Bize de bir Nekkaz lâzım!

Rachid Nekkaz, Fransa’da yaşayan Cezayir asıllı bir iş adamı. Fransa’da çok anlamlı bir kampanyaya imza atmış.

Hatırlanacağı üzere başta Fransa olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde ciddî bir ‘burka’ (peçe-yüz örtüsü) tartışması yaşanıyor. Hatta, Belçika ve Fransa parlamentoları halka açık yerlerde ‘burka’ giyene 150 euro para cezası verilmesini teklif etmiş.

İşte, Cezayir asıllı Rachid Nekkaz bu yasağa karşı çıkarak burka giyenin cezasını kendisinin ödeyeceğini duyurmuş. 38 yaşındaki Nekkaz, beş milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en kalabalık Müslüman azınlığına sahip olan Fransa’da burka yasağına “Hands off my Constitution” (Ellerini Anayasamdan Çek) isimli kuruluşuyla karşı çıkıyor ve onaylanırsa Eylül’de yürürlüğe girecek yasağa karşı 1 milyon euroluk fon ayırdığını ilân etmiş. (Sabah, 2 Ağustos 2010)

Cezayir asıllı iş adamının bu kampanyası bana çok anlamlı geldi. ‘Para cezası’ ile yasağı yaymak isteyenlere başka nasıl cevap verilebilir ki!

Yıllar önce “Bize de bir Rosa Parks lâzım” (Yeni Asya, 12 Aralık 2004) başlıklı bir yazı yazmış ve Amerika’da yaşanan ‘zenci zulmü’nü sona erdiren Rosa Parks’ın örnek hareketini hatırlamıştık.

Rosa Parks, 1955’in Aralık ayında, işten çıkıp eve giderken, bindiği otobüste bulduğu boş koltuğa oturmuş, daha sonra gelen ve ayakta kalan bir ‘beyaz’a—ikaz edilmesine rağmen—kalkıp yerini vermemiş. O tarihlerde Amerika’da (Montgomery’de) ‘zenci’ler önce ön kapıdan binerek ücreti öder, sonra inip aynı otobüsün arka kapısından binerlermiş. Çünkü ön kapıdan binmeleri ‘yasak’mış. Sadece otobüsün orta kısmındaki bölümde,—eğer ayakta bir beyaz yoksa—oturabilirlermiş. Oturduklarında, sonradan gelen ‘beyaz’lar ayakta kalmasın diye yer vermek durumundalarmış. Çünkü ‘kanun’ öyle diyormuş. İşte Rosa Parks, bir ilke imza atmış ve oturduğu koltuktan —kanunları çiğneme pahasına!— kalkmamış. Neticede Rosa’yı gözaltına alıp götürmüşler, ama o günden sonra da Montgomery’de hiçbir şey eskisi gibi olmamış, kazananlar ‘zenci’ler olmuş…

Rosa Parks’ın bu tavrının örnek alınması ve kanunsuz başörtüsü yasağına karşı cesur bir ismin öne geçmesini arzu etmiştik. İşte, Fransa’da yaşanan hadise de buna benziyor. İnsaflı, cesur ve zengin bir iş adamının yasağa karşı ‘para’sını ortaya koyması; hak arama mücadelesi bakımından çok önemli.

Türkiye’de hak arama yollarının önündeki engellerden biri de ‘para’dır. Düşünün, kanunsuz başörtüsü yasağı dolayısıyla milyonlarca kişi bir şekilde mağdur durumda. Hem öğrenciler hem de memurlar bu yasak sebebiyle haklarından mahrum kalıyorlar. Peki, bunların hakkını kim arayacak? Kaç öğrenci hakkını mahkemelerde arayabilir? Kaç memur, bunun için lâzım olan ‘para’yı temin edebilir? Kaç kişi Türkiye’de bulamadığı ‘hak’kını, AİHM’de arayabilir? Bunların tamamı bir şekilde ‘para’ya da bağlı değil mi?

Keşke, sivil toplum kuruluşları yasağın sebep olduğu mahrumiyetleri sona erdirmeye çalışırken hadisenin bu cephesine de el atabilse. Keşke, cesur bir zengin tıpkı Cezayirli iş adamı Rachid (Raşid olmalı) Nekkaz gibi ‘para’sını bu yolda feda etse. Etse de yasakçılar kanunun pençesinden kurtulamasa…

Bize hem Rosa Parks gibi cesur hanımlar, hem de Raşid Nekkaz gibi cesur ve cömert iş adamları lâzım. Dua edelim de bunların ortaya çıkması gecikmesin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*