Şefik Peker Ağabeyin ardından

“Risale-i Nurun izzetini muhafaza etmek lazım”

22 EYLÜL CUMA GÜNÜ İSTANBUL’DA VEFAT EDEN TRABZON’UN İLK RİSALE-İ NUR TALEBELERİNDEN ŞEFİK PEKER AĞABEY, “ZÜBEYİR AĞABEYİN DEDİĞİ GİBİ ‘ÖNCELİKLE RISALE-İ NURUN İZZETİNİ MUHAFAZA ETMEK LAZIM. ONU ZİLLETE SOKACAK HAREKETLERDEN ŞİDDETLE KAÇINMALIYIZ” DİYORDU.

Takdim

Trabzon’un saff-ı evvel Nur Talebelerinden, inşaat mühendisi, muhterem Şefik Peker ağabeyimiz 22 Eylül 2023 tarihinde İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Şefik Peker ağabeyle daha önce yaptığımız bir sohbeti, rahmete vesile olması vesilesiyle yeniden neşrediyoruz.

Şefik Peker abimiz Risale-i Nurları genç yıllarda tanımış ve köy ortamında bu eserleri sesli okumayı adet haline getirmiş bir delikanlıymış.

Şefik Peker Abimiz mütevazi, nazik, kibar normal ikili sohbetlerde gayet kısık tonda sohbet etse de hizmete dair hak hesabına söylenmesi gereken sözler olduğunda hararetle yangından birisini kurtarırcasına heyecanlanırdı. Mekanı Cennet olsun inşallah.

İLK DERSE KİRAZLI MESCİD’DE KATILDIK

Yeni Asya Gazetesi ile nerede ve ne zaman tanıştınız?

Lise Yıllarında namaz fazla kılmadım. Kimsede bize bu manada bir şey demedi. Çevremizde nasıl istersen öyle yaşa anlayışı vardı.

1963-64 yıllarında İTÜ Okuyordum. İstanbul’da kalacak akrabam vardı ama kalmıyordum. Dr. Abdulkadir Usta, Osman Nuri Kurt, İsmail Değirmenci arkadaşlarla beraber aynı yerde bir öğrenci yurdunda kalıyorduk. Arada bir namaz kılıyorduk. Sınav zamanları da daha fazla kıldığımız olurdu işimiz rast gitsin diye. Ne olduysa Erzurumlu elektrik teknisyeni olan olan bir arkadaşın bir ay kursa gelmesi ile oldu.

Beraber şu yukarıda çay içip sohbet ediyorlar isterseniz oraya gidelim dedi. Osman Nuri Kurt, Dr. Abdulkadr Usta ile beraber Kirazlı Mescide gittik. Abdulvahit Mutkan, Mehmet Kutlular Abi ortam çok hoşuma gitmişti. Gurbette olmamızdan dolayı kimseyi pek tanımıyorduk. Bazen insana bir söz yetiyor. Hizmetle beraber İttihat daha sonrada Yeni Asya’yı da tanımış olduk.

Gazetemizi bizimdir diye sahiplendik

Sizi Yeni Asya’ya bağlayan esas nedenler nelerdir?

Yeni Asya’nın yayıncılık hayatına adım atması Zübeyir Ağabeyin bizzat teşviki ile olmuş. Kuruluşunda herkes desteklemiştir. Rısale-i Nur’un yayımı ve Bediüzzaman’ın dünyaya ilanı için medeniyetin bütün nimetlerini kullanan Gündüzalp, Anadoludaki ağabeylerle el ele vererek yeni gelişmelere vesile oldu.

Demokratça düşünmenin davranmanın kaynağı üstatdır. Fenalığa ayrılığa meyledecek hareketi hiç olmamıştır. Onun için biz yerimizdeyiz. Nöbetimizdeyiz.

Bu gazete bizimdir diyerek sahiplendik. İnanıyorum ki, gazete okuyup da nurlardan uzaklaşan olmamıştır. Rısale-i Nurun esaslı düstürü olan, maddi manevi hiçbir şeye alet edilmediği Yeni Asya’nın tezahürüdür. Davasından başka beklentisi olmamış, büyümeyi esas maksat yapmamış.

Yeni Asya’yı ısrarla okuyun diyen bazı arkadaşları okumama saflarında gördüğümüzden dolayı ayrıca üzülüyoruz.

ZÜBEYİR AĞABEYİN TOPARLAYICI TARAFI

Yeni Asya’yı benzerlerinden farklı kılan, önde gelen ayırt edici özellikleri nelerdir.?

