Bediüzzaman’a kulak verin

İngilizlerin Müstemlekat Nazırı ve Başbakanı W. E. Gladstone’un İslamiyet aleyhindeki beyanlarına karşılık Üstad Bediüzzaman Said NursÎ’nin, ‘Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğunu bütün dünyaya göstereceğim’ dediğini aktaran yazar Şükrü Bulut, zamanın Âlimini dinlemeyenlerin hata yapacağı uyarısında bulundu.

DemokraT Eğitimciler Derneği’nin organize ettiği Yeni Asya Vakfında düzenlenen programda konuşan Yeni Asya yazarı Şükrü Bulut, zamanın âlimini dinlemeyenlerin hata yapacağı uyarısında bulundu. Günümüzde yaşanan hadiselere bakıldığında Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin tesbitlerinin ne kadar doğru olduğunun anlaşıldığına işaret eden Bulut, Bediüzzaman’ın Eski Said yıllarında, Tahir Paşa’nın konağında kaldığı dönemde, Batılı kitaplarının birçoğunu takip edip okuduğunu belirtti. Hatta Tahir Paşa’nın, ‘Bediüzzaman’ı ne zaman görsem bir şeyler mırıldanır, aklına takılan yerlerin müzakeresini yapardı kendi kafasında’ dediğini aktaran Bulut, Üstad’ın ise, ‘Ben kendim devamlı okuduğum yerleri aklımdan tahkik ediyorum’ dediğini ifade ederek, “Yani 70-80 cilt kitabı okumuş, hafızasına almış bir Bediüzzaman, onların içinde kendisince gelecekte Risale-i Nur hakikatinin ortaya çıkmasında merdiven olacak olan meseleleri hazırlıyordu. Ama aslında önemli olan Tahir Paşa’nın konağında iken Gladstone’un, gazetelere verdiği beyanla karşı karşıya gelmesidir. Ne diyor orada Gladstone; ‘Bu elimde gördüğünüz kitap Müslümanların kitabı Kur’ân’dır. Bunu ya Müslümanların elinden almalıyız, ya da onu bundan soğutmalıyız. Biz bunu onların elinden almadıkça onlara hakim olamayız.’ Çünkü sadece biz değil, bizim dışımızda, Hindistan ve diğer yerlerde Müslüman ve onları da kendilerine çekmek istiyorlar. Üstadımız Gladstone’un bu beyanı üzerine ‘Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğunu bütün dünyaya göstereceğim’ diyor.” ifadelerini kullandı.

‘Üstad Avrupa’yı bütünüyle ele alıyor’

Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin, “İstanbul, Avrupa ile mukayese edilmez. Anadolu ise İstanbul ile mukayese edilmez.” sözünü hatırlatan Bulut, “Biz önceden diyorduk ki bir İstanbul’a gidelim bir görelim. Çünkü bizim olduğumuz yer o zaman Anadolu, İstanbul ise Avrupa gibiydi, hatta Avrupa’ydı. Hatta o zaman yeni meslek sahibi olacak bazı kişileri İstanbul’a gönderirler, önce İstanbul’u tanısınlar, görsünler, diye. Şimdi Üstadımız Avrupa meselesini bütünüyle ele alıyor. Yani Bediüzzaman’ın Avrupa’yı anlaması için ille de Avrupa’ya gitmesi, Avrupalı düşünürleri okuması söz konusu değil.

‘Üstadımız İslâm demokrasisinin önderidir’

Üstad Said Nursî’nin Avrupa’nın en önemli olayını Fransız ihtilâli olarak değerlendirdiğini belirten Bulut, “Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim; Üstadımız, İslâm demokrasisinin önderidir. Bu çok önemli. Bediüzzaman Osmanlı demokrasisini getirenler, kuranlardandır. Enver Paşa ile Resneli Niyazi’yi sayarsanız üçüncüsü bu konuda Bediüzzaman’dır. Eğer Bediüzzaman olmasaydı, Enver Paşa, Bayezit Meydanı’nda, Hürriyet Meydanı’nda okutmazdı. Çünkü hürriyete hitabı Üstadımıza Enver Paşa teklif etmiş, Bediüzzaman ise onu hem ulemaya hem siyasî şahıslara onu okumuştur.” diye konuştu.

Cemil Said Demirdöğmez – İSTANBUL

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*