Kardeşlerim, hiç merak etmeyiniz. Kat’î kanaatim geldi, bizler bir inayet altında, gayet ehemmiyetli bir hizmette ve ihtiyar ve iktidarımız haricinde bir dest-i gaybî tarafından istihdam ediliyoruz.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Size melaikeye ait Meyvelerin bir parçasını daha gönderdim. Mahkeme reisi kitaplarımı bana vereceğini söylemesi üzerine, Denizli’ye iki vekâletname gönderdim. Burada bana şiddetli bir tecrid ve tazyik verildiğine merak etmeyiniz; inayet-i Rabbaniye devam ediyor.
Hem ne vakit Risâle-i Nur’a ilişilmişse, bir nevi umumî korku başlamış görüyoruz. Demek bu vatanın belâlardan muhafazası için Risâle-i Nur bir kat’î vesiledir. Madem böyledir, millet ve vatanı sevenler Risâle-i Nur’u serbest bıraksınlar ve okusunlar ve okutsunlar.
İâşe için tahsisatlarından, yalnız masraf borçları vermek için birtek defa sekiz günlük tayinatı kabul ettim, “Daha istemem” dedim.
***
Aziz, sıddık, tam metin kardeşlerim,
Şehid merhumun berzahta okumasıyla mesrurane meşgul olduğu Nur Risâlelerini dünyada kendi yerinde çalışmak ve beni de çalıştırmak için yazılmışlar gibi tam vaktinde yetişti ve medrese-i Yusufiyenin üç tatlı meyvesini ve Kur’ân’ın kudsî ve Firdevsî binler meyveler veren üç hizbini beraber getirdi.
İki kahraman mübarek, yazdıkları güzel iki Meyvelerinin tarzında ve kıtasında On Birinci Meselesini dahi yazıp dört-beş nüsha Hizb-i Nuriye varsa ve beş-altı Hizb-i Kur’âniye ile beraber gönderilse münasiptir. Ve Hüsrev’in fıkrası, On Birinci Meselenin ahirinde kaydedilsin.
Size bu defa Âyete’l-Kürsî’nin arkadaşı ve tetimmesi iki-üç âyetin bir nükte-i i’câziyelerine dair bir parça gönderdim. Daha tamamlamaya bir ihtar almadım, noksan kaldı, pek acelelikle yazıldı. Ehemmiyetli sırlar göründü, fakat dünyaya bakmamak için tamam ve açık yazdırılmadı. Eğer hoşunuza gitse, On Birinci Meselenin Haşiyesinin bir lâhikası olarak kaydedersiniz ve İ’câz-ı Kur’ân Risâlesinin zeyillerinde hem “el-Felâk” nüktesini, hem bunu yazarsınız.
Kardeşlerim, hiç merak etmeyiniz. Kat’î kanaatim geldi, bizler bir inayet altında, gayet ehemmiyetli bir hizmette ve ihtiyar ve iktidarımız haricinde bir dest-i gaybî tarafından istihdam ediliyoruz. Çok defa “Belki sevmediğiniz şey hakkınızda hayırlıdır” (Bakara Sûresi: 216.) sırrına mazhar oluyoruz. Bu çalışmada zahmet pek az, ücret pek çok.
Emirdağ Lâhikası, s. 24
LÛGATÇE:
berzah: Kabir âlemi.
mesrurane: Sevinçle.
nükte-i i’câziye: Mu’cizelik nüktesi.
inayet: Allah’ın yardımı, himayesi.
dest-i gaybî: Görünmeyen el.
Benzer konuda makaleler:
- Gayet ehemmiyetli bir hizmette istihdam ediliyoruz
- Ehemmiyetli bir hizmette istihdam ediliyoruz
- Yeni Asya’nın elinde Nur var, siyaset topuzu yok!
- BEDİÜZZAMAN SAİD NURSî: Merak etmeyiniz, o Nurlar parlayacaklar
- Bu vatanın belâlardan muhafazası için Risale-i Nur bir katî vesiledir
- Bediüzzaman’ı dinle
- Risâle-i Nur bu asrı ve istikbali kendiyle meşgul edecek
- Merak etmeyiniz, o Nurlar parlayacak
- Hizmet-i imaniye en ehemmiyetli bir vazifedir
- İman hizmeti en ehemmiyetli vazifedir
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun