Terör, en büyük zararı Kürtlere veriyor

Terör olayları sebebiyle, GAP bölgesi bir türlü canlanamıyor. Türkiye’nin bu en büyük millî projesi tam olarak hayata geçirilemiyor, neticesi zayıf, cılız, hatta akim kalıyor.
Oysa, bu proje yarım (yüzde 50) kapasite ile dahi çalışır duruma geldiğinde, bölgede fakirlik, işsizlik diye bir sosyal derdimiz kalmayacak. Güneydoğu Bölgemiz, başta tarım ve hayvancılık olmak üzere, sanayi, bayındırlık, hatta medeniyetin hemen her sahasında büyük mesafe kat edecek, bazı sektörlerde şâha kalkacak. Hiç şüphesiz, böylesi bir toplu kalkınma ile beraber, eğitim, hürriyet, adâlet ve demokrasi de gelişecek.
Zira, hiçkimse emeğinin, servetinin, gayretinin ve alın terinin bu gibi nimetlerle uyum sağlamayan totaliter yönetimlerle hebâ olup gitmesini istemez.
Bugün herkes biliyor ki, söz konusu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın ekseriyeti Kürt kökenlidir.
Dolayısıyla, burada hasıl olacak faydanın da, zararın da büyüğü öncelikle onlara yansıyacaktır. İş ve istihdam imkânı artarsa, ilk sırada kendi çocukları çalışacak, tamamı sanat ve meslek sahibi olacaklardır. Fakirlikten fukaralıktan, tembellik ve ataletten kurtulacaklardır.
Peki, böyle cenneti andıracak bir hayata kavuşma imkânı varken, ortalık neden cehenneme döndürülüyor?
Neden her türlü medenî gelişmeye darbe vuran güvensizlik ortamı oluşturuluyor?
Düşünün ki, bölgeye yol yapacak, köprüler kuracak, bayındırlık hizmetini görecek iş makinaları gidiyor, hemen ilk fırsatta bunlar yakılıyor, yıkılıyor, hurdahaş ediliyor…
Bu vahşet ve tahribattan kim istifade ediyor? Kürt nüfusunun, bu yakıp yıkmalardan ne menfaati var? Orada yapılmaya çalışılan hizmet, öncelikle bölgede yaşayanlar için değil mi?
Ama, kime lâf anlatıyorsun…
Terör odaklarının ve bu kanlı kargaşadan ekmek parası çıkaranlar, hiç “insanî lâflar”dan anlar mı? Anlamaz elbette.
O halde, bizim sözümüz, öncelikle huzurlu, müreffeh, barış ve kardeşlik dairesinde tekâmüle açık bir hayat isteyen Kürt kökenli vatandaşlarımızadır.
Ey Müslüman Kürt halkı!
Şunu kat’iyyetle bilmelisiniz ki, terörden en çok siz zarar görüyor, en ağır faturayı siz ödüyorsunuz.
Evvelâ, sizin evlâtlarınıza insanlık dışı bir rol biçiliyor. Onlara, “Ya katil, ya maktul olacaksın”, yani “Ya ölecek, ya da öldüreceksin” deniliyor.
Şayet, bu dayatmanın dışına çıkarlarsa, bir şekilde infaz ediliyorlar. Bekaa Vadisinin yarıklarında, alternatif düşünce üreten, yahut ölümün dışında herhangi bir teklifte bulunan nice evlâtlarınızın kemikleri duruyor.
Keza, terörizm sosyal ve iktisadî hayatınıza darbe vurduğu gibi, ülkenin hukuk ve demokrasi sahasında ilerlemesine de büyük ölçüde sekte vuruyor. Böylelikle, hepimizin başbelâsı olan Kemalizmin ömrünü uzattırıyor.
Evet, hiç şeksiz ve şüphesiz diyebiliriz ki, terör örgütü, diğer payandalarıyla birlikte, bu vatanda yıllar yılı dine ve dindarlara en büyük kötülüğü yapan, huzurumuzu baltalayan, hukuku çiğneyen, demokrasiyi örseleyen, kardeşliğimizi dinamitleyen, ırkçılığı azdıran ve daha birçok fenalığa kuluçkalık vazifesi yapan Kemalizme hizmet ediyor.
Keza, eski baskı TDK sözlüklerinde resmen ifade edildiği gibi “Türk’ün yeni dini” diye lanse edilen Kemalizmin bir an evvel hayatımızdan silinip gitmesine mani oluyor. Zira, bu “yeni din”, dinin ve milletin bütün mukaddesatına muhaliftir, zıttır.
İşte terör, bu müzmin illetin tasfiyesini de geciktiriyor ki, bundan hepimiz muztaribiz.
O halde, gelin elbirliğiyle Kemalizmin ve Kemalizmin gayr–ı meşrû iki veledi olan dahilî cuntacılık ile terörizmin kökünü kazıyalım. Bunu başarmadan, hakkıyla huzur ve emniyeti sağlamamız ne yazık ki mümkün görünmüyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*