İttihat ve daha sonra Yeni Asya çıkmadan önce o güne kadar hucum olduğu halde, bunlara cevap verecek elimizde kendimize ait bir gazete yoktu. Başka gazetelerde Nurculuk meselesini benimseyip, bizim yazacağımız yazıları beyanat vb şeyleri koyma cesaretini gösteremiyorlardı. Kendilerine göre çekiniyorlardı. Zaten Nurculuk meseleleri de değildi.

Yeni Asya yerine göre uyarılarda bulundu yerine göre taraf oldu, yerine göre de göğsünü gere gere yanlışlıklarını yüzlerine vurdu. Yeni Asya bu manada hakların vazgeçilmezliğine, düşüncenin serbestliğine, inanç özgürlüğüne destekler vermiş bu manada da hislerimize tercuman olmuştur.

Ehli imana ihtilafa düşecek noktalara ağırlık vermiş, düşmeyecek şekilde donanımlı olmayı Yeni Asya’dan öğrendik. Korku kapıdan içeri girmemiştir. 476 gün gazete kapatılmış 3-4 gazete çıkmış cemaat tesanüdünü uhuvvetini bozmamıştır.

1960 darbesinden sonra, Zübeyir ağabeyin toparlayıcı olması, ihtilafın olmamasını netice verdi. 1975-76 dan sonra ise ihtilaflar başlamıştır. Gidenler açıklamalı niçin gitiğini. Belirli bir noktaya gelinmiş ve ayrılmışlar. İttifak edilerek bu gazete çıkarılmış kabullenilmiş ama ayrılıklar Zübeyir abiden sonra olmuş.

Zübeyir Ağabeyin dediği gibi ‘öncelikle rısale-i nurun izzetini muhafaze etmek lazım. Onu zillete sokacak hareketlerden şiddetle kaçınmalıyız. ’Aynı zamanda kimseye zorla Rısale-i Nuru aldırmaz, kendi rızası ile alana verirdi. Çok defa da bu para verme, bağış yapma işine ‘Kardeşim para veren, akıl da verir’ der almazmış. Bu düstur Yeni Asya ile örtüşüyor.

ÜSTAD EVRENSEL MESAJLAR VERDİ

Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en önemli değerler neler olmuştur?

Rısale-i Nur mensubu olmanın idraki içinde sosyal siyasi ve dini meselelere ışık tutan üstadımızın fikirlerini evrensel mesaj olarak kabul etmişiz. Bu çerçevede ihlasla ve tesanütle, bu günlere kadar bunu getiren aziz insanları ve bizden sonraki kuşakları manen alkışlıyoruz.

Gazetemiz şeref tablolarıyla doludur. Fedekarlık ve dava şuuru içinde meşveretle yapılan faaliyetlerimizin artarak devam edeceğinden eminim. Yeter ki, sistemin hakkını, meşveretin ruhunu azimle koruyalım.

Hayat hızla akıp gidiyor. Üstelik ahirzamanda herkes, her kesim, her fikir idealini davasını gerçekleştirmenin peşinde bıkmadan usanmadan, futusuzca koşuşturuyor. Bizler de gayemizin tahakkuku ve davamızın başarısı için bir arada olmanın huzurunu yaşıyoruz. Çok çalışmamız gerektiğine inanıyoruz.

Rısale-i Nur hayatın bütününü kapsayan evrensel değerlere saygılı, demokrasiyi önümsemiş, doğru islamiyeti islamiyete layık doğruluğu yaşatmaya gayret gösteriyoruz.

SÖZLER KİTABINI 3 GÜNDE BİTİRDİM

Yeni Asya ile ilgili yaşadığınız hatıraların en ilgincini bizimle paylaşır mısınız?

Rısale-i Nurları ilk tanıdığım yılarda çok susamıştık herhalde ki, köyde Sözler kitabını günde 8 saat okumakla 3 günde bitirmiştim. Yorgunluk hissi de yoktu.

Bir de köyde rİsale okurken bazen sesli okurdum onun da ayrı bir tadı vardı. Halk Partili komşularımız beni gizlice dinler. Arkadaş bu okudukların nedir biliyor musun? Bunları okuma diye uyarırlardı.

Ayrıca hatıra dediniz de aklıma geldi. Meyve Rısalesi’nin zor şartlarda yazılışını düşündükçe bizler hep baharları yaşadık. Her şeyi hazır bulduk diyebilirim. O çekilen sıkıntılar bizler ve bizden sonraki gelecek nesiller içinmiş. Allah onlardan ebeden razı olsun.

(Not: Bu röportaj ilk olarak Yeni Asya Gazetesi’nde 05 Mart 2009 tarihinde yayınlanmıştır.)

TRABZON – KAHRAMAN ALPAK

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Şefik Peker beyi 78-82 yılları arası Trabzon da Değirmendere de Arı inşaat Fehmi Karpuz ortağıyla tanırım. Çok mütevazı ve cömert bir insandı. Allâh rahmet eylesin.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*