz idaresi altında özerk bir konumu olan Avustralya halkı kendileri açısından; “millet olma” şuur ve ruhunun Çanakkale Savaşı’ndan sonra geliştiğini ve bu olayın kendileri açısından bir “milât” olduğunu kabul ediyorlar.  

Avustralya’daki “demokrasi ve hürriyet” anlayışı dünyada birçok ülkeye örnek teşkil edecek çok muazzam bir seviyede. Başta dîni inanç olmak üzere; devlet ve otoriteler hiçbir inancı yadırgamıyor, dışlamıyor, haksızlık yapmıyor, saygı gösteriyor ve dini inançların ve kültürlerin yaşaması ve tatbiki için gereken neyse devlet adına bütün imkânları sağlamaya çalışıyor. Bu durumu görünce ülkemiz adına üzülmemek elde değil. Müslüman bir ülkede hâlâ “başörtüsü” zulmü başta olmak üzere sun’î olarak üretilen “kamusal alanda” maalesef bir sürü dinî inanç kısıtlaması hâlâ devam ediyor. Binler esef ve teessür!

Dünyada kesintisiz işsizlik ücreti ödeyen tek devlet Avustralya devleti olduğunu öğreniyoruz.

Burada en büyük problem fiyatların yüksek oluşu. Kişi başına düşen millî gelir 50.000$ civarında olduğunu öğrendik. Fakat son yıllarda özellikle ev ve arsa fiyatları fahiş bir şekilde yükselmiş veya yükseltilmiş. Öyle ki buradaki bir ev fiyatıyla Türkiye’de rahatlıkla 6-7 ev, Amerika’da da 3-4 ev alabilirsiniz.

Burada malî, sosyal, trafik suçları için öngörülen cezalar ve vergiler de oldukça yüksek. Fakat adaletli dağılım sayesinde buranın sakinlerinin bundan pek şikâyeti yok.

Melbourne’daki konferanstan sonra Sydney’deki Türk kültür Merkezi ve Türk evi salonunda ikinci konferansımızı verdik.

İki saate yakın süren konferansın ayrıntılarını inşaallah başka zamana bırakıp sadece şurasını hatırlatalım:

Süleyman Kurter ’in eşi Havva Kurter’in buradaki konferansta İslâmla şereflenmesini ve Risâle-i Nur hizmetlerine olan ilgi ve alâkasının nasıl ortaya çıktığını anlatması çok ilginçti. İspanyol asıllı olan bu hanımefendi ablamızın, çocukluğunda ve gençliğinde koyu bir Katolik olmasına rağmen 1960’larda lise talebesiyken öğretmenlerine ve papazlara karşı Hıristiyanlıktaki “üçleme” fikrini kabullenmekte zorlandığını, akıl ve fikrini rahatsız ettiğini, sorularına muknî cevaplar aradığını, derinlemesine sorgulayıp gördüğü manevî bir rüya ile hidayete erip İslâmla şereflenmesini çok hissi ve mükemmel bir şekilde anlatması dinleyiciler tarafından dikkatle takip edildi ve çok duygulu ve heyecanlı sahnelerin yaşanmasına sebep oldu.

Son gün yine değerli ehl-i hizmet Halil Bey kardeşimizin mihmarlandığında Sydney’in kalbi durumundaki merkezinin deniz koyundaki muhteşem gemi turu ile buradaki programımızı da tamamlayıp Melbourne’a döndük.

İstikbalin gelişen hadiseleri içerisinde en başta da cennet yurdumuz Türkiye olmak üzere Yeni Asya Nur camiası olarak dünyanın farklı köşelerinden yepyeni, aşk ve şevk dolu hizmet haberlerinde buluşmak dilek ve temennisiyle…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*