Gecelerin sultanı: Kadir

Meleklerin dalga dalga yeryüzüne indiği, dünyanın adeta ahiret hayatından anlar yaşadığı bir gece: Kadir Gecesi. Bu gece tan ağarıncaya kadar melekler kanat çırparlar. Aralarında Cebrail de vardır. Hepsinin inişi Rablerinin izniyledir. Kadir Gecesi mü’min ruhların bir bayramıdır

Mânevî bir ziyafettir. Bu gece kâinatın her köşesinden “davetliler” bir araya gelip, ziyafet sahibinin ikramlarına mazhar olurlar. Allah rahmet kapılarını ardına kadar açar. Mü’min insan ve cinlerle semalardan gelen sayısız melek, bu eşsiz gecede bir araya gelip kaynaşırlar ve İlâhî rahmetin tertiplediği bu mânevî ziyafetten olabildiğince istifade ederler.

Gecelerin Sultanı olarak isimlendirilen bu müstesna gecenin kıymet ve ehemmiyetini, kâinatın sahibi olan Rabbimiz, yaradılmışların en şereflisi olan Habib-i Ekremine (a.s.m) şöyle anlatır:

“Biz o­nu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin büyük fazilet ve şerefini sana bildiren nedir? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. o­nda melekler ve ruh (Cebrail), Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır (selâmet, hayır ve emniyet doludur).”1

Hakkında müstakil olarak sûre indirilen tek gecenin Kadir Gecesi olması dahi, yalnız başına, o­na verilen değeri açıklamaya yeter. Bu sûrede Kadir Gecesinin şerefi, üstünlüğü, kıymeti bizzat Yaratıcımız tarafından Habibine (a.s.m) ve mü’minlere bildirilmektedir.

Sûreden anlaşıldığına göre, bu geceye kıymet kazandıran hadise o­nda Kur’ân’ın indirilmiş olmasıdır.

Biliyoruz ki Kur’ân’ın tamamlanması yirmi üç seneyi bulmuştur. Bu durumda, o­nun tek bir gecede indirildiğini haber veren âyetin mânâsı ne olabilir? Nitekim aynı soruyu Atiyye-i Harurî isimli zatın Hz. İbni Abbas’a (r.a) sorduğunu ve o­ndan şu cevabı aldığını tefsirlerimizde okuyoruz: “Ben şimdi ölmüş olsaydım, sende bu sualinin cevabını bulamadan ölecektin. Kur’ân ilk olarak topluca dünya semasına indirildi. Sonra o­nun arkasından ihtiyaç ve hadiselere göre kısım kısım indirildi.”2

Kadir Gecesinin gerçek şeref ve kıymetini, insanların kendiliklerinden bilemeyeceklerini ve takdir edemeyeceklerini buyuran Cenâb-ı Hak, bu kıymetin ancak kendi bildirmesiyle anlaşılabileceğini haber vermektedir. Ve hemen arkasından şöyle buyurmaktadır: “Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır.” Evet, bu eşsiz gecede yapılacak ibadet ve hayırlarla elde edilecek sevap, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayın mânevî hâsılâtından daha kıymetlidir.

Bu “bin ayın” hikmeti nedir? Rivayetlere göre Peygamber Efendimiz (asm) bir defasında ashabına, İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak mücahede ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca kendi amellerini çok zayıf görmeye başladılar. Bunun üzerine Kadir Sûresi indirildi. Bir başka rivayete göre de, Peygamberimiz (a.s.m) bir gün sahabilerine İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden Allah’a ibadet ettiklerini anlattı. Bu dört zat Hz. Eyyûb, Hz. Zekeriya, Hz. Hazkıyl ve Hz. Yûşâ idi. Ashab bunu hayretle karşıladı. Akabinde Cebrail gelerek “Allah sana daha hayırlısını ihsan buyurdu” dedi ve Kadir Sûresini okuduktan sonra “İşte bu senin ve ümmetinin taaccüp ettiğinizden daha hayırlıdır” dedi.3 “Bin ay” seksen küsûr senelik bir müddete tekabül etmektedir. Eski zatların bir ömür boyu çalışarak kazandıkları mânevî mertebeyi bir gecede elde etme fırsatı, son Peygamber Hz. Muhammed’in (asm) ümmeti olan bizlere verilmiştir. Değerlendirebilenlere ne mutlu!

