Hak üzerinde birleşmek

Dünyamızın manevî buhran geçirdiği asrımızda Bediüzzaman Hazretleri Kur’ân eczanesinden terkip ettiği formüllerle hastalıklarımıza ilâçlar terkip eder.
Terkip ettiği ilâçlardan biri de tarafgirlik hastalığı üzerinedir.

Bu hastalığın tahribatı sosyal bünye üzerinde pek derindir.

Hele de bencilliğin “ben” merkezli hayat modellerinin hızla arttığı günümüzde…

Bediüzzaman Hazretleri, birlik ve beraberliği ortadan kaldıran etkileri ile tarafgirlik hastalığını Uhuvvet Risalesi’nde tarif eder, çareler sunar.

TARAFGİRLİK HASTALIĞI

Mü’min kardeşine kin ve düşmanlık beslemek tehlikeli bir hastalık değil midir?

“Herkes benim-bizim gibi düşünmeli. Aksi takdirde biz muhaliflerimizi ezeriz!” zihniyetinin götürdüğü yer ayrışmadır, dağılmadır, zulümdür, haksızlıktır.

Âlemlerin Rabbi olan Allah kullarının günahlarını bir, hasenatlarını on yazarken, kullarına hürriyet alanı tanırken bizlere ne oluyor ki tarafgirlikle hareket edip herkesin tek fikir, tek düşünce etrafında toplanmasını istiyoruz?

Mü’minleri bir araya getiren ortak noktalarımız o kadar fazla ki! Aynı Allah’a inanıyoruz. Hepimiz Kur’ân talebesiyiz. Aynı ibadetleri ihlâsla yapmaya gayret ediyoruz. Hepimizin namazda yöneldiği Kıblemiz bir. Dünyamızı aydınlatan güneşimiz bir…

Tablo buyken, güç ve hükmetme üzerine odaklanan ve bunun için uğruna olmadık işler yapılan siyaset için mü’min kardeşini yeri gelince küfür ile, yeri gelince hainlikle suçlamak ne derece doğru? Bu derece tarafgirlik, karşılıklı gönüller kırarak ahiret hayatımızı tehlikeye sokmuyor mu? Uhrevî hayatımızı mahvettikten, dünya imtihanını kaybettikten sonra fani iktidarların ne önemi olabilir ki?

Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatından bir örnek mü’mine yakışan tavrı anlatması açısından ibretlidir. Emirdağ Lâhikası’ndaki mektuplarda onun Eşref Edip, Necip Fazıl gibi İslâm’a hizmet eden yazarları takip ettiğini, dine hizmetleri için her zaman onları takdir ve tahsinde bulunduğunu, din düşmanları onlara zarar vermesin diye duâ ettiğini, ama onların “din adına iktidar” eksenli siyasî düşüncelerini tasvip etmediğini okuyoruz.

Evet, dinde kardeşiz, fakat siyaset meselesinde Risale-i Nur’daki ölçüleri esas alırız. Ve bu ölçülere göre dinî siyasete alet etmek büyük bir tehlikedir.

HAK ÜZERİNDE BİRLEŞMEK DERSİ

Tarafgirlik hastalığının dehşetli rahatsızlıklarından kurtulmanın tek çaresi onu olumluya yönlendirmek, yani hakka hakikate tarafgir olmaktır.

Hakperest zatların hayatı bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bunlardan biri de Hz. Şa’bi’dir.

Birçok Sahabenin sohbetinde bulunmuş, Tabiin’in büyüklerinden, Hz. Şa’bî’ye (ra) birisi kötü sözler söyler. Bunun üzerine Şa’bî “Hakkımdaki bu sözlerin doğru ise, söylediklerinde haklıysan Allah beni affetsin. Doğru değil de, yalan söylüyorsan, haksızsan Allah seni affetsin” der.

Hz. Şa’bi böylece hak üzerinde birleşmenin, hakka tarafgir olmanın en güzel örneklerinden birini sunar.

Yasemin Güleçyüz

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*