Dünya barışının temel taşı olan ideal üniversite

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin ömrü boyunca tesisine çalıştığı iki ideâli vardır. Birinci ideali; Kur’ân’ın hakikatlerini Risâle-i Nur yoluyla bütün dünyaya ilân ve ispat ederek, insanlığı dalâlet bataklığından kurtarmaktır. İkinci ideali ise; şarkta din ve fen ilimlerinin beraber okutulacağı üniversitelerin devlet eliyle kurulması ve bu yolla başta istibdat ve ırkçılık olmak üzere her türlü ahlâksızlık ve dinsizliğe set çekmektir.

Bunun sebebini “Altmış beş sene evvel bir vali bana bir gazete okudu. Bir dinsiz müstemlekât nâzırı Kur’ân’ı elinde tutup konferans vermiş. Demiş ki: ‘Bu İslâmların elinde kaldıkça, biz onlara hakikî hâkim olamayız, tahakkümümüz altında tutamayız. Ya Kur’ân’ı sukut ettirmeliyiz veyahut Müslümanları ondan soğutmalıyız. İşte bu iki fikirle, dehşetli ifsat komitesi bu biçare fedakâr, mâsum, hamiyetkâr millete zarar vermeye çalışmışlar.”1 tespitleriyle belirten Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu havâdis üzerine, ”Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez mânevî bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim’ diye kuvvetli bir niyet ruhunda uyanır ve bu saikle çalışır.”2

Kur’ân’ı sukut ettirip Müslümanların elinden almak veya Müslümanları Kur’ân’dan soğutmak olan bu iki dehşetli fikre karşı Kur’ân’dan yardım isteyen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, ”hakikate karşı kısa bir yol olan Risâle-i Nur’u ve bir de pek büyük bir Darülfünun-ü İslâmiye tasavvuru ile iki vesileyi”3 hedefine koyarak, nazarlara sunmuştur.

Risâle-i Nurların bütün dünyaya yayılması ve tesirini göstermesiyle birinci ideâl gerçekleşmiş, hedefe varılmıştır. İkinci idealdeki İslâmî üniversite projesi ise, henüz tam manasıyla gerçekleşmemiş fakat Risâle-i Nur eserleri, nur talebeleri ve nur dershaneleri bir bakıma bu vazifeyi de icra etmektedirler. Evet, her nur dersanesi bu ideal üniversitenin birer şubesidir.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, din ve fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bu üniversite veya üniversiteler için pilot bölge olarak Bitlis, Van ve Diyarbakır’ı adres göstermiştir. “Mısır’daki Camiü’l-ezher’in kız kardeşi olan Medresetüzzehra nâmıyla darülfünunu mutazammın pek âli bir medresenin Bitlis’te ve iki refikasıyla Bitlis’in iki cenahı olan Van ve Diyarbekir’de tesisini”4 ve bu üniversitelerde eğitimin üç dilde olmasını isteyerek, ”fünun-u cedideyi, ulum-u medâris ile mezc ve derc ve lisan-ı Arabî vacip, Kürdî caiz, Türkî lâzım kılmak”5 ve din ilimleriyle vicdanı, fen ilimleriyle de aklı aydınlatıp hakikate ulaşmayı programlamıştır.

Medresetüzzehra olarak isimlendirdiği bu üniversite için “Câmiü’l-Ezher Afrika’da bir medrese-i umumiye olduğu gibi, Asya Afrika’dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir darülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya’da lâzımdır. Tâ ki İslâm kavimlerini, meselâ Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan’daki milletleri, menfi ırkçılık ifsat etmesin. Hakikî, müsbet ve kudsî ve umumî milliyet-i hakikiye olan İslâmiyet milliyeti ile ‘Mü’minler kardeştir’ (Hucurat suresi 10) Kur’ân’ın bir kanun-u esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun. Ve felsefe fünunu ile ulûm-u diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakaikiyle tam musalâha etsin. Ve Anadolu’daki ehl-i mektep ve ehl-i medrese birbirine yardımcı olarak ittifak etsin diye, vilâyât-ı şarkiyenin merkezinde hem Hindistan, hem Arabistan, hem İran, hem Kafkas, hem Türkistan’ın ortasında, Medresetü’z-Zehra mânâsında, Câmiü’l-Ezher üslûbunda bir darülfünun, hem mektep, hem medrese olarak bir üniversite için, tam elli beş senedir Risâle-i Nur’un hakaikine çalıştığım gibi ona da çalışmışım.”6 diyen Üstad Bediüzzaman Hazretleri “orta şarkta sulh-u umumînin temel taşı ve birinci kalesi olan bu üniversite”7 “neşredeceği semeratla, tamim edeceği ziya ile İslâmiyet’e edeceği hizmetle ukul (akıllar) yanında en a’lâ bir mektep olduğu gibi; kulûb (kalpler) yanında en ekmel bir medrese, vicdanlar nazarında en mukaddes bir zaviyeyi temsil edecektir.”8 ifadeleriyle de bu üniversitenin olmazsa olmazlığını belirtmiştir.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, milletimizin kudsi değerlerini ayakta tutacak, maddi mânevî anarşiyi önleyecek, Türk, Kürt, Arap vb. milletler arasında kardeşliği geliştirip, dünya barışına katkı yapacak; kısacası, İnsâniyet-i Kübra olan İslâmiyeti bütün dünyaya öğretecek bu dertlere derman hayatî projeyi her dönemde dile getirerek; “Eyyühe’l-eşraf (ey yetkililer) biz size hizmet ettiğimiz gibi, siz de bize hizmet ediniz. Yoksa bize vesayete muhtaç çocuk nazarıyla bakan ehl-i hükümet! Size itaat ettiğimiz gibi, saadetimizi temin ediniz”9, “doğu üniversitesinin tesisi, beşeri müsalemet-i umumiyeye mazhar kılacaktır. Evet, şark üniversitesi bir merkez olarak âlem-i İslamı ve ta bütün Asya’yı alâkadar edecek bir mahiyet ve ehemmiyette olduğundan, altmış milyon değil, altmış milyar da masraf yapılsa elyaktır.”10 sözleriyle milletimizin hissiyatına tercüman olmuştur.

Hem Sultan Reşad, hem de Demokrat Parti hükümetleri zamanında bütçe ayrılıp yapımı için teşebbüs edilen şark üniversitesi bir takım maniler yüzünden yapılamadı. Arabî ezan-ı Muhammedi, din dersleri, imam hatip ve İslâmî üniversiteler ve Risâle-i Nur eserlerinin devlet kütüphanelerine konması gibi büyük ve mühim icraatlara imza atarak büyük kuvvet kazanan Demokratların yeniden dirilip, kaldıkları yerden devam etmeleri gerekmektedir.

Başta Risâle-i Nur eserlerinin resmî neşredilerek okullarda okutulması olmak üzere, Ayasofya Camii’nin ibadete açılması ve Şark üniversitesinin hayata geçirilip, bütün vatan sathına yayılması olan bu üç mühim mesele önümüzde durmaktadır. “Bu meselenin ihyasıyla hâsıl olan nur ve feyiz, Demokrat hükümetin en büyük ve cihan değer bir hizmeti olarak ebede kadar misli görülmemiş bir parlaklıkla lemeân edecektir. Ve beynelmilel bir itibarı temin edecektir.”Demokratlara duyurulur.

Dipnotlar:

1-Emirdağ Lahikası 841,

2-Tarihçe-i Hayat 81,

3- Emirdağ Lahikası 842,

4-Eski Said Dönemi Eserleri 290,

5-age. 290,

6- Emirdağ Lahikası 842,

7-age. 845,

8- Eski Said Dönemi Eserleri 293,

9-age. 295,

10- Emirdağ Lahikası 780,

11-age. 781

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*