Ekran polisleri

Emniyet Genel Müdürlüğü, televizyon izlenme oranları yüksek yerli dizelere mercek tutuyor.

Ne mi yapıyor?

Dizi filmlerde trafik kurallarına uyup uyulmadığını takip ediyor.

Geçen yıl başlayan proje kapsamında görevli polisler tarafından izlenen dizilerdeki;

-Emniyet kemeri takma,

-Motosiklet sürücülerinin kask takması,

-Kırmızı ışık ve cep telefonu kurallarına uyulup uyulmadığını… tesbit etmiş.

Peki ihlâl tesbiti yapılmış mı?

11 aylık incelemede 2 bin bölüm dizi izlenmiş ve kural ihlâllerini belirlemiş.

Hatta; dizi yönetmenleri aranarak kurallara uyulan dizilerin yapımcı ve yönetmenlerine teşekkür mektubu gönderilmiş.

Bunlar güzel ve olumlu gelişmeler.

Ancak, hâlâ akıllarda şu soru var:

Neden “trafik terörü” can almada “rekor” üstüne rekor kırıyor?

YA AHLÂK POLİSLERİ?

Trafik kurallarıyla ilgili yapılan denetimler, sıkı takipler olumlu sonuç veriyor.

Peki, “ahlâksızlıkla” ilgili takipler niye yapılmıyor?

Dizi filmlerde “arkadaşlık” adı altında sergilenen “cinsel” dozu yüksek “ahlâksızlık” ha bire körükleniyor.

Bununla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü acaba bir proje üretip uygulamaya koyamaz mı?

Dizi filmlerde yaşanan sınırsız “aşk” sahnelerine denetim getirilemez mi?

Çok şey mi istiyoruz?

ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE

Trafik demişken… Her bayram dönüşü yaşanan kâbus yine tekerrür etti.

İstanbul dönüşü, İzmit ve Afyon’da kilometrelerce araç kuyruğu oluştu.

Dahası; tatil kazalarında 114 can verdik.

Türk’ün aklı sonradan gelir denir, ama biz “trafik” konusunda “akıl tutulması” yaşıyoruz galiba!

EVE DÖNÜŞ

Lübnan’da kaçırılan pilotların geri dönmesi hepimizin yüreğini ferahlattı.

Gerçekten bu kadar haber arasında, esir pilotların durumu gönlümüzün bir köşesinde “acaba”larla doluydu.

Şimdi kuşku bulutları dağıldı, sevinç yumağına döndü.

Televizyonların canlı yayına bağlanıp bunu anbean aktarması yerindeydi.

71 gün sonra serbest bırakılan Akpınar ve Ağca’ya hoş geldiniz diyoruz.

Mutlu sonla biten Türk filmleri yok.

Ama gerçek hayatta mutlu biten “son”lar varmış.

HAKAN FİDAN

MİT Müstaşarı Hakan Fidan’la ilgili spekülatif haberler tavan yaptı.

Onun adına açık oturumlar yapılıyor televizyonda (Habertürk). Gazeteler yazı yazıyor.

Gariptir, Amerikan ve İsrail basını Hakan Fidan hakkında atıp tutuyor, cevap veremiyor.

Yerli medya saatlerce tartışıyor… Ama o mesleği gereği “konuşamıyor” ve cevap veremiyor.

Peki, “söz savunmanın” ilkesi nerede kaldı?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*