Cennetin özledığı kişiler

Ammar’a bir demir gömlek giydirildi ve güneşin alevleri altında adeta ilikleri eritildi. Ammar, bu işkencelerden kurtulduktan sonra, Resulullah’ın yanına koşup “Bize, azabın her türlüsü erişti!” dedi. Peygamberimiz “Sabret!” dedikten sonra “Allah’ım! Ammar hanedanından hiçbir kimseye cehennem azabını tattırma!” diye duâ etti. Resulullah, bir gün ona ateşle dağlanırken rastladı. Eli ile onun başını sıvazladı:

 

“Ey ateş! İbrahim’e (as) serin ve selâmette olduğun gibi, Ammar’a da öyle ol!” diye duâ etti. Sonra da geleceğe ait şu haberi verdi:

“Ey Ammar! Sen bu işkencelerle ölmeyecek, bir müddet daha yaşayacaksın! Senin ölümün azgın bir topluluğun eliyle olacaktır!”

Ammar’ın vücudunda meydana gelen yanıkların beyazlıkları, yıllarca sonra bile kaybolmadı. Allah, Ammar’a uzun ömürler verdi. Yine bir gün Ammar, uğradığı işkenceden dolayı ağlıyordu. Peygamberimiz (asm) onun gözyaşlarını sildi ve:

“Seni kâfirler tutup da suya mı bastı? Onlar seni bir daha tutar da, sana şöyle şöyle derler ve bu işkenceyi tekrarlarsa, sen de bunu söyleyip kurtul!” dedi.

Bu izinin verilmesinden sonra müşrikler yine Ammar’ı yakaladılar. İşkenceye devam ederken “Muhammed’e küfretmedikçe, Lat ve Uzza’ya tapmanın da, Muhammed’in dininden hayırlı olduğunu söylemedikçe, sana işkence etmekten geri durmayacağız!” dediler.

Ammâr, gördüğü işkencelere dayanamamış ve dilinden müşriklerin istedikleri sözler dökülüvermişti. Muradlarına eren müşrikler Ammar’ı serbest bıraktılar. Ammar, ağlayarak Hz. Peygamber’e (a.s.m.) durumu anlattı. Resul-i Ekrem, “Kurtulduğun yüzünden belli!” deyince Ammar:

“Hayır! Vallahi kurtulmadım! Ben senden vazgeçirildim. Lat ve Uzza’nın da, Senin dininden hayırlı olduğu bana söylettirildi!” karşılığını verdi. Resul-i Kibriya (a.s.m.) Efendimizin “Müşriklerin dediklerini söylerken, kalbini nasıl buldun?” sorusuna Ammar’ın cevabı şu oldu:

“Kalbimi iman ferahlığı ve rahatlığında, dinime bağlılığımı da demirden daha sağlam buldum! Tepeden tırnağa kadar iman dolu idi.” Bunun üzerine Resulullah:

“Sana bir vebal yok! Eğer onlar yine seni tutar, bunu sana tekrarlatmak isterlerse, onu tekrarlayıp kurtul!” dedi. Bu olay üzerine şu âyet nazil oldu:

“Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkâr ederse—kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan müstesna—fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah’ın gazabı bunlaradır; onlar için büyük bir azap vardır.” (Nahl Sûresi, 106)

Resulullah, “Cennet, ashabımdan üç kişiyi, Ali’yi, Ammar’ı, Bilal’i özler!” buyurdular.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*