BİR vakittir, memleketin istikbali hakkında ümitli olmama sebep olan yegane şeyin sinema olduğunu söyleyip duruyorum. Said-i Nursi’nin hayatını anlatan bir filmin vizyona girmesi de bence, memleketin hayrınadır.
Güneydoğuda yaşananları konu alan filmler yapıldı.
Güneydoğuda yaşananları konu alan filmler yapıldı.
Daha önce 6-7 Eylül olayları ilk defa perdeye yansıdığında çok mutlu olmuştum. İletişimcilerle çevrili bir alemde yaşıyorum. Bu filmler hakkında dile getirdiğim her olumlu kanaat, bir yığın itirazla karşılaştı. Özellikle filmlerin kalitesi hakkında akademik eleştirilere maruz kaldım.
Filmlerin kalitesi beni de tatmin etmiyor. Ama yapılmış olmalarını bile çok önemsiyorum. Dördüncü Murat hakkında bir film yapılması, bence, aynı dönem hakkında başka bir film yapılmasını engellemez. Aksine teşvik eder. Etmeli. Said-i Nursi hakkında bir film yapılmış olması da, ona başka pencerelerden bakanları yeni filmler yapmaya kışkırtmalı.
Eminim, bu da olacak. Hepimiz zenginleşeceğiz. Sinemanın yardımıyla kendimizle, tarihimizle, birbirimizle yüzleşeceğiz.
Cemalettin Taşçı, Akşam 6.1.2011
Benzer konuda makaleler:
- Çarpık film anlayışı
- Hür Adam filmi niye kimi sinemalarda gösterilmedi?
- “Hür Adam”ın hürriyeti
- Çağımızın putu: Oscar
- “Hür Adam” dönüm noktası
- Hür Adam…
- Toparlanın, sinemaya gidiyoruz!
- ‘Hür Adam’ı Çekmeseydim Üstad’ı Tanıyamazdım’
- Hür Adam’a selâm
- “Hür Adam”ı anlamak
İlk yorum yapan olun