Bir afiş macerası

Yetmişli yılların sonlarıydı. Memleketimizde hâlâ Bediüzzaman ismi ve Nurculuk hareketi ürkütücü, menfi propagandalarla insanlar arasında suçmuş gibi telâkki ediliyordu. Herkes üzerinde korku ve endişeyi çağrıştırdığı karanlık ve talihsiz günleri yaşıyordu. Fikir ve inanç hürriyetinin yasaklandığı, dikta dönemlerinin tesirleri ve kalıntıları insanların bilinçaltında devam ediyordu.

Nevzat Ağabey, dershanedeki gençlere gazetemizin ilan afişleri olduğunu, bu gece münasip yerlere asılması gerektiğini söyledi. “Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk hakkında: Aydınlar Konuşuyor.” Necmettin Şahiner’in kitabının tanıtım afişi ile herkesin çekindiği bir devirde, hakikatin gür sesi Yeni Asya gazetesi, “Bediüzzaman ve Nurculuk” üstündeki sisleri dağıtmaya ve gerçeklerin açıkça görülmesine çalışıyordu.

Konu Bediüzzaman olunca iki genç yerinden fırladı, bu vazifeyi en iyi bir şekilde yapabileceklerini söylediler. Onların hareketlerini, heyecanlarını ve gençlik hissiyatlarını gören Nevzat Müftüoğlu, her türlü tehlikelere karşı dikkatli, temkinli ve itiyatlı olmaları konusunda telkin ve tavsiyelerde bulundu.

O yıllarda sokak kavgaları, çatışmaları olduğu için değişik guruplar sataşırlarsa, engellemeye çalışırlarsa da tartışmaya ve kavgaya sebebiyet vermeme konularında ikazlarda bulundu.

İki genç, ilan afişlerini, tutkal kovasını ve fırçayı alarak karanlık sokaklara doğru hızlıca gözden kayboldular. En görkemli yerlere, duvarlara, direklere Bediüzzaman ve Nurculuk afişlerini asıyorlar, kenara çekilerek gelip geçenlerin tepkisini takip ediyorlardı. Herkes yanındakine bir şeyler söylüyor, rahatsız olanlar, memnun olanlar, “Yasak değil mi?” diyenler oluyordu.

Gençler durmadan arı gibi çalışıyorlar, afişlerin hepsini asıp bitirmeye çalıyorlardı. Okulların, adliyenin, her kesimin görebileceği yerlere astıktan sonra Vali lojmanının karşısına asmak akıllarına geldi. İlin valisi de Bediüzzaman’ı tanısın, bilsin, Nurculuğun yasak olmadığını görsün, öğrensin fikri ağır bastı.

O mekânlar da donatılmıştı ki etraflarında polis sirenlerini duydular, ekip arabaları görülür. Telsizler, konuşmalar devam eder, etraf polislerle kuşatılır. Az miktarda kalan afişler ve malzemelerle birlikte gençler tutuklanırlar. Gençlerin karakola götürülmesi ve asılan afişlerin indirilmesi için polislere emirler verilir. Telsiz konuşmalarında sürekli merdiven sorulmaktadır.

Karakolda komiser gençlere merdiveni nereye koyduklarını sorar. Merdiven olmadığına bir türlü inanmazlar. Görevli polisler afişlere ulaşamadığı için sadece vali konağının karşısındaki afişi güç belâ sökebilirler. Gençlere afişleri bu kadar yüksekliğe nasıl astıklarını, merdiveni nereye sakladıklarını merak edip tekrar tekrar sorarlar.

Gençlerden biri yükseklere afiş asma yöntemini anlatır: Uzun boylu cüsseli olan yere çömelmektedir. Öteki arkadaşı onun omzuna basarak ikisi birden ayağa kalkınca iki insan yüksekliğindeki duvarlar fırçayla tutkallanır. Alttaki arkadaşı, elinde tuttuğu afişi üstteki arkadaşına uzatır. Oda itina ile düzgün bir şekilde yapıştırdıktan sonra işlem biter. Bu yöntemi öğrenen komiser hayret ifadeleriyle yüzünün şekli kızmak ile gülmek arasında gider, gelir.

Karakolda nezaret altına alınırlar. İzinsiz afiş asmak, korsan eylem yapmaktan sorgulanan gençler, ifade tutanakları, sorgu zaptı, savcılığa evrak sevki, adres ve ikamet tespitlerinden sonra sabahın ışıkları ortalığı aydınlatırken serbest bırakılırlar.

Sökmek için polislerin ulaşamadığı Bediüzzaman ismi ve resmini, Nurculuk tabirini aydınların görüşleriyle ilan eden renkli Yeni Asya gazetesi afişleri Afyonkarahisar’ın caddelerini, sokaklarını, duvarlarını süslemiştir. O levhaların renklerinin sabahın aydınlığıyla ışıltılarını keyifle seyreden genç ikili, sürurla evlerine dönerler.

O gençlerden birisi; şimdi Şuhut Balçıkhisar Belediye Başkanı, ötekisi ise gençlik baharından, ihtiyarlık sabahını idrak ederken Huzurevi Müdürlüğü vazifesini ifa etmektedir. İki arkadaş karşılaştıklarında o yıllardaki hizmet aksiyonu ve dâvâ heyecanını hasretle ve özlemle yâd ederler.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*