
Kar yağıyordu.
Hava tamamen bulutlu ve güneşin yoksunluğunda lapa lapa kar yağıyordu. Kar, rengi ile masumiyetin simgesiydi adeta. Beyazlaşan zemin, rengini kaybetse de yeni bir elbise giyiyordu sanki. Kâinat kabuğunu değiştiriyordu ve Havadaki soğukluk, kar ile yumuşuyordu.
İnsan, aynada kendine bakarken beyazlamış saçlarını gördüğünde nasıl kalbi yumuşar ve duygulanır, kar da aynı o duyguları uyandırıyordu insanın içinde. Karlı bir kâinat, yaşlanmış bir çehre gibiydi adeta.
Pencereden bakarken yaprakları dökülen ve kış için uykuya dalan ağaçların dallarına biriken karlar, karlarda yürümüş bir köpeğin pati izleri, karların üzerine kuşlar için kırıntılar bırakan çocuk, o çocuk gidince karnın doyurmaya gelen kuşlar… Hepsi de masumluğun canlı bir gösterisiydi. Ve kar, tebessümün ve şükrün en güzel vesilesiydi.
Benzer konuda makaleler:
- Kar
- Yıldızları yok eden kim?
- Nur’un şehit kahramanları
- Bismillah (Birinci Söz)
- Semadan inen melekler
- Eylül ve sonbahar
- Kâinat senfoni orkestrası
- Herşeyi Gören Ve Duyansın
- Karla kaplı yollar, bahara çıkar
- Kur’ân’ın tarifiyle taşlar

İlk yorum yapan olun