Hükümetin, ırkçı yardımcısıyla baskın seçime karar vermesi, milletimizi heyecanlandırmışa benziyor. Demokrasi düşmanı ANAP’ın devamı olan AKP’nin korku ve panik içinde, iki ay gibi kısa bir sürede tekrar iktidar koltuğuna bin bir hile ile koşması, hem heyecanımıza ve hem de şu musibetten kurtulma ümidimize kuvvet verdi doğrusu.
CHP Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan güzel bir laf etti… Artık armudun sapı üzümün çöpü devri sona ermiştir. Önce Demokrasiyi kurtarmamız lazım, dedi. Elhak doğru bir yaklaşım. Hürriyet ve demokrasinin olmadığı yerde insanlık olamayacağına göre. Orada şu parti, bu partiden bahsetmek neye yarar. Veya dinî cemaatler, sosyal demokratlar, milliyetçiler ve adalet arayanlar… Bunların esamesi ancak demokrasiden sonra okunur. Öyleyse Tezcan’ın dediği önce demokrasi…
Otuz beş seneden fazladır, kafaları ve hayalleri demokrasi karşıtlarınca işgal edilenler, partiler arasında fark görmeyebilirler. Bilhassa; hürriyet mi, ekmek mi sınavında tercihlerini ekmekten yana koymuş olanlar, 12 Eylül darbesinin kuyruğu olan AKP´yi de demokrat kabul edebilirler. Zira, bunca felaket, millî servetin düşmanlara dağıtılması, milletin arasına AKP eliyle konulan düşmanlıklar ve yine milletin sefalet içinde AKP kapısında dilenci durumuna düşürülmesi, çoğu insanımızın gözlerini açmıştır. Bir anda, Cumhurbaşkanı adaylarının yüzbinlerce imzaya kavuşmaları, milletin bu kez kararlı olduğunu gösteriyor.
Bu millet demokrasisizlikten çok çekti ama, azıcık pişmişe benziyor. Suriye ile savaştı, Rusya ile savaştı… Sonra Türkiye’de Türk Kürt çatışması provaları yapıldı. Dışarıdan hazırlanan oyunlara itibar etmedi. Demokrasi ve hürriyetlerden başka bir çözüm olmayacağını anlamış olacak ki, herkes sıkıntılardan ve felaketlerden kurtuluşu 24 Haziran seçimlerine bağlamış görünüyor.
Ortada bir Vakıa var. 2016’dan bu senenin çeyreğine varmadan Liranın şu müthiş düşüşü Reisi bunaltmış durumda. Körfez muslukları da kapanınca, elde avuçta olanı satışa koyuyor, sayın Ağbal. Bu büyük deliğe AKP’nin bu saatten sonra yama bulamayacağını hepimiz biliyoruz.
Güzel olanı, şu ittifaklar sayesinde barajların da kaybolması oldu. 24 Haziran’da kim Cumhurbaşkanı olursa olsun çok renkli bir meclisimiz olacağı kesin. Bu ise demokrasi için hayırlı olacak kanısındayız.
Açık ve seçik söylüyoruz. AKP´yi sevenler de muhalefete rey vermelidirler. Zira bundan sonrası uçurum. Hem AKP’yi ve hem de Türkiye’yi bu uçurumdan kurtarmanın yolu Demokrasiyi kurtarmaktır. Demokrasimizi ne Avrupa ve ne de Amerika kurtaracaktır. Onu herkesten önce Türk milleti kurtarmaya teşebbüs etmek zorundadır. Ve bu hareketiyle de Demokrasiyi hak ettiğimizi dünyaya deklare ettireceğiz. İşte bunun için diyorum ki: Herkes demokrasi cephesinde…
Benzer konuda makaleler:
- Demokrasi yürüyüşü
- Demokrasi günlüğü
- Zerratı günahkârlardan mürekkep hükümet ne demek?
- Herkes padişah olsun!
- Sol, demokrasi ve Kemalizm
- Demokrasi mücadelesinin bedelini Demokratlar ödedi
- Millet İttifakı bitti mi?
- Demokrasi köprüsü
- Hürriyetle iman tanımını ilk Bediüzzaman yaptı
- Cumhurbaşkanı Gül: Türkiye bu saldırıyı asla affetmeyecek
Dogru söze kim ne diyebilir ki…