Ölmüş kalpler nur-u hidayetle diriliyor

altHazret-i Mûsa Aleyhisselâmın bir mu’cizesini beyan eden, “Biz ona ‘Asanı taşa vur’ demiştik. Asasını vurduğu yerden on iki pınar fışkırdı.” (Bakara Sûresi: 60.) (ilâ âhir) bu âyet işaret ediyor ki, zemin tahtında gizli olan rahmet hazinelerinden, basit aletlerle istifade edilebilir.

Hatta taş gibi bir sert yerde, bir asa ile, âb-ı hayat celb edilebilir. İşte şu âyet, bu mana ile beşere der ki: “Rahmetin en lâtîf feyzi olan âb-ı hayatı, bir asa ile bulabilirsiniz. Öyle ise, haydi çalış, bul!”

Cenâb-ı Hak şu âyetin lisan-ı remziyle manen diyor ki: “Ey insan! Madem Bana itimad eden bir abdimin eline öyle bir asa veriyorum ki, her istediği yerde âb-ı hayatı onunla çeker. Sen de Benim kavânîn-i rahmetime istinad etsen, şöyle, ona benzer veyahut ona yakın bir aleti elde edebilirsin. Haydi et!”

İşte, beşer terakkiyatının mühimlerinden birisi, bir aletin icadıdır ki, ekser yerlerde vurulduğu vakit suyu fışkırtıyor. Şu âyet, ondan daha ileri, nihayat ve gâyât-ı hududunu çizmiştir. Nasıl ki evvelki âyet, şimdiki hâl-i hazır tayyareden çok ileri nihayetlerinin noktalarını tayin etmiştir.

Hem meselâ, Hazret-i İsa Aleyhisselâmın bir mu’cizesine dair “Allah’ın izniyle anadan doğma körleri ve alaca hastalığına tutulanları iyileştirir ve ölüleri diriltirim.” (Âl-i İmran Sûresi: 49.) Kur’ân, Hazret-i İsa Aleyhisselâmın nasıl ahlâk-ı ulviyesine ittibaa beşeri sarihan teşvik eder; öyle de, şu elindeki san’at-ı âliyeye ve tıbb-ı Rabbanîye remzen tergib ediyor.

İşte şu ayet işaret ediyor ki: “En müzmin dertlere dahi derman bulunabilir. Öyle ise, ey insan ve ey musîbetzede benî Âdem! Me’yus olmayınız. Her dert, ne olursa olsun, dermanı mümkündür. Arayınız, bulunuz! Hatta, ölüme de muvakkat bir hayat rengi vermek mümkündür.”

Cenâb-ı Hak, şu âyetin lisan-ı işaretiyle manen diyor ki: “Ey insan! Benim için dünyayı terk eden bir abdime iki hediye verdim: Biri manevî dertlerin dermanı, biri de maddî dertlerin ilâcı. İşte, ölmüş kalpler nur-u hidayetle diriliyor. Ölmüş gibi hastalar dahi, onun nefesiyle ve ilâcıyla şifa buluyor. Sen de benim eczahane-i hikmetimde her derdine deva bulabilirsin. Çalış, bul! Elbette, ararsan bulursun.”

Sözler, Yirminci Söz, s. 286

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*