Ehl-i iman, Risale-i Nur’a şiddetle muhtaç

altBu acib asırda ehl-i iman, Risale-i Nur’a ve ehl-i fen ve mektep muallimleri Asâ-yı Mûsa’ya şiddetle muhtaç oldukları gibi; hafızlar ve hocalar dahi Zülfikar’a şiddetle muhtaçtırlar.

Evet, meselâ i’caz-ı Kur’ânî bahsindeki ekser âyetlerin medar-ı şüphe ve itiraz olmuş aynı yerlerde, i’cazın lem’aları ve Kur’ân’ın güzel nükteleri ispat edilmiş.

Umum Risale-i Nur Şakirdleri namına

Said Nursî

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Madem Risale-i Nur makine ile taammüm etmeye başlamış ve madem felsefe ve hikmet-i cedideyi okuyan mektepliler ve muallimler çoklukla Risale-i Nur’a yapışıyorlar; elbette bir hakikat beyan etmek lâzım geliyor.

Şöyle ki: Risale-i Nur’un şiddetle tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise, mutlak değildir, belki muzır kısmınadır. Çünkü, felsefenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye ve ahlâk ve kemâlât-ı insaniyeye ve sanatın terakkiyatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kur’ân ile barışıktır. Belki Kur’ân’ın hikmetine hâdimdir, muaraza edemez. Bu kısma Risale-i Nur ilişmiyor.

İkinci kısım felsefe ise, dalâlete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşürmeye vesile olduğu gibi, sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalâleti netice verdiğinden ve sihir gibi harikalarıyla Kur’ân’ın mu’cizekâr hakikatleriyle muaraza ettiği için, Risale-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle, felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor; müstakim, menfaattar felsefeye ilişmiyor. Onun için mektepliler Risale-i Nur’a itirazsız, çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler. Fakat gizli münafıklar nasıl ki bir kısım hocaları bütün bütün manasız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocaların hakikî malı olan Risale-i Nur aleyhinde istimal ettikleri gibi, bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nur’lar aleyhinde istimal etmek ihtimaline binaen, bu hakikat Asâ-yı Mûsa ve Zülfikar mecmuaları başında yazılsa münasip olur.

***

…bu mecmuanın [Asa-yı Musa’nın] “Meyve” kısmı bir müdafaa hükmüne geçip başımıza çöken dehşetli, zulümlü zulmetleri dağıttığı gibi, “Hüccetler” kısmı da Nur’lara karşı cephe alan felsefe karanlıklarını izale edip Ankara ehl-i vukufunu teslime ve takdire mecbur etmesi ve istikbaldeki zulmetleri izale edeceğine çok emareler bulunması ve asâ-yı Mûsa (aleyhisselâm) bir taşta on iki çeşme akıtmasına ve on bir mu’cizeye medar olmasına mukabil ve müşabih bu son mecmua dahi, “Meyve” on bir mesele-i nuraniyesi ve “Hüccetullahi’l-Baliğa” kısmı on bir hüccet-i kàtıası bulunması cihetinde bize kanaat verdi ki, İmam-ı Ali Radıyallahu Anh o fıkra ile doğrudan doğruya bu Asâ-yı Mûsa (as) ismindeki mecmuaya bakar ve ondan tahsinkârâne haber verir.

Said Nursî

Asa-yı Musa, Yeni Asya Neşriyat, 2016, s. 17-19

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*