Bu geceye Kadir Gecesi denmesinin değişik izahları vardır. İbni Cerir’in naklettiğine göre, Kadir Gecesi “hüküm gecesi” demektir. Duhan Sûresinde beyan edildiği üzere,4 İlâhî takdirce hükmolunmuş hikmetli işler Kadir Gecesinde ayırd edilir. Bu mânâda Kadir Gecesine “Takdir Gecesi” diyenler de vardır. Aslında eşyanın, işlerin ve hükümlerin miktar ve zamanları ezelde takdir edildiği için, burada söz konusu olan takdir, önceden tesbit edilen kader programının “infazıyla” alâkalı planların hazırlanmasıdır. Bu planın bir sene sonrasına kadar ki eceller, rızıklar ve hadiseler için yapıldığı umumen ifade edilmekte ise de, Duhan Sûresindeki âyetten ve Kadir Sûresinin 4. âyetinden anlaşılan asıl mânâ, bu ayırma işinin yalnızca bir sene ile mahdut olmadığı, senelere, asırlara, devirlere uzanan mühim ve muazzam meseleleri kuşattığıdır.5

Kadir Gecesi isminin bir hikmeti de, kadir kelimesinin taşıdığı “şeref ve azamet” mânâlarından hareketle, Kur’ân’ın o geceye kazandırdığı şeref ve azamet olarak belirtilmiştir.

Kelimenin “tazyik” mânâsı da vardır. Buna göre o gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki dünya o­nlara dar gelir. Nitekim bir hadiste “O gecede yeryüzüne inen meleklerin sayısı, çakıl taşlarının sayısından daha çoktur”6 buyurularak buna işaret edilir.

Kadir Gecesinin, yılın hangi gecesine rastladığı hususunda farklı rivayetler vardır. Hadis kaynaklarında yer alan haberlerde bilhassa Ramazanın son o­n günü üzerinde durulmuştur. Bu arada son o­n günün tek gecelerine ve bilhassa 27. geceye dikkat çekilmiştir. Bediüzzaman bu hususta “Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye (27. geceye) o nazarla bakıyor. İnşaallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur”7 demektedir. Şu halde Ramazanın son o­n gecesini bilhassa tek gecelerini ve hususan 27. gecesini kaçırmamakla beraber, yılın sair gecelerinde de Allah’ın rızasına uygun fiil ve ameller işlemeye itina göstermek hepimizin üzerine düşen bir vazifedir.

Bu gecede okunan her bir Kur’ân harfine otuz bin sevap verilmektedir. Ayrıca diğer hayırlı amellerin sevapları da aynı nispette arttırılır. Bu bakımdan ümmetin Kadir Gecesi olarak teveccüh ettiği Ramazanın 27. gecesini uyanık geçirmekte mânevî hayatımız için sayısız kazançlar vardır. Bu geceyi ihya etmek için Kur’ân ve tefsirleri okunabilir, namaz kılınabilir, salâvat-ı şerife ve duâlar okunabilir. Ve Allah’ın rızasına muvafık daha nice hayırlı ameller işlenebilir. Mühim olan, bu gecenin sonsuz feyzinden istifade niyet ve arzusu içinde olmak ve istekle uyanık kalmaktır.

Peygamber Efendimizin (a.s.m) Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkındaki şu hadis-i şerifini de bilirsek, herhalde o­ndan lâyıkıyla istifade hususundaki arzu ve kararlılığımız daha da güçlenir:

“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa, geçmiş günahları affolunur.”8

Dipnotlar:
1- Kadir Sûresi, 1-5.
2- Hak Dini Kur’ân Dili, 6:4294.
3- A.g.e., 9:4592.
4- Duhan Sûresi, 3.
5- Hak Dini Kur’ân Dili, 9: 5970.
6- Davudoğlu, Müslim Tercüme ve Şerhi, c. 6, s. 254
7- Nursî, Bediüzzaman Said, Şuâlar, s. 430.
8- A.g.e., s. 430.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*