Masumiyet karları

alt

Kar… Allah’ın Cemal isminin en güzel yansımalarından birisidir. Beyaz karlar masumiyetin birer numunesidir. Soğuk ve ardından gelen beyaz buz parçacıkları, narin ve sıcağa alışık olmayan yapıları ile, görenler için en büyük tefekkür kaynakları oluyorlar.

Kapladığı her yeri gizlemesini biliyor. Tıpkı bir hamur gibi, girdiği kaba göre de şekil alıyor.

“Beyaz kâbus” tabiri onu bir canavar hükmüne getirse de, ben beyazlıkların içerisinde masumluğu hissediyorum. Siyah zemin ve beyaz kar. Tıpkı Ying ve Yang gibi… Tezatların birleşimi…

Soğuk havalarda kâinatın tesettüre girmesi gibi… Beyaz bir palto giyen zemin, birçok teknolojiyi geride bırakıyor.

Masumiyet insanın aklına hemen çocukları getiriyor. Çocuklar ve kar… İki masumiyet birleşince mutluluk ortaya çıkıyor. Bizler için okula veya işe gidip gelme endişesi varken, çocuklarda bu endişeden iz yok. Onlar bu nimetin farkında olarak oyunlar oynuyor, kayıyor, gülüyorlar…

Özellikle kestane, daha bir akla geliyor. Sokak satıcılarının başında üşüyen ellerine bir kese içerisinde verilen kestaneler… Sıcak ve soğuk zıtlığı olsa da, yine büyük bir mutlulukla yoluma devam ediyorum. Artık bakmamız gereken hayvanların sayısı ikiye katlanırken; onlara yer de aramaya başlıyoruz. Zira onlar bizim biricik komşularımız…

Ben bu şekilde düşünürken, geçen günlerde çok yakın bir komşumuz vefat etti. “Ev alma komşu al” tabirindeki aranan komşulardandı Gülter Teyze. Benim çok değer verdiğim insanların genel rahatsızlığı kanser oluyor ne hikmetse ve acı çekerek geçirdikleri günleri görünce aslında onlar için kurtuluşun ölüm olduğunu düşünüyorum. Kemoterapi, insana büyük acılar yaşatan bir tedavi yöntemidir. Rahmetli Oya Teyzem, “Sanki boğazımdan mideme kadar birçok küçük cam parçaları yutuyorum” demişti. İki dedem de tedaviyi istememişti.

Onlarla beraberken, şükretmeleri en fazla dikkatimi çeken şey olmuştu. Sürekli Allah’a şükür ediyor ve her zaman yüzleri gülüyordu. Onların bu şükürleri benim için çok büyük utanç kaynağı olmuştu. Allah, sanki onların kalplerini karlar ile serinleterek huzur veriyordu. Onların inançları o kadar kuvvetliydi ki, acı çektikleri halde bunu kendi içlerinde halletmeye çalışıyorlardı.

Toprağın kusurlarını örten ve güzelleştiren kar; onların da kalplerini güzelleştirmişti.

Karlar bana o insanları da hatırlatıyor. Masumluğu… Sonra onlar için duâlar etmeme de vesile oluyor. Allah’ın hiç kimseye çekemeyeceğinden fazla dert vermediğini o an daha iyi pekiştiriyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*