Gençlere mikrofon tutulursa

Gençlik, değerlendirilebilirse eğer su çarklarını döndüren su gibi ; azîz ve kuvvetli ve saf bir enerji açığa çıkar. Cemaatimizde de elhamdulillah çok istidatlı gençler var.

Adana’daki ve Maraş’tan gelen bu gençlerin istidadını ortaya çıkarmak adına, bilinçlendirip enerjiyi hizmete yönlendirmek için gelen Nuray Serim Hasbaş ablamız, 4 gün süren seminerlerden Cumartesi akşamını gençlere ayırdı. Biz gençlerle ilgilendi, fikirlerimizi sordu, daha neler yapabiliriz diye fikirler verdi. İşte bir Cumartesi akşamının ürünü olan bu gençlik fikir konuşması çok güzel şeylere vesile oldu. “Neden Risale-i Nur okuyoruz?” sorusundan yola çıkarak öyle güzel cevaplar duyduk ki, sizler de duyun istedik. Üstadın müjdelediği Cennetâsâ baharın liseli ve üniversiteli çiçekleri neler demiş bir bakalım.

Nuray Serim Hasbaş: Neden Risale-i Nur okuyoruz? Biz niye Risale-i Nur okuma noktasında bu kadar tahşidat yapıyoruz gençler? Şimdi bu konuda sizlerin fikirlerini ve düşüncelerini alalım.

Sueda (15): Gerçeği görebilmek için. Mesela bugün manzaralı bir yere gittik, oradaki kuşa bakışta, ördeğe bakışta Risale-i nur okuyan kişi farklı bakıyor. Biz ona baktığımız zaman Allah’ın isimlerini görüyoruz.. Gözlük değiştiriyor yani Risale-i Nur.

Elif (22, İktisat, Maraş): Risale-i Nur Kur’ân’ın tefsiri. Yani Kur’ân’ı anlamanın yoludur. Kendini günahlardan, dış çevreden muhafaza ediyorsun. Mesela ben 4 yıldır üniversitedeyim. Kimseyle muhatap olmadım şahsî olarak. Yani gizli bir yasakçı bırakıyor vicdanımda. Her an bir kamera var gibi.. Hesap günü var, bunu hatırlatıyor bana Risale-i Nur.

Duyarlılığı arttırıyor

Nurefşan (22, Bilgisayar Mühendisliği): Aklımı tatmin ettiğini hissediyorum Risale-i Nur’un. Bir de duyarlılık meselesi var. Üniversite çevresi çok önemli. Şöyle bir örnek vereyim; lisedeyken sınıftaki erkekler Cumaya gitmiyordu, ben de bundan etkilenmemeye çalışıyordum. Sonra dersaneye gitmeye başladım, orada erkekler Cumaya gidiyordu. Ben tesettürlü olmama rağmen, şaşırmıştım. Yani demek istediğim algımı değiştiriyor, duyarlılık seviyemi değiştiriyor. Anne babalarımız hep der ‘arkadaş seni etkiler’. Ben buna inanmıyordum, etkilenmemeye çalışıyordum ama maalesef bana bağlı değilmiş bu. Hani fikren etkilenmesen de hissen ve duyarlılık olarak etkileniyorsun. Benim tesettürlü biri olarak bir erkeğin cumaya gitmesine şaşırmam buna güzel bir örnek bence. Günah sıradanlaşmaya başlıyor göre göre, bu günah değil diyorsun çünkü herkes yapıyor. İlk başta cumaya gitmeyenleri görünce şaşırmıştım, sonra gittiklerini görünce şaşırdım. İşte duyarlılık meselesi çok önemliymiş.

Rumeysa (19, İlahiyat): Müsbet hareketi öğretiyor bize Risale-i Nur. Bir arkadaşım vardı, Yeni Asya’nın meslek meşrebini sordu, sonra ciddi tenkitler yaptı. Ama ben hiç sesimi yükseltmedim, bağırıp onu kırabilirdim, sadece ortamı terk ettim. Nur talebesi asayişi muhafaza eder diyor ya Üstad, ona iktidaen olumlu yaklaşım veriyor bize Risale-i Nur.

Namaz kılmamak kul hakkı

Nuray Serim Hasbaş : Üzerimizde tecelli eden isimleri işlettirmemiz lazım. Haram sohbetlere girilirse o esma-i hüsna açığa çıkamaz. O da neyle olur? Namaza alışmamız lazım. Vakit vakit kılmaya alışmak lazım. Madem bu konuda eksiklik var, 4-9 ve 21. sözleri çokça okumalıyız . Gençlerin cehennemî tehditleri okuması lazım. Bir de namaz kılmamak kul hakkıdır. Kâinattaki kulların ibadetini sunmak bize vazifedir. Şimdi bu kadar hakkı ödeyebilecek miyiz? Bir taştan helallik dileyebilir miyim ben? Afrika’ya gidip oradakilerden helallik dileyebilir miyim?

