Mersin Kitap Fuarında yaşananlar

Bu yıl 8.’si düzenlenen Mersin CNR Kitap Fuarı’nda önü alınmaz şekilde artan maliyetlere ve kısmî olumsuzluklara rağmen Şahs-ı Manevî’nin duasıyla diğer senelere nazaran bu sefer ana holde yerimizi almanın mutluluğunu yaşadık.

Önceki yıllardan aldığımız tecrübe ile eksikliklerimizi bu sefer asgari seviyeye indirmeye çalıştık. Öyle ki; ana holde olan yerimiz tam köşe başı tabir edilecek ve öyle ya da böyle mutlaka herkesin önünden geçmek zorunda kalacağı bir noktada idi. Bu sene en ince noktaları bile düşünerek adım attık. Standımız küçük olsa da davamız büyüktü.

4 metre yükseklikteki stant görselimizde Üstadımızın tavizsiz ve heybetli duruşu, ayrıca Risale-i Nur’ların güzelliği, kör kalplere bile bu davanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu gösterdi. Bu sene fuar için ilk çalışmalara Temmuz ayında başlamış olduk ve fuar açılınca hiç zorlanmadan her işi sıraya koyduğumuzdan dolayı basamak basamak meyvesini de aldık. Tam çalışmalar bitti derken gazetemizde “Risale-i Nur hizmetlerine fon desteği” haberi bizi daha önce yapamadığımız bir yeniliğe sürükledi. Avustralya Nur Vakfı’nın da desteğini alarak, tam 20 kişiye içinde 2 tane külliyatın da olduğu hediye kampanyamızı planladık, YeniAsya ve Can kardeş baskılı balonlarımızı çocuklar için hazır ettik. Planımız iki yazar davet etmek iken dualarla birlikte tam altı yazarımız fuarda kitaplarını imzaladı. Kazım Güleçyüz, Sebahattin Yaşar, Süleyman Kösmene, İslam Yaşar, Yasemin Güleçyüz ve Yasemin Yaşar fuara hem şevk hem de hareket kattılar. Öyle ki şefkat kahramanı yazarlarımız kitaplarını imzalarken stant bir anda dolup taşmaya, o ilgiyi merak edenler de standa bakmaya geldiler. Tam o anda bir öğrenci hanım kardeş Risale-i Nur’ları inceleyip külliyatı nasıl alırım düşüncesiyle fiyatını ve ödeme şartlarını sorarken fuara özel yaptığımız hediye kampanyasında içinde gizli hediye notu olan ve 1.000 TL üstü kitap alışverişi yapması sonucu anında Büyük Boy Külliyatımızı hediye ettik. Çok şaşırdığı bu durum karşısında biz de kendisine “bu külliyatın ücreti en az bir arkadaşına Risale-i Nurları anlatıp tanıtmaktır” diye söz aldık ve fuarımız ilk meyvesini verdi.

Her zaman söylerim kitap fuarları tam bir demokrasi şöleni havasında oluyor. Herkes fikrini kitaplara döktüğünden dolayı kaderin cilvesi olarak iki ayrı davanın (İman-Küfür) görüşleri stant görseli ve kitapları ile karşı karşıya kalıyor. Bu sürecin kıyamete kadar süreceğini bize ilan ediyor. Nasiplisi de bir vesile ile Risale-i Nur’larla tanışmış oluyor.

Şimdi bu 9 günlük süreçte hem fedakar şefkat kahramanı hanım kardeşlerimizin, abilerimizin hem de bizlerin yaşadığı müsbet olayları sizlere aktarmak istiyoruz.

1. Bütün fuarda neredeyse indirimin bile olmadığı süreçte bizler Yeni Asya olarak standımıza uğrayıp da boş gönderdiğimiz hiç kimse olmadı. Bakıp kitap almasa bile gül lokumu ikramı, hediye dergilerimiz, hatta “1 kitap alana 1 kitap da bizden olacak” kampanyamızla herkesin yüzünü güldürmüş olduk.

2. Yeni Asya ve Can kardeş baskılı sipariş ettiğimiz toplam 3 bin balonu, 3 abimiz dönüşümlü olarak makine ile şişirip, bağlayıp, çubuğa takıp hazır etmesi çocukların da kendi yaşıtlarına dağıtması öyle görülmeye değerdi, ki standımızın önü anbean şenlik havasında oldu. Hem de Risalelerdeki örneği canlı olarak yaşadık. ”… Biri demir getirip, biri ocak yandırıp, biri delik açar, biri ocağa sokar, biri ucunu sivriltir ve hâkezâ… “

3. 17 yaşında bir hanım kardeşin Sebahattin Yaşar’ın “Bir konuşma, konferans, cümle ya da bir kelime insanın hayatını değiştirebilir mi?” sorusu sonrası başlayan sohbeti imzalı kitap hediyemiz ile beraber, merakla eve gittikten sonra kitabı 1 saat içinde okuyup mail yolu ile soruya “ evet değiştirebilir ve değişmeye başladı “ şeklinde uzunca geri bildirim yapması ve bizlerin de Fuarın son haftası kendisini tekrar davet ettikten sonra dayısı, yeğeni ile gelip 10 kitaptan oluşan hediye paketi vermemiz  sonrası depremzede arkadaşı ile dönüşümlü okuyacağını aktarması bizlere şevk kattı.

4. Kitap fuarına sadece çocuklarına Yeni Asya standını göstermek için geldiğini söyleyen ailenin uzun uzun Üstadın ve Risale-i Nur’ların görselini izlettirmesi.

5. Standı görüp gelen ve Filistin’in durumuna çok üzülen bir hanımefendinin, “bu durumda elimizden duadan başka bir şey gelmediği için içimi tek bir söz rahatlatıyor ve bu sözle ayakta durabiliyorum” dedikten sonra İslam Yaşar Abimizin o sözü merak etmesi sonucu “Zalimler için yaşasın Cehennem” sözü dua hükmünde külliyet kesb etti inşallah. Standımızın en fazla satan kitapları arasında Selahaddin Eyyübî olması da bu konuda şuurun tamamen sönmediğini gösterdi.

6. Yine bir hanımefendinin standımızı görüp Risalelere baktıktan sonra belli etmemeye çalışarak ağlaması ve “biz zamanında korkudan tüm külliyatımızı heba ettik” diyerek bizlere dua etmesi ve zorlu süreçlerdeki duruşumuzu takdir etmesi de bizi şevklendirdi.

7. Hiç tanımadığımız birinin bir anda gelip kitap almadan ve bakmadan “buyurun şu parayı. Bu gazetenin susmaması duasıyla “ dedikten sonra standa bırakıp gittiği 500 TL hepimizde şaşkınlık oluşturdu. Standın tam dolu olduğu anda bu hareketi yapıp aniden gitmesi hediye bile veremediğimiz bir durum oluşturdu.

8. Önceki senelere nazaran en fazla kitap ve külliyat sattığımız ayrıca hediye verdiğimiz fuar bu oldu. Büyük boy, orta boy ve özel termo deri külliyat yok sattı. Öyle ki elimizde sipariş ettiğimiz büyük boy külliyat kalmadığı için standtan toplama külliyat yaparak talebi karşıladık. Tüm satılan külliyatların ilk defa Risale- Nur’larla tanışan kişilerce alınması ayrı bir sevinç kaynağıydı. Uzaktan baktığınızda standa gelmeyecek gibi düşündüğünüz kişilerin külliyat sorup bizim de ciddi indirimlerimiz sonrası direk alması fuarın farklı meyvelerinden oldu.

9. Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul Hoca’ya, Risale-i Nur’da Hz. Muhammed (s.a.v) ile Üstadımızın dâhilde hareket tarzını içeren “Müsbet hareket” kitabımızdan hediye etmemiz sonrası standımızı ziyaret etmesi.

10. Ve Tıp fakültesi son sınıf öğrencisi bir kardeşin şahıs eksenli bir yerden tanıdığı Nur’ları, standa gelip külliyat fiyatı sorması sonucu başlayan muhabbetimiz büyük boy külliyatı almaya, İslam Yaşar Abimizden Beşlemeyi imzalatmaya ve akşam derse katılıp merkezi sadece Risale-i Nur olan bir dersi dinlemesine kadar vardı. Ve “her hafta derse giderken beni de alırmısınız” diyerek pekişti.

Daha yazamadığımız, ama yaşadığımız bir çok güzel olay, hakiki ve en mühim vazifemiz olan neşriyat hizmetinin önemini bir kez daha bizlere hatırlattı.

“…o risalelere ciddî sahip çıkmak, tam muhafaza etmek ve ehline yetiştirmeye vasıta olmak öyle bir hediyedir ki, dünyevî hediyelerin binlerine mukabildir.(1)

Evet bu hizmette özellikle uzak ilçelerden gelip mutlak desteğini esirgemeyen kahramanlara ve ciddi organize olan hanım kardeşlere, standımıza uğrayıp selamlaştığımız tüm abi, abla ve kardeşlerimizi, ayrıca sabah standa gelip akşama kadar orada bulunan emektarlarımızı tebrik ediyor. Rabbimizin bizleri bu dairede ve şahs-ı manevîde muhafaza etmesini niyaz ediyoruz.

Selam ve dua ile…

Dipnot:

1- Barla Lahikası 85

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*