Tarafgirlik tehlikesi

Tarafgirlik meyli, gözleri karartır. Mânevî günahlarla âhiretine zarar verir. Siyasî tarafgirlik, Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimizi şehit etmiştir. Siyasî tarafgirlik; gözü kör eden cani ve merhametsiz bir canavardır!

Dünyada, İslâm Coğrafyasında ve ülkede yaşanan vahşet, dehşet, terör ve infial bütün fertleri yakından etkiliyor ve tehdit ediyor.

Bu asrın en tehlikeli hastalıklarından olan; peşin hüküm, enaniyet, israf ve büyük bir illet olan tarafgirlik! Müslümanların kamplaşması, ötekileştirme, dışlama sendromu!

Hislerin hâkim olduğu ortamda hakikatleri anlatmak kolay olmaz. İşin en can acıtan yönü Nur gruplarının Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ın en kaçındığı siyasete bir şekilde eklemlenmeleridir.

Öyle ölçü kaçmıştır ki, siyasal İslâmcılara taş çıkartacak bir hissi tarafgirlik çılgınlığıyla karşı karşıyayız!

Hakikat bir şekilde gölgelenmekte, toplumdaki gruplaşma, gerilim ve rekabet ve karanlık oyunlar, bir karmaşa ortamına sürüklenmekteyiz. Tahkiki iman sahibine düşen; tarafgirlik değil, hakta sebat, istikamet ve doğru çizgide durmaktır. Kur’ân’a sarılmak ve onun bu asrı da kucaklayan hakikateleriyle hareket edip “Kudsî değerleri” siyasî ve dünyevî basit işlere alet etmemektir.

İslâm Coğrafyası ve ülkenin hâli şu anda çok ciddî “SOS” veriyor. Toplumda maddeye dayanan bir dünyevileşme hastalığı ve teknolojik hegemonya ve medya maniplesiyle şiddetli bir akıl tutulması ve tamiri mümkün olmayacak zeminlere doğru kayan bir tarafgirlik oluşmuş durumda. Tarafgirlik illetine alet olan kim olursa olsun çok büyük bir tahribat ve menfiliğe sebep oluyor.

Halbuki, tarafgirliğin, müsbete ve İslâm’daki hakkaniyet ölçüleriyle kullanılması durumunda, adaletin, emniyetin, huzurun, saadetin ve asayişin sağlanmasına sebep olur. Ne yazık ki hal şu anda bu noktada değildir.

İnsan, bilmediği konulara bakarsa bir tarafgirlik hissi uyanır; tarafgir nazarı, taraftar olduğu tarafın kusurunu görmez, zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar. Halbuki küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür.

Tarafgirlik hissiyle, bir câninin hatâsıyla, değil yalnız akrabasına, belki taraftarlarına dahi düşmanlık eder. Elinden gelse zulmeder. Halbuki, bir mâsumun hakkı, yüz câni için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez. Hatâlı bir adamın yüzünden, biçare ihtiyar anne babası ve mâsum çoluk çocuklarını ezmek, perişan etmek, tarafgirâne adâvet etmek, şefkat esasına zıttır. Müslümanlar arasında tarafgir cereyanlar olursa, mâsumlar zulümden kurtulamazlar.

Tarafgirlik meyli, gözleri karartır. Mânevî günahlarla âhiretine zarar verir. Siyasî tarafgirlik, Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimizi şehit etmiştir. Siyasî tarafgirlik; gözü kör eden cani ve merhametsiz bir canavardır!

Risale-i Nurun gerçek sahiplerine düşen, mesleklerinin esasında bulunan şefkat düsturuna sarılıp, tarafgirlik damarını tedavi etmektir. Çünkü; “Mâbeynimizdeki hakikî ve uhrevî uhuvvet, gücenmek ve tarafgirlik kaldırmaz.” (Şuâlar)

Tarafgirliğin müsbet yönünün izahı yine Risale-i Nurlar’da ve Bediüzzaman’ın ifade ve tatbikatlarındadır. Bediüzzaman Hazretleri’nin Kur’ân tezgâhından insanlığa emanet bıraktığı bu ulvî hakikatlere kulak verelim: “Evet, Sözler, tûbâ-i Cennetin meyveleri gibi tatlı ve güzel olan iman ve İslâmiyetin meyvelerini ve saadet-i dâreynin mehâsini gibi hoş ve şirin öyle neticelerini göstermişler ki, görenlere ve tanıyanlara nihayetsiz bir “tarafgirlik” ve iltizam ve teslim hissini verir. Ve silsile-i mevcudat gibi kuvvetli ve zerrat gibi kesretli iman ve İslâmın bürhanlarını göstermişler ki, nihayetsiz bir iz’an ve kuvvet-i iman verirler. Hattâ bazı defa Evrâd-ı Şah-ı Nakşibendîde şehadet getirdiğim vakit, (Biz bu inanç üzere yaşıyoruz, bunun üzerine ölürüz ve yarın yine bunun üzerine diriltileceğiz) dediğim zaman nihayetsiz bir tarafgirlik hissediyorum. Eğer bütün dünya bana verilse, bir hakikat-i imaniyeyi feda edemiyorum. Bir hakikatin bir dakika aksini farz etmek bana gayet elîm geliyor. Bütün dünya benim olsa, birtek hakaik-i imaniyenin vücut bulmasına bilâtereddüt vermesine nefsim itaat ediyor.    (Mektubat, Dokuzuncu Mektup s: 38)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*