Ben Medresetüzzehra’da okuyorum

Belki de bu zamana kadar üzerinde en iyi düşünülmüş ve süregelmiş eğitim sistemleri içinde en yapıcı, en mantıklı, insan fıtratına en uyan ve en eğitici olan bir projedir; Medresetü’z-Zehra.

Bediüzzaman’ın dev projesi, medrese ve mektep ittifakından oluşan bir eğitim sistemidir. Asıl hedefi, İslâmiyete ve insaniyete hizmet eden talebeler yetiştirmek olan bir eğitim modelidir.

Bu mükemmel sistemin faydalarını düşünürken, bugün maddî anlamda böyle birprojenin olmaması beni üzdü. Ama ben şunu biliyorum ki, ye’is dehşetli bir hastalıktır, her kemale mânidir ve bir Müslüman’a yakışmaz. Bundan dolayı kafamda farklı bir bakış açısı gelişti. Belki de bu çoktan düşünülmüş, üzerine yazılar da yazılmıştır, bilmiyorum, ama hâlâ içimde bunu düşünmenin verdiği bir neşe var.

Aslında Üniversite talebesi hem de Risale-i Nur talebesi olmaya çalışan bizlerin aynı zamanda Medresetü’z-Zehra üniversitesinde okuduğumuzu düşündüm. Nur medreseleri, bizim için manevî birer Medresetü’z-Zehra olarak hizmet veriyor. Yaptığımız umumî dersler ve günlük ev derslerimizle manevî sınıflar oluşturuyoruz. Dersanelerimizde din ilimlerini tahsil ederken, okullarımızda da pozitif ilimleri alıyoruz. Böylece hem din ilimleri, hem de fen ilimleri ile donanımlı bir genç olarak yetişiyoruz. Bazen medrese tarafına bazen mektep tarafına yoğunlaşabiliyoruz. Ama sonuç olarak az çok okuyoruz, okumaya devam ediyoruz ümitsizliğe düşmeden inşallah.

Emin olun, bunu bilerek üniversitede okumak ayrı bir huzur veriyor. Adımlarını değiştiriyor, daha bir özgüvenle, daha bir farkında olarak, her şey daha bir anlam kazanmışçasına yaşıyor insan. Çünkü okuduğun okul sana fen ilimleri verirken, kaldığın ev ya da gittiğin dersler sana medrese eğitimi veriyor. İşte bunun bilincinde olmak belki de okuduğumuz özel okumaları bile anlamlandıracaktır. Çünkü onlar artık günlük yapman gereken şey olmaktan çıkıp, ders kitabın olacak. Hayat sınavını hakkınla vermek için sana konuyu yeri geldiğinde özetleyen, yeri geldiğinde en açıklayıcı biçimde anlatan en önemli bir kitap haline gelecektir. Ve Risale-i Nurlar’ı okuyacağız, yazacağız, çizeceğiz, notlar alacağız ve anlamaya, hayatımıza entegre etmeye çalışacağız inşallah.

Her zaman böyle önemli bir üniversitede okuduğumuzun farkında olmak dileğiyle…

Nurseda Yaşar

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*