Kur’ân Kursları ve Risale-i Nurlar

Biten değil, başlayan bir ders; bismillah.

Oturduğumuz mekânda güzel gelişmeler oluyor. Sitemiz, şükür, bir eğitim merkezine dönüşüyor. Aydın insanların oturduğu mekânda, insanlar doğru olana, ihtiyaç olana sahip çıkıyorlar.

Sitemizde üç yılı aşkın bir zamandır, Perşembe gecelerinde önce Yasin tilâveti ile başlayan ve sonra da Risale-i Nur sohbetleri ile devam eden, ikramla biten bir program takip ediliyor. Bu derslere 10-15 kişiyi bulan site sakini ve bir o kadar da genç topluluğu katılıyor. Bu oturmuş gelenek her hafta bir katılımcının evinde gerçekleşiyor. Tamamen gönüllülük esasıyla çalışan sistem hem evleri, hem sitemizi, hem de içinde yaşadığımız toplumu olumlu etkileyen pek çok gelişmelere sahne oluyor.

Sohbetlere katılanlar din kardeşliği duyguları içerisinde tatlı muhabbetler yapıyorlar. Hem komşuluk hakkı ve hukuku temin ediliyor hem de ortak hayat ihtiyaçlarımız konuşuluyor.

Aynı durum, eş ve çocuklarımızın da katıldığı bayanlarda da devam ediyor. Onlar da haftada bir gün bir araya geliyorlar ve Nur sohbetlerini gerçekleştiriyorlar. İfade edildiğine göre daha önce Risale-i Nur konusunda malûmatı olmayan hanımefendiler şimdilerde külliyatını almış, kendileri derslerini yapabilecek, okuyabilecek hale gelmiş bulunuyorlar. Ne mutlu!

Tabiî gelişmeler bitmedi, şimdilerde ise sitemizde yeni bir heyecan var.

Bu örneği neden paylaşıyoruz? Yani birey ve toplum hayatındaki problemler için herkes bir şey söylüyor, yaşananları tahlil ediyorlar da, peki problemin giderilmesi için kim, ne yapıyor? Asıl soru ve sorun bu! Oysa bir kişinin olumlu adımı onlarca kişiyi, aileyi olumlu etkiliyor.

Sitemizdeki bir mü’min kardeşimizin özel ilgisi sonucu, on-on beş kişilik bir genç toplulukla, ilkbaharla birlikte sitemizin kamelyasında Kur’ân dersleri başladı. Haftanın belli günlerinde sadece bir iki saatin ayrılmasıyla ortaya çıkan manzara, oturduğumuz apartmanlar, siteler, evler içinde eğitim adına nelerin yapılabileceğini gösteren en güzel örnek oldu.

Bütün mesele birilerinin bu işleri dert edinmesidir. Tabiî kimse dert edinmeyince de, bu sefer ortaya çıkan problemlerde herkesin başı ağrıyor, üzülmek durumunda kalınıyor.

Gençlerden bir-iki hafta içerisinde Kur’ân okumaya geçenler oldu. Onlara merasimle hediyeleri verildi. Önümüzdeki günlerde bu sayı artacak inşallah. 13 yaş altı olan sitemizin bu çocukları şimdilerde oldukça heyecanlı. Hatta bilen bilmeyeni çalıştırıyor. Boş zamanlarında kamelyadan ‘elif, be, te, se’ sesleri yükseliyor.

Tabiî bir güzel gelişme daha oldu. Kıymetli Yaşarsoy kardeşimizle istişare ederek, bu gençlerimize aynı zamanda Risale derslerinin de yapılması uygun görüldü. Mademki zaten Kur’ân öğrenmek amaçlı bir araya geliniyor, o zaman Kur’ân’ın lâfzı kadar, hatta daha önemli olan ruhunun, manasının, tefsirinin okunması ve anlaşılıp, hayata katılması da bir o kadar önemlidir.

Nitekim, ilk dersimiz Birinci Söz oldu. Yani, ‘bismillah’ dedik. Çocuklarımıza yapılabilecek en kolay bir ibadet olan, ‘Bismillahirrahmanirrahim’i okuduk. Meselâ dersimizin olduğu akşam için anlaştık ki, evde yemek için sofraya oturulduğunda, ‘Durun!’ diyecekler, ‘Ne oldu?’ diye sorulduğunda ise, ‘lütfen, yemeğe başlamadan ‘bismillah’ diyelim’ diyecekler.

Önce bireysel, sonra ise koro halinde, seslice ‘Bismillahirrahmanirrahim’ diyerek dersimizi başlattık. Bu biten değil, başlayan bir ders oldu.

Kur’ân öğrenen çocuklardaki bu neşe ve Risale-i Nurlara olan ilgi bende şu çağrışımı yaptı. Yani aynı durum neden Kur’ân Kursları için olmasın. Neden Kur’ân’ın lâfzının okutulduğu mekânlarımızda çocuklarımız Kur’ân’ın manası ve ruhu ile de tanışmasınlar?

Devlet ricali, Risale-i Nurlarla bugünlerde çok ilgili. Hayra alâmettir inşallah. İşârâtül’-İ’câz’ın Diyanet tarafından basılması ve bu uygulamanın diğer Risaleleri de kapsayacak olması güzel. Ama aslolan basılması kadar okunması, yaşanmasıdır. Devletin basılması ile birlikte okunmasına, anlaşılmasına da hizmet etmesi beklenir ki, topluma olumlu etkisi o zaman ortaya çıkacaktır. Oysa birkaç aydır yayınevleri okuyucularına Risale ulaştıramıyorlar. Bandrol engeli Risalelerin basım, dağıtım ve neşrine mani oldu. Bu bir vebal değil midir?

Madem devlet ricali Risalelerin bu vatan gençlerinin imdadına gönderilmiş bir manevî tiryak olduğunu anladılar, o zaman yüz binlerce gencimizin, çocuğumuzun yazları eğitim aldığı Kur’ân Kurslarına bu Kur’ân hakikatlerini ulaştırsınlar. Yüzünden Kur’ân okumalarının yapıldığı mekânlarda bir program dahilinde Kur’ân-ı Kerîm’in bir mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nurlar da okutulsun.

Devlet ricali samimî ise, “Risale-i Nurları üniversitelere, liselere nasıl ders olarak koyabiliriz, Kur’ân Kurslarında nasıl bir müfredatla bu hakikatleri okutabiliriz?” diye kafa yorsunlar.

On yıllardır raflarında Risale-i Nurlar bulunmayan Kur’ân Kursları, bir eksikliği gözler önüne sermiyor mu?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*