Risale-i Nur okumaları, anlamaları önemlidir…
En az okumalar, anlamalar kadar da bu işlemleri, fiilleri, kazanımları devam ettirmek de önemlidir… Yani okuyacaksınız, anlayacaksınız ve bütün bu imanî bilgi kazanımlarını hayatınızda bir uyumluluk ve daha önemlisi de devamlılıkta uygulayacak, yapacak, yerine getirecek ve tatbik edeceksiniz…
İşin püf noktası gibi zorluğu da işte burada söz konusu oluyor; aşkla, şevkle, ihlâsla, tesanüdle okuduğunuz imanî ve İslâmî meselelerin kazandırdıklarını kaybetme veya devam ettirme gibi bir durum ortaya çıkıyor…
Kırk yıldır omuz omuza gittiğiniz ve koşturduğunuz dâvâ arkadaşlarınızla bir anda uyuşmazlığa, muhalefete ve aykırılığa düşüveriyor ve yollarınızın ayrılıverdiğini kendiniz de hayretler içerisinde kalarak görüyor, müşahade ediyor ve yaşıyorsunuz…
O zaman okumak ve anlamak cümlelerinden vazgeçiyoruz ve bunların yerine; çok iyi okumayı, çok iyi anlamayı koyuyoruz… Ve bir ilâvesiyle birlikte, beraber aynı şeyleri anlayana kadar okumak, müzakere etmek…
Eğer bu tarz, bu yol ve şekil takip edilmezse ne olur biliyor musunuz?.. Bediüzzaman’ın ifadesiyle içimize “mübayenet” düşer…
Şeytan ve nefsin; zındıka ve dalâlet fırkalarının tesiri altında: “Kardeşlerimize itiraz, tenkit ve kendimizi beğenmişlik…”, “Her şeyde ben haklıyım ve alabildiğine başkalarını tenkit…” bizleri bu vartanın, bu tehlikenin tam orta göbeğine atıverir…
Çare: Cüz’î hukukumuzu; dünyevî haysiyetimizi, marifetimizi, iman dâvâsına kıyasla çok küçük, minnacık hukukumuzu; dünya saadeti, menfaatleri ve hayatımızı: Risale-i Nurlar’la ve Bediüzzaman’la birlikte bu iman, Kur’ân hizmetine FEDA edebilmeliyiz… Hem de etmeye mecburuz…
Eğer feda etmezsek, yaptığımız aykırı hareket, faaliyet ne kadar küçük de olsa, az da olsa bizi dönülmesi hiç vukuu bulmamış bir yola sokar ve zayi eder…
Elbette tövbe kapısı açıktır ve insan hatadan hali olamaz, ama… İman hizmetlerinde bu tarz yollara girenlerin hiçbirisi iflâh olmamış ve geri dönememiş… Ve yağmur damlalarına dönüşerek; kaynak sularını inkâr edip toprakla beraber damla damla ziyan oluşlarını işte biz de suyuz bir farkımız yok diye diye zayi olup gitmişlerdir… Cenâb-ı Hak hepimizi şu Kur’ân hizmetinin kaynak sularında muhafaza etsin inşallah.
Rifat Okyay
Benzer konuda makaleler:
- Külliyattan sorarım!
- Risale-i Nur’da adalet kavramı
- “Kendi Nurlarımızla nurlanmaya bakalım”
- Mübarek gecelere mahsus okuma biçimi var mıdır?
- Su savaşları
- Belki hayatımızı dahi tesanüde feda etmekle mükellefiz!
- İlim öğrenmek ve Risale-i Nurlar
- Billûr Tanesi
- Okumaya başla ve devam et!
- Yaz okumaları
İlk yorum yapan olun