Meşveretimiz, yurt dışı hizmetleri ve hidayet haberleri

Geçen hafta sonu İstanbul’da umumî meşveretimizi yaptık. Bu toplantıda yapılan müzakere, görüş ve yorumlardan ve alınan kararlardan oldukça memnun olduğumu söylemeliyim. Sebebi ise gayet demokratik bir müzakere ve tartışmayı artık vazgeçilmez bir yol ve usûl olarak camiamızın benimsediğini ve hazmettiğini görmek ruhî ve vicdanî bir zevk ve keyif veriyor bana.

Zaman zaman en zorlu ve müşkül, sabır ve ihtisas isteyen meselelerin bile, büyük bir olgunlukla, hakikatlere yakışan olgunluk ve vakar içerisinde müzakere edildiğini bizzat gördük ve yaşadık elhamdülillah. İnşaallah en küçük birimlerimize kadar bu meşveret anlayış ve tarzı tam olarak oturduğu zaman dâvâmıza da, ülkemize de, İslâm âlemine de bu “sistemin” çok büyük katkı yapacağına yürekten inanıyorum.

Bu meşverette en başta eğitim merkezimiz ve vakıf elemanlarımıza gerekli olan ihtiyaçlar olmak üzere, alınan kararların en küçük birimlere kadar okunması ve YUHİB (Yurt Dışı Hizmetler Birliği) sistemimize girdi. Bunun yurt dışındaki hizmetlerimiz için büyük bir açılıma ve hamleye vesile olacağını tahmin ediyor ve buna inanıyoruz.

Hz. Üstadın hayatında elli dört ülkeye ulaştırılan Risale-i Nur Külliyatını çeşitli milletlere ve insanlığa ulaştırmada maalesef geri kaldığımız bir vakıadır. Bundan sonra olsun hep birlikte biraz daha gayret ve himmetlerimizi birleştirip, aşk ve şevkle bu yolda yeni yeni hizmet alanları bulmalıyız. Yeni, dinamik, şevkli, eğitimli, kapasiteli ve donanımlı hizmet elemanlarını yetiştirip istihdam etmeliyiz. Dünyanın en çok konuşulan dillerine tercümeyi amaçlamalıyız.

Birkaç yıldan beri sistemli hâle getirmeye çalıştığımız bu YUHİB, “Yurt Dışı Hizmetlerinde” hiç de azımsanmayacak mesafeler kat ettiğimizi görüyor, yaşıyor ve ümitle geleceğe bakıyoruz Allah’a şükürler olsun.

Biz de ilerlemiş yaşımıza rağmen ümitle ve aşkla yurt içi ve yurt dışında yollardayız, seferdeyiz, hizmetlere katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Bunun için; güneşin doğduğu Avustralya kıt’asından, battığı Amerika kıt’ası ve oradaki devletlere kadar çok geniş bir coğrafyada her geçen gün gelişen hizmetlere şahit oluyoruz. Bu trend artarak devam edecektir inşaallah.

AMERİKA’DAN GELEN HİDAYET HABERİ

Bu münasebetle beni oldukça mutlu eden bir hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Şahsen tanımadığım, değerli bir kardeşimin referansıyla e-mail adresine tanışmak ve görüşmek isteğimi mail attığım Amerika’da yaşayan ve Çinli bir bayanla evli bulunan İbrahim kardeşimden gelen e-mail haberi, yepyeni hidayetlerin olduğunu anlatan müjdelerle dolu.

İşte size İbrahim kardeşimden gelen e-maildeki güzel örnekler:
“Ve aleyküm selâm ve rahmetullah Nejat Ağabey,

“Sizin ile tanışmak benim için bir onur, bir kaç kez gazeteye ve vakfa gelmeme rağmen sizinle tanışma fırsatı yakalayamadığım için üzgünüm. Ben şimdilik ABD’de Philedelphia’da yaşıyorum.

“Burada hizmet adına çok bir şey yapamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Ben Çin’den ithalat işlemleri için aracılık hizmeti veriyorum. İşim gereği ve saat farkından dolayı geceleri çalışıyor, gündüzleri uyuyorum. Size bu e-maili de sabah 04.55’te yazıyorum. Herhangi bir yerde çalışmadığımdan veya okul vs. gibi toplum ile iletişime geçecek bir vasıtam olmadığından dolayı hizmet edemiyor ve buna üzülüyorum. Ancak Çinli olan eşimin hidayetini ve şehadet getirmesini ve onun aracılığıyla da iki kişinin daha hidayete eriştiğini bana nasip ettiği için Rabbime ne kadar şükretsem azdır.

“Ayrıca burada Cuma günleri bazen yeni kardeşlerimizin hidayete eriştiklerini görüyoruz. Hemen hemen her ay birilerinin hidayet ve şehadetine şahit oluyorum. Çok güzel bir duygu, insânı hizmete teşvik ediyor. Çalışırsan meyvesini alabileceğini gözlerinle görüyorsun. Tabi biz illa meyve istememeliyiz, vazifemizi yapmalıyız. Fakat hani meyve verdiğini görmek de insana ayrı bir haz veriyor. Ben şahsen eşimin İslâmiyeti kabul etmesine ve namaza kendi isteğiyle başlamasına o kadar çok sevinmiştim ki gözlerimden sevinç gözyaşları akmıştı.

“Lâfı fazla uzatmayayım ağabey, buraya gelişinize çok sevindim. Sizin için ne yapabilirim? Benim evim New York’a iki saat arabayla. Uzakta iseniz sizi alıp misafir edeyim. Gideceğiniz yerleri bilmiyorum. Buradan çok çok uzak değilse, arabayla götüreyim. (Yalnız eşim yeni doğum yaptığı için geceye kalamayacağım). Onun için siz söyleyin ben elimden geleni yapmaya çalışırım inşaallah. Eğer vaktiniz varsa sizi misafir etmekten büyük onur duyarız. Selâm ve saygılarımla, İbrahim.”

İşte sahabe mesleği olan bu muhteşem dâvânın dünyanın her tarafına yansıması bu! Hiç tanımadığınız bir kişiye bir selâm vermeniz, harika denecek bir dâvet ve cevaba dönüşüyor.

Bu bize şunu hatırlatıyor ki: Yurt dışına açılıp, içerideki enerji ve hizmet tecrübelerimizi oralardaki mü’min kardeşlerimize ulaştırmanın yollarını arayıp ve yeni hidayet güneşlerinin parlayacağı yönlere çevirmeliyiz.

KIT’ALAR ARASI HİZMET ZİRVESİ

Siz bu yazıyı okurken ben inşaallah Amerika’da olacağım. Üç haftalık gezimde bu defa geniş bir alanı ziyaret edip bazı organizeler yapma gayret ve plânlarımız var. Avustralya’dan gelecek temsilcimizle, Avrupa’dan gelecek arkadaşımızla, Amerika’da bulunan vakıf başkanımız ve mütevelli heyetimiz ve hizmet görevlisi kardeşimizle Avustralya, Asya, Avrupa, Amerika kıt’alarının temsilcileriyle orada adeta “kıt’alar arası” bir hizmet zirvesi yapacağız inşaallah. Duâlarınızı bekliyoruz.
Gelecek yazımızda inşaallah okyanus ötesinden önemli hizmetlerle dolu dolu bir yazı yazmak arzu ve ümidindeyim. En güzel ve ihlâslı hizmet dolu günler ve anlar yaşamak ümit ve temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*