Mehmet Kutlular: Eyüp Sultan’dan ebediyete

6 Nisan 2021 Salı günü Hakk’ın rahmetine kavuşan Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi büyük dâvâ adamı Mehmet Kutlular, 83 yıllık ömrünün yaklaşık 63 yılını iman ve Kur’ân hizmetinde geçirdi.

Kamuoyunda Nurcu ve gazeteci kimliğiyle tanındı. Hükümet erkânlarından, devlet adamlarından, siyasetçiden, gazeteciden ve fikir erbabından onu tanımayan kalmadı. Türkiye’nin gündemine girdiği dönemler de oldu..

Bilhassa 1990 Kocatepe Mevlidi’nde tertip arkadaşlarıyla beraber gözaltına alındığı zaman…

Bilhassa sevgili kızını acı bir sebeple toprağa verdiği zaman…

Bilhassa 28 Şubat’ın ortalığı kasıp kavurduğu dönemde “Deprem İlâhî ikazdır” sözlerinden dolayı, sorgulanıp hapse atıldığı dönemde…

Velhasıl onu yazmak, onu anlatmak o kadar da kolay olmayacak. Onu tarih yazacak, tarih anlatacak; imtiyaz sahibi olduğu gazete, yani Yeni Asya onu anlatacak, onu yazacak..

Bizim acizane ona muhatab oluşumuz ve zaman zaman hizmet ortamlarında buluşmamız ise, Risale-i Nur Talebeliği ve gazete temsilciliğimiz sayesinde gerçekleşiyordu.

Ama çok ilginç olanı da, bendeniz henüz bu vasıfları taşıma noktasından uzakta ve henüz ortaokul-lise öğrencisi iken, tamamen Allah’ın takdiri ve kaderin sevkiyle ona muhatabiyetimiz olmuştur.

Ortaokulda iken İttihad Gazetesi’yle tanışmış olmamız ve gazetede çıkan şiirlerimiz… O sıralarda henüz Risale-i Nur’dan haberimiz yok, İttihad’ı Nurcuların çıkardığını da bilmiyorum. Derslerde hep diyorlarmış, yahu İttihad’da şiirleri çıkan bu çocuk kim, onu derse getirin.

İki nesebî ağabeyim, bazı hocaların olumsuz telkinlerinin tesirinde kalarak Nurcular hakkında olumsuz konuşurlardı.

Bu sebeple, dâvet edildiğim sohbetler de onların olmasın mı diye çekinirdim. Ama daha sonraları bir arkadaşımın ısrarına dayanamayarak ilk derse gider gitmez meftun oluşum, derslere ve dershaneye bağlanışım, bundan dolayı da abilerimle aramın açılması… Her neyse, dönelim asıl meseleye…

Kader programının güzelliğine bakınız ki, Van’da Bediüzzaman için okutulan Mevlid için Türkiye’nin her tarafından Nurcular Van’a gelmiş. Gelenlerin içinde Mehmet Kutlular Ağabey de var. Bir yaz ayı… Öğlene doğru dört muhteşem sima dükkânımıza geldiler. İçlerinde bir tek Selahaddin Akyıl Ağabeyi tanıyorum. Diğer üçünün de Mehmet Kutlular, Mehmet Fırıncı ve Necmeddin Şahiner olduklarını öğreniyoruz. Sonrasını sorarsanız; nesebî ağabeylerimin de onlara meftun olmalarını, o akşam derse gelmelerini, önceki gece İsmail Abimin gördüğü rüyanın tahakkuk etmesini ifade etmekle şimdilik yetinelim. Ve henüz genç (31-32 yaşlarında) olan Kutlular Ağabeyi görüp tanımış olmamızdan (bu satırların yazılış anı itibariyle) onun cenaze namazı için İstanbul’da olduğumuz bu ana kadar onunla alâkalı nelere nelere şahit olduk.

Ama şairin, “kahrın da hoş, lütfun da hoş” dediği gibi, iman yolunun safası kadar eza ve cefasını da çeken Kutlular Ağabey, öyle bir âlemde öyle güzelliklere şahit olacak ki, biz onu asla dile getiremeyiz.

Hadis-i Şerif’te vardır: “Cennette öyle nimetler vardır ki, onu ne göz görmüş, ne kulak işitmiş ve ne de insanoğlunun hatır ve hayalîne gelmiştir.”

Ve böyle bir dünyada Kutlular Ağabey gibi birisiyle tanışmış olmak, onunla beraberliği yakalamak, onunla dâvâ arkadaşı olmak başlı başına bir husûsiyettir. Onu yazmak da, onu yakinen tanıyanların omuzunda bir vazifedir. Son Şahitlere Şahitliğimiz başlıklı çalışmamızın sayfalarında da yer alacağı ümidiyle, inşaallah…

Ey kahraman, yiğit ve sözünün eri ağabey!

Ve işte bugün (07.04.2021 Çarşamba günü saat 12.30’da) seni Eyüp Sultan’dan ebediyete uğurlamaya gelmişiz.

Resulullah’a (asm), Üstad’a ve bilumum dâvâ arkadaşlarına ve hasseten üstlendiğin neşriyat görevini sana ısrarla lâyık gören Zübeyir Ağabeye selâmlarımızla, Allah’a emanet ol!..

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*