İç savaş çığırtkanlığı

Son zamanlarda “Kraldan çok kralcı”lara bir haller oldu.

Tam bir militan ruhu ve tetikçilik edâsıyla konuşmaya başladılar. Adeta birbiriyle yarışırcasına asmaktan, kesmekten, sürek avına çıkmaktan dem vuruyorlar. Üstelik, tv ekranları dahil, hemen her mecrâda…

Onlardan bazıları hızını alamayıp, canına okuyacakları kimselerin listesini bile şimdiden belirlemiş olduklarını kasıla kasıla anlatıyor. Bazı site komşuları da dahil olmak üzere, pek çok kimseyi içine alan ölüm listesinden alenen söz ediyorlar.

Dahası, tehditvârî bir şekilde “Sizin kadınlarınızı, çocuklarınızı kim koruyacak!” deyip katliâma varan cinayetleri irtikâp etmeye hazır olduklarını söylüyorlar.

Özetle: Söz ve beyanlarıyla adeta vahşet kusuyorlar. Halkı kin ve düşmanlığa teşvik ediyorlar. Tehdit ve kışkırtmanın daniskasını yapıyorlar. Neredeyse, Allah’ın her günü çıkıp hedef seçtikleri kimselerin can ve emniyetini hiçe saydıklarını sayıklayıp duruyorlar.

Bu bay ve bayanlar daha ne desinler, ne yapsınlar ki, birileri çıkıp da onlara dur desin, yahut haddini bildirsin.

Tabiî, bütün bu olup bitenler karşısında insan soramadan edemiyor:

Bu ülkenin emniyeti, asayişi, hukuk ve adâlet kurumları, bunlara karşı harekete geçmek için, acaba bu tür hadsizlerin daha ne demelerini ve ne yapmalarını bekliyor?

Doğrusu, bu meyanda şimdiye kadar derde deva bir cevap alamadığımız gibi, sadra şifa bir hareket de bulabilmiş değiliz.

Ne var ki, bu ülkenin hür vatandaşları olarak, söz konusu beklentiler noktasında yüzde yüz kat’iyetinde haklıyız ve bir netice alınıncaya kadar da bu beklentimiz devam edecek.

Sosyal medyaya dikkat

Bir süredir ayyuka çıkan savaş kışkırtıcılığı, sadece şahsî olan söz ve beyandan ibaret değil. Bilhassa sosyal medya üzerinden organize olmuş bazı grupların, menfî harekete teşvik manasındaki paylaşımları da söz konusudur. Vurmaktan, kırmaktan, kan dökmekten söz edenlerin ayrıca bir organize güç haline dönüşmüş olması, potansiyel olarak var olan bir tehlikeyi, çok daha ileri boyutlara taşımış oluyor.

Yine sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar arasında, uzun menzilli otomatik silâhlarla çekilen ve altındaki mesajlarla tehdit savuran kimselerin varlığı da bir hayli dikkat çekici.

Bütün bu olup bitenler, bir iç savaşın şartlarını teşkil etmeye yönelik olarak görünüyor, ne yazık ki…

Darbecilerin velinimeti

Yakın geçmişte, benzer hadiselerin önüne kasten geçilmedi. Tâ ki, memleket iç savaşın eşiğine gelsin de, hiç olmazsa darbeye zemin teşkil etsin. Yani, iş çığırından çaksın ki, tasarlanan darbenin de bir kılıfı, bir gerekçesi halini alsın.

1960 ve 1980 Darbesi’ni yapanlar ile 1971 Muhtırası’na imza atanlar, hep bu türden malzemeleri kullandılar. El altından bizzat darbe cuntasının tasarlayıp organize ettiği kardeş kavgası, sağ-sol çatışması, anarşi ve terör gibi vahşî hadiseler, yine darbe cuntaları için birer velinimet hükmüne geçti.

Peki, bütün bunlardan gereken dersi çıkaramadık mı hâlâ?

Gayet rahat bir şekilde iç savaş kışkırtıcılığı yapanlara dokunulmadığına, hatta bir kısmı dolaylı da olsa himaye gördüğüne göre, olup bitenlerden hâlâ gereken dersi çıkaramayanların var olduğunu gösteriyor.

Bu duruma karşı endişe duymamak ve teessüf etmemek elde değil.

Karamsar değiliz

Mevcut karamsar tabloya rağmen, yine de bir ümitsizlik, bir karamsarlık havası içinde değiliz. Bu ülkenin ve bu milletin bunları aşacağına, bu tür hallerin üstesinden geleceğine tereddütsüz inanıyoruz.

Duyduğumuz endişe, meşrû olan siyasî ve hukukî müdahalenin gecikmesidir. Zira, gerekli müdahale geciktikçe, mâsum insanların huzuru kaçıyor veya bir şekilde zarar görüyor. Bu kesimden milyonlarca mâsum insanımız, haddini aşanlardan ve bilhassa darbeye zemin hazırlayan kişi ve olaylardan çok çekti. İstiyor ve diliyoruz ki, hiç olmazsa bundan sonra çekmesinler.

Allah, bu vatan ve millete tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirsin ve geçirecek inşallah.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*