Eskişehir’de Nurlu içtima

21 Ocak 2012 Cumartesi günü Eskişehir Yeni Asya Vakfı’nda bir buluşma gerçekleşti.

Ev sahipliğini Yahya Şengil’in yaptığı bu dâvet, gerek YAŞ kararıyla, gerekse kendi kararları veya emeklilikleri dolayısıyla TSK’dan ayrılmış asker kökenli Nur Talebelerini bir araya getirmek için yapılmıştı. Malûm kış şartlarına ve Eskişehir’in meşhur ayazına rağmen, uzak yakın demeden bu dâvete icabet eden hizmet erleri, Nurlu bir içtimâ için bir araya gelmişlerdi. Onları içtimâ eden komut, kalplerindeki muhabbet canibinden geliyordu. Onun için bu içtimada tekmil alıp tekmil vermek yoktu. Selâm verip selâm almak ve namaz için tekbir almak vard

Gazetemizin Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Kara, Eski Yönetim Kurulu Üyelerimizden Mehmet Timur, Gazetemiz yazarlarından Vehbi Kara, Ahmet Özdemir ve yirmiden fazla asker kökenli Nur Talebesi bir araya gelmişti. Yine YAŞ mağdurlarından olan ve uzun yıllar Barla Sosyal Tesislerinin yöneticiliğini yapan Niyazı Budak da bu toplantıya katılanlar arasındaydı. Niyazi Bey’in aynı zamanda Isparta’dan okuma programı için gelen gençlere refakat etmek amacıyla şehrimizde bulunması, güzel bir tevafuk olmuştu.

Bu buluşmalar ne bir cunta teşekkülü, ne de bir darbe teşebbüsü için değildi. Bu buluşmalar, sırf Allah rızası için birbirini seven kalplerin bir araya gelmesi, acı ve tatlı hatıraların yâd edilmesi, kardeşler arasında “müfritane irtibatın” tesisi ve devamı içindi. Eskiden silâh arkadaşları olan subay ve astsubaylar şimdi dâvâ arkadaşı olmuşlardı. İman ordusunda bir nefer olarak görev yapıyorlardı.

Bu Nurlu buluşmaya katılanların her biri, uzun yıllar kahraman ordumuzun çeşitli kademelerinde başarılı görevler ifa etmiş askerlerdi. Astsubaylıktan albaylığa kadar çeşitli rütbelerde vazife yapan bu eski askerlerin her biri şimdi iman hizmetinde “hizmet eri” olarak çalışıyorlardı. Onlar buradaki er’liği, dünyevî rütbelerin en yükseğine tercih etmişlerdi. Nasıl olsa musallada imam efendi “er kişi niyetine” diye tekbir alacaktı.

Onlar TSK’ya girerken, orasının “Peygamber Ocağı” olduğunu düşündükleri için girmişlerdi. Zira bu ordunun mazisinde bin sene İslâm’ın bayraktarlığını yapmak gibi bir şeref levhası parlıyordu. Ne var ki, ordunun dizginlerini eline geçiren bir zihniyet, onları “zararlı unsur” olarak görüyor, onları ordudan atmak için kararlar alıyordu. Kimisini namaz kıldığı için, kimisini dinî yayınlar okuduğu için, bazılarını da eşinin başı kapalı olduğu için Peygamber Ocağından atmışlardı. Ama bu mağduriyet ve haksız tasarruflar, hizmet erlerinin şevkini arttırmış, Nurlara daha sıkı sarılmalarına vesile olmuştu.

Uzak yerlerden gelenlerin gecikmesiyle, toplantı ancak öğleden sonra başlayabildi. Mustafa Beydemir Ağabeyimizin hazırladığı ve içine ihlâs ve muhabbet çeşnisi katarak lezzetlendirdiği çorbalar içildi. Sonra üst kattaki sohbet odasına geçildi. Çeşitli hatıraların yâd edildiği, hasretliklerin giderildiği buluşma, çok güzel bir muhabbet ortamının doğmasına yol açtı. Şevkler yenilendi, ümitler tazelendi. Üstâd Hazretlerinin “müfritane irtibat” tavsiyesinin ne kadar yerinde olduğu daha iyi anlaşıldı. Hiç kimse, “ne günlere kaldık” diye teessüf etmiyordu. Herkes, “ne günlerden geldik” diye tebessüm ediyordu.

Bu Nurlu buluşmalar ve ülkemizdeki güzel gelişmeler, “Kahraman ordu dizginlerini kurtaracak” müjdesinin ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. Bu soğuk kış günlerinin sonunda, cennetâsâ bahara kavuşacağımızı kuvvetle ümit ediyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*