Nur’un kahramanlarından merhum Fakazlı’yı, vefatından önce, yaşadığı İnebolu’da ziyaret etmeye karar verdiğimde hasta olduğunu öğrenmiştim. Yine de onu dünya gözü ile görme hasret ve iştiyakım sönmemişti. Ancak, bu iştiyak ve arzum gerçekleşemeden vefat haberini almıştım.
2 Kasım 2003 tarihinde vefat eden İbrahim Fakazlı, Risâle-i Nur’da “Küçük İbrahim” unvanıyla tesmiye edilir. Kur’ân hakikatlerine hizmette şahlanan İnebolu havalisi de, Üstad Bediüzzaman’ın “Küçük Isparta” tavsifiyle nâmlanır. İşte bu Küçük Isparta’nın Küçük İbrahim’i, Risâle-i Nur’a hizmet etmiş ve Üstad’a yoldaş olmuş bir bahtiyardır. Devrin katı zulüm ve baskıları içerisinde Üstad’a koşar, ona talebe olur.
Üstad’ı tanıması
İbrahim Fakazlı, Bediüzzaman’ı ilk olarak nasıl tanıdığını bir hatırasında şöyle anlatır:
’’Terhis olduktan sonra İnebolu’da Ahmed Nazif merhumun vermiş olduğu Onuncu Söz’ü yazarak Gülcü Hüseyin Efendi ile beraber Kastamonu’ya Üstadımızın ziyaretine gittik. Ağlayarak Üstadın mübarek ayaklarına kapanmıştım. ‘Ancak gelebildim’’ diyordum. Mübarek elleriyle başımı kaldırdı ve bizi karşı yerdeki mindere oturttu.”
İbrahim Fakazlı bitmez tükenmez enerjisiyle ihlâs ve sadakatle Üstad Bediüzzaman’a ve Risâle-i Nurlara hizmet etmiş ve Nur’un bir kahramanı olmuştur.
İnebolu havalisinde Nurlara hizmetiyle Üstadın senâsına mazhar olmuştur. Bu itibarla, Üstad, mektup ve fıkralarında onun hizmetlerinden bahsetmektedir.
Lâhika mektuplarında İbrahim Fakazlı
Nur’un birçok yerinde ismi ve bahsi geçen İbrahim Fakazlı’dan, Üstad şu ifadelerle bahsetmektedir:
“Küçük İbrahim, Nazif’e ikinci bir Salahaddin hükmüne geçip çoluk çocuğuyla, kardeşiyle ve refikasıyla Nur’a ve makineye pek ciddî çalışması, (…) sebatkârâne, sarsılmadan Nur hizmetinde terakkî etmeleri bizleri çok mesrur ettikleri gibi, bu memleketi de ileride çok minnettar edecekler. Mâşâallah, İnebolu, küçük bir Isparta ve tam bir medrese-i Nuriye olduğunu ispat ettiler.’’ (Emirdağ Lâhikası, s. 163-164)
“Tebrik ediyorum”
“Küçük Isparta’nın kahramanlarından Küçük İbrahim’le Salih’in mektupları, beni fevkalâde mesrur eyledi. Bin barekâllah! O iki kardeşimiz, o havalideki ehemmiyetli kardeşlerimizi ziyaret edip sıhhat ve selâmetlerini yazdıkları gibi, Karadeniz sahillerinde Ordu, Sinop, Gerze, Ayancık, Bartın, Zonguldak gibi yerler Nurlarla münevver olduklarını ve İstanbul’un Üsküdar tarafından Nurcu vaiz hocalar Nur’a çalıştıklarını ve Gerze’den mühim bir ticaret ve gayet Nurlara müştak ve Nurlara tam çalışmaya azmeden bir yeni kardeşimizin güzel mektubunu aldık. İbrahim’le Salih’i ve o zatı çok selâmımızla beraber tebrik ediyoruz, muvaffakiyetlerine duâ ediyoruz.’’ (Emirdağ Lâhikası, s. 226)
Müdafaalarda İbrahim Fakazlı
1912’de İnebolu’da dünyaya gelen İbrahim Fakazlı, Nur hakikatleri uğruna Üstad’la birlikte Afyon medrese-i Yusufiyesi’nde misafir olur, müdafaalar yapar.
İbrahim Fakazlı’nın Afyon Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı müdaafasından kısa bir bölümünü buraya alıyoruz:
’’Sayın hâkimler! (…) benim de aklım şimdikinden yüz defa fazla olsa, Risâle-i Nur’un ve onun çok muhterem müellifinin bende bıraktığı mânevî intiba ile, bütün mevcudiyetimle bu geçici ve tükenici siyasî lezzet ve maceradan kaçıp âhirete imân ve Cehennemden kurtulmak yolunda sarf ederim. (…) Risâle-i Nur’dan aldığımız fikirle, bu nurlu varlıkları hiçbir sûretle dünyevî ve maddî kıymetlere değişmeyiz. Bu bizde bir imân halinde ölünceye kadar yaşayacaktır.’’ (Şuâlar, s. 496)
Vefatının 7. senesinde İbrahim Fakazlı Ağabeye Allah’tan rahmet diliyoruz. Cenâb-ı Hak, Nur Üstadın şefaatine cümlemizi mazhar eylesin
Benzer konuda makaleler:
- İbrahim Fakazlı (1912-2003)
- Gül derindir, acıyı göstermez
- Canı, cananı bütün varını alsa da Halil Enercan
- Baba oğul Çelebiler
- Kediler gibi ‘Ya Rahim’ diye zikreden İbrahim Mırmır
- Bir başkasın İnebolu
- Hizmet yolları taşlıdır
- Ballar balını buldum kovanım yağma olsun: Zühtü İşeri
- Risale-i Nur inkâra karşı sarsılmaz güç
- Gelmeyin buralar çok derin
İlk yorum yapan olun