1- Okumadı!
2- Duyduğunu yanlış anladı!
3- Okul öncesi dönemden üniversite eğitiminin sonrasına kadar, “kitap okuma” stratejik bir konu olarak ele alınmıyor!
4- Çocuklar, anne babalarının elinde kitap görmüyor, televizyon kumandası, bilgisayar faresi görüyor!
5- Öğrenciler, öğretmenlerinin elinde kitap-kalem değil, sigara, kumar kâğıdı görüyor!
Okumayla ilgili şu rakamlar ne kadar can acıtıcı: 2009 yılı itibariyle Türkiye’de toplam 45 çocuk kütüphanesi, 14 yazma eser kütüphanesi ve 55 gezici kütüphane olmak üzere toplam 1152 kütüphane olmasına karşılık Almanya’da 10.531, İngiltere’de 4.620, İspanya’da 5.209 kütüphane bulunduğunu söyleyen Avcı, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını şöyle açıkladı:
“Ülkemizdeki kütüphanelerin 52’si çeşitli nedenlerle kapalı bulunmaktadır. Türkiye’deki kütüphanelerde 13 milyon kitap olmasına karşılık, Bulgaristan’da 46 milyon, Rusya’da 739 milyon, Almanya’daki kütüphanelerde 104 milyon kitap mevcut. Türkiye’de kütüphanelere kayıtlı üye sayısı 493 bin 500 iken, İran’da 7 milyon, Fransa’da 16 milyon, İngiltere’de 35 milyon kütüphane üyesi bulunuyor.
“Almanya’da 7 bin 500 kişiye 1 kütüphane düşerken, Türkiye’de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşmektedir. Almanya’da halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci sayısı 8 bin 337, Fransa’da 7 bin 88, İngiltere’de 6 bin 978, İspanya’da 3 bin 794, Türkiye’de sadece 333 kişidir.
“Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda.
“Japonya’da toplumun yüzde 14’ü, Amerika’da yüzde 12’si, İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca binde 1 kişi kitap okuyor. Bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli yılda ortalama 10, bir Fransız yılda ortalama 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor.” (anka)
Türkiye’de kitap okuma oranı binde bir. Bir Türk 10 yılda bir kitap bitiriyor!
Türkiye’de kitap 1928’lerden sonra resmen yasaklandı! Kur’ân okumak, tefsir okumak yasak! Üç kişi bir araya gelip kitap okursa, “örgüt” kabul ediliyor ve karakola, nezârete, hapse atılıyor ve mahkemelerde süründürülüyordu!
Japon kitap okuyor, Türk ise okuyanın canına okuyor!
Bugün Japonya’da, öğle üzeri bir miktar uyku, kanunî bir mecburiyet hâline getirilmiştir. Her işveren ve işyeri, bu imkânı çalışanına tanımak zorundadır. Bizde bu uyku sünnettir (kaylûle). Yoksa güzel hasletlerimiz, özelliklerimiz bireysel ve sosyal hayatımızda itibar görmediğinden bize küserek yabancılar çarşısında mı sergilenmeye başlamış?
“Japonlar son derece sade, basit, yalın, mütevazi yaşayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar, Japonlara göre ruhen tekâmül edememiş, hayatın mânâsını anlayamamış, zavallı kimselerdir. Böyleleriyle; ‘Evini mezat salonuna çevirmiş zavallı’ diye eğlenirler.”
Gösteriş için eşyanın esiri olmak ne acı!
İnşâallah okumanın, kitabın, ilmin kölesi olabilmek dileğiyle…
Benzer konuda makaleler:
- Kitaplar sizi bekliyor
- Marifet, tersinden okumak mı?
- Bu kütüphanede kayıt yok!
- Okuyalım arkadaşlar
- Bizim Aile “kâinat kitabı´´nı okuyor
- Oku(ma) ve okuma programları
- “Televizyonları kapatıp kitap okuyalım”
- En büyük siyasî ve ahlâkî problemimiz nedir?
- Camiler aynı zamanda ilim ve kültür yuvasıdır
- Kütüphane lâzım değil mi?
İlk yorum yapan olun