Songül (21, İlahiyat ): Aslında Allah’ın bizi sevip hiç yoktan yarattığı için namaz kılmalıyız. Rahmân ismi hürmetine..

Nurefşan (22, Bilgisayar Mühendisliği) : Namazın ve Risale-i Nur’un eksikliğini biz direk hissedemiyoruz, fark edemiyoruz. Bunu şöyle fark edebiliriz; mesela annenin karnındaki çocuğu düşünelim. Zaman içinde onun kulağı gözü oluşuyor, ama anne karnında işine yaramıyor o göz. Hadi kulak falan biraz duyuyor da diğer organları ancak doğduktan sonra işine yarıyor. Şimdi o çocuğun aklı olsa düşünse dese ki ; ‘kulağımı gözümü çıkarayım gerek yok’. O zaman doğduğunda kör olur. İşte bunu âlem farkı olarak görüyorum. Biz bu dünyada ibadet yapıyoruz , faydasını ahirette göreceğiz. Yapmazsak eğer, Allah yolunda kullanmazsak o dili, gözü ; kesmek hükmünde olur ve ahirette kör oluruz. Yani burada tam olarak faydasını anlamayabiliriz bu eserlerin ve ibadetin , ama bu faydasız olduğu anlamına gelmez.

Risale-i Nur iç konuşmalarımızı artırıyor

Arife (16): Ben de namaza şu şekilde başlamıştım; telefonumu yeni aldığım zamanlar bataryasına çok dikkat ediyordum, hani gece boyu şarjda kalmaması gerekiyormuş ya, ben de gece alarm kurup şarjdan çıkarıyordum. Sonra dedim ki telefon için gece uykundan kalkıyorsun da, namaza mı kalkmıyorsun? Böylelikle kalkmaya başladım, sonra alışıyorsun zaten. İç konuşmalarım beni namaza götürdü. Risale-i Nur da iç konuşmalarımızı artırıyor.

ZeynepNur (22, Tıp): Ben bir arkadaşın deneyimlediği bir şeyi söylemek istiyorum; Risale-i Nur’u okumaya şevkimizin artması için bir formül : Hakiki gül yağını sabah bileklere, öğlen boyun çevresine , akşamları kulak arkasına sürüldüğünde 7 gün boyunca, bir de ameller niyetlere göredir ya, niyetimize Risale-i Nur okumayı arttırmayı da almışsak, şevk artıyor Allah’ın izniyle . Arkadaşım denemiş bunu işe yaramış.

Rumeysa (19, İlahiyat): Gün içerisinde girdiğimiz günahlar bizi ibadetten uzaklaştırıyor. Bunun için maneviyatımızı muhafaza etmemiz lazım. Bunun için de Risale-i Nur’u okumak..

Beren (22, Uluslararası ilişkiler): Risaleleri annem vesilesiyle biliyoruz. Ama çevrem çok dünyevî. Ama ben buraya gelerek büyük oranda kendimi çekiyorum. Meselâ ben seminer boyunca, 3 gündür sürekli buradayım, arkadaşlarım beni hep çağırıyor dışarıya, ama ben diyorum ki, burada kalmalısın geleceğin için. Ve gerçekten güzel şeyler öğrendim. Bir de sosyal hayatımda çok sahte insanlar var menfaatçiler var. Ama burada sadece seni Allah için seven insanlar var, nefes alıyorum burada.

Nuray Serim Hasbaş: Dersaneden ayrılmış bir kardeşin ifadesi şöyle; (7 yıl dersanede kaldı ama yetiştiremiyorum dersleri diye çıkmıştı); “Ben dersaneden çıktıktan sonra oksijen çadırından çıktığımı, nefes alamadığımı hissettim. Sanki bütün günahlar üstüme hücum ediyordu. Daha önce de o günahlar hücum ediyordu ama akşam dersanede ders yapıldığında sanki o hücumlardan korunuyordum, sabah da evden çıkarken zırh giymiş gibi hissediyordum. Haftada bir gün derslere katılıyorum ama hergün o zırhı giymek vardı.. “

Rumeysa (19, İlahiyat): Kur’ân ile Risale-i Nur’u eş tuttuğumuzu düşünüyorlar. Halbuki ben Risale-i Nur okudukça Peygamberimizi daha çok sevdim , Kur’ân’ı daha çok okumaya başladım, dinime daha çok sarıldım. Zaten bunu savunanlar risaleyi hiç açmamış insanlardır.

Kezban (36): Ben genç sayılmam ama Risale-i Nur’u 6 yıldır okuyorum, bu mânâda gencim diyebilirim 🙂 Risale-i Nur ile kâinatı anlamlandırıyorsun. Hiç bir şeyin boşa yaratılmadığını idrak ediyorsun. Keşke diyorum ki 30 yaşımdan daha önce tanısaymışım. Gençler bu vakitlerini kıymetlendirsin pişman olmasınlar.

Sueda S.(14): Ben buraya derse geldiğimde uyuyor da olsam, ki genelde uyuyorum : O sesle , ders sesiyle uyumak bile beni arındırıyor sanki. Yani bir saat de olsa mânevî açıdan temizleniyorum. Okulda yaptığım İslam’a aykırı bazı davranışlarımı durdurabiliyorum burada doğrusunu görerek. Mesela okulda çok bağırarak ve sesli konuşup gülebiliyorum, ama buraya geldikçe kendime çeki düzen veriyorum.

FatmaNur (18): Güzel ahlâk kazandırıyor bize Risale-i Nur. İnanan insanların hareketleri İslâm’a uygun olmayabiliyor. Risale-i Nur içimize yasakçı bırakıyor. Sevgiyi doğru yere vermeyi öğretiyor.

Nurefşan (22, Bilgisayar Mühendisliği): Ölümü sık sık düşününüz diyor ya, ben de öyle yapıyorum ama kâinatın tüm güzelliklerini göremeden ölecek olmak beni çok düşündürüyor ve üzüyor. Allah her şeyi o kadar hikmetli ve nizamlı yaratmış ki, ben hepsini görmek istiyorum. Uzaydan anlamak istiyorum meselâ , bitkinin yapısını bilmek istiyorum, Allah’ın o varlıklar üzerindeki tecellilerini görmek istiyorum fakat bir insan olarak hepsine hakim olmak imkânsız. Bu durumda hepsini bilen birinin aktarması beni rahatlatıyor, Bediüzzaman bunları ilhamen yazıyor. Üstadın hayatına bakıyoruz astronomide çok iyi, biyolojide çok iyi, matematikte çok iyi ve bunların hepsi Risale-i Nur’un içerisinde var. O bunların hepsini bilerek risaleleri yazıyor. Bu da beni tatmin ediyor gerçekten.

Sueda 15): Bize böyle bir müzakere imkânı sunan yine Risale-i Nur bağı.. Başka nerede bulabiliriz ki bizim düşüncelerimizi merak eden bir ortamı.. Bir de Kur’ân-ı Kerîm bir müze gibi, Risale-i Nur ise onu tarif eden bir rehber..

Risale-i Nur düşünce mihengidir

Canan(21, İngilizce öğretmenliği): Risale-i Nur bizi düşünmeye itiyor. Dışarıdaki arkadaşlarım çok boş şeyler konuşuyor çünkü düşünebilecekleri bir konu yok. Bizim düşüneceğimiz bir kaynak var. Mihenge vuracağımız bir eser var.

Arife (16): Biz burada gerçek arkadaşlığı görüyoruz. Hepimizin okulda çevresi oluyor ama eninde sonunda hakiki dostluğun burada oluyor. Mesela benim dedem vefat etmişti, ertesi gün cemaattekiler hep birlikte toplanıp bizim köyümüze geldiler. Çok güzel bir destekti. Orada hep tanıdığım insanları görünce bunu çok hissetmiştim, yanımızdalardı.

2 günlük Nur talebesi

Nur (20,Sağlık ): Ben daha yeni nurları okumaya başladım, 2 gün oldu . 2 hafta evvel kapandım. Bu konuşulanların hepsi içimden geçiyordu zaten. Daha önceden de risaleleri biliyordum ama bir önyargım vardı, meselâ Risale-i Nur’un Kur’ân’dan üstün tutulması meselesi hakkında. Ve o önyargıları yıkmaya geldim. Mesela enaniyet noktasındaki önyargımı yıktım; cemaat algısı dışardan bakıldığında, abla boyutunda üst kademe meselesi var gibi görünüyordu. Ama içine girdiğimde herkesin kendi bir fikri olduğunu, oturup konuşulduğunda üst kademenin olmadığını, herkesin kendini anlayabildiği bir ortam olduğunu görünce bu önyargım yıkıldı.

Danyal Said (5): Kur’ân’da Risale-i Nur var!

Nuray Serim Hasbaş: Bu gençlerde Risale-i Nur’un ehemmiyeti noktası gayet iyi oturmuş. Risale-i Nur bizim hayatımıza bunu kattı demek her kişinin kârı değil, er kişinin kârıdır. Çünkü Risale-i Nur’un farkını farketmişler. Tebrikler gençler! Böyle bir çalışmayı ayda bir söyleşi haline getirebilirsiniz. Notlar alıp, slayt da yapıp hazırlayabilirsiniz…

Nuray ablamıza bu güzel hizmete vesile olduğu için teşekkür ediyoruz. İnşallah en yakın zamanda bir konu belirleyip gençlerle tekrar bir mikrofon söyleşisi yapacağız, zira çok istifade ettik. Fikirlerini sunan her gence ayrı ayrı teşekkür ediyor, muvaffakiyetler diliyoruz .

Şeyda Sultan Zengin